en fazla bir sus daha derim susuşuma

elmalı kurabiye

Yeni Üye
Üye
en fazla bir sus daha derim susuşuma
Hani susardım… aslında ben konuşurken bile susardım. Sana su-sardım… adını alır yanıma kana kana susardım. Hani bazen yazıya mürekkep biter, alfabeler harflerini yitirir tek tek, kelimeler daha çıkmadan düğümlenir ya boğazda, işte öyle susardım.

Vakti gelmez sanırdım, hayatımdaki bütün kadınlar gibi, kendi vebaline beni kurban edeceğin günün, oysa nede çabuk unuttum annemin bana sütünü çok gördüğü dünü... gitmek için bahane aradığımı sanardın ya hep sen, bilmedin. Gitmeye bahanem çoktu da, ben hep kalmak için bahane aradım…

Ve yine şimdi,

Gece benden memnun; karanlığına yakıştırıyor hüznümü. Yüreğim senden gidenin değil sende kalanın yasında. Bense siyahla beyazın arasında, bir melodinin tamda es kıvamında. Aklım herhangi bir namlunun ucundayken bedenim intiharımın yanıbaşında. Aldığım her nefes sensizlik kokusunda. Ve sevdam, sevdamsa terk-i diyar korkusunda…

Bazen ağlarımda ben kızma… Ne değişir ki hayatımda… olsa olsa bir ameliyat masası soğukluğunda sıcaklığın olmaz. Hiçbir gün “gün-aydın” olmaz. Eve gelme telaşı içimi sarmaz. Bir kız çocuğu baba demeyiverir adıma.

Sanırım bu sefer zor olmıyacak susmak dediğin. En fazla bi sus daha deyiveririm susuşuma.


Artık bittik ya senin nazarında, biri bana öğretmeli nasıl silinir nefrete değmiş son sözler akılda. Leşe değmiş gözlerimi sana mahrem bana haram kılan, beni sana yabancılaştıran bir sevdaya kaç can borcu vardı bu bedenin ki ala ala bitiremedi bu aşk dediğin…
 
Geri
Üst