Bir Ayrılık Mektubu…

FiRaRi_MeLeK

Daimi Üye
Üye
Bir Ayrılık Mektubu…
Bunlar sana son sözlerim sevgili, gidiyorum. İçimde birikmiş kırgınlıklarımla, sana olan aşkımı cebime koydum, artık gidiyorum.

Elimden gelen her şeyi yapsam da, bu sevdayı yürütemedim. Seni ya da kendimi suçlamak niyetinde değilim. Türk filmlerindeki gibi, ayrı dünyaların insanlarıyız sanırım. Eskiden güldüğüm o filmlerin ne kadar gerçek olduğunu şimdi anlıyorum.
O kadar canım acıyor ki şu anda, kelimler duygularımı anlatmak için yetersiz kalıyor. Bu ilişkinin yavaş yavaş tükenişine şahit olurken, elimden hiçbir şey gelmemesi, beni kahretti. Ölecek bir hastanın başında beklersin ama çaresizsindir ya, işte bu süreç aynı öyle hissettim. Çaresizlik ne zormuş!

Aslında öyle bomboş oturmadım. Çözüm yolları da aradım. Elimden gelen gelmeyen ne varsa yaptım. Sana hep güzellikle anlatmaya çalıştım. Neden uzaklaştığını sordum. Bir sorunumuz varsa, söyle birlikte çözelim diye neredeyse yalvardım. Tüm sorularım cevapsız kaldı. Senden gelen tek yanıt ise, “sorun yok” oldu.
Yüzüme karşı hiç söylemedin ama belki de gönlün başka birine kaymıştır. Beni bırakıp gitmeye de belki vicdanın el vermemiştir. Ama şunu bilmeliydin ki, aynı evin içinde yokmuş gibi davranmak, bir ayrılıktan daha çok sızlatır ve onurunu kırar insanın.
Dün gece gözlerine baktım. Eskisi gibi aşk dolu bakışların kırıntısını aradım, bulamadım. Aşkımı ayakta tutabilmek için ne kadar mücadele ettiysem de, kazanamadığımı anladım. O yüzden, eşyalarımı topladım, gidiyorum.

Gönle söz geçmez, bilirim. Zannediyorum sen de yüreğine laf geçiremedin, başka birine kaydı için. Bunun için seni nasıl suçlayabilirim ki? Kim benden daha iyi anlayabilir sevgiyi? Kırıldığım şey şu, ben senin yalnızca sevgilin değil, ailen, hayat arkadaşın ve en önemlisi dostunum. Bunu gelip bana açık yüreklilikle anlatsaydın, kendine bu kadar işkence çektirmene izin vermezdim. İnsan sevdiğinin acı çekmesine nasıl göz yumar?
Ben şimdi gidiyorum sevgilim. Bütün kıyafetlerini yıkayıp, ütüledim. Evi temizledim. Dolapta bir hafta yetecek kadar da yemek var. Sadece şahsi eşyalarımı aldım, bir de bana ilk aldığın gümüş küpeleri. Diğer değerli eşyalar kutuda duruyor. Sen olmadıktan sonra, eşyaların ne değeri var.

Ben son nefesime kadar seni sevmeye devam edeceğim. Bir gün başın dara düşer, bir dosta ihtiyaç duyarsan, olur da ağlayacak bir omuz istersen, beni nerede bulacağını biliyorsun. Hayatı bir yerlerinden yakalayıp, yürümeye başlayacağım. Yeniden bir dünya kuracağım. Ancak her akşam sofraya iki tabak koyacağım. Olur da dönmek istersen, kalbimin ve yuvamın kapısı hep açık olacak
Hoşça kal gözbebeğim….
 
Eskiden güldüğüm o filmlerin ne kadar gerçek olduğunu şimdi anlıyorum.
harika bir yazı.emeğine sağlık..
 
Geri
Üst