Hatalı Disiplin

mislinay

Yeni Üye
Üye
Hatalı Disiplin
Her ne kadar disipline etmek istesek de bazı kurallarımızın çocuk tarafından benimsenemediği sonucunu yaşarız.

Oysa içimizden geldiğince ya da okuduklarımız ve dinlediklerimiz doğrultusunda; çocuğumuzun yapmasını istediğimiz bazı şeylerin, isteklerimiz doğrultusunda sonuçlanmadığını görürüz.
Çoğu kez, çocuğun, bulunduğu yaş ile ilgili özellikleri düşünmeden; direktiflerimizi aynen uygulamasını isteriz, uygulamadığı zamanlarda yaptırımın gerekli olduğu duygusuna kapılırız. Bu tür tutumların edinilmesi, bizlerin yetişme süreci içinde büyüklerimizden edindiğimiz örnek davranışlarla ilintilidir. Geleneksel eğitim uygulamaları ile yetişmiş olan pek çok anne ve baba, bol bol cezalar alarak bugünlere gelmişlerdir. Bu nedenledir ki çoğumuz sindirerek doğru olanı yaptırabileceğimize inanırız. Buna koşut olarak, edindiğimiz örnekler doğrultusunda uyguladığımız sözel ya da fiziksel şiddet yaklaşımı; çocuğun ahlak ve vicdan gelişimini olumsuz yönde etkileyecek, esnek değil, katı tutumlu bir kişilik geliştirmesine neden olacaktır. Ayrıca istendiği kadar yaptırım uygulansın, çocuk, kendine uygulanan cezanın, yaptığı hatanın karşılığı olduğunu düşünmeden, yaptırım uygulayanı suçlayacaktır. Bu durumda aciz olduğunu düşünüp kendine güveni sarsılacaktır. Kendine uygulananı örnek alarak, her fırsatta, sorun çözmek için, o da şiddete başvuracak, agresif bir kişilik geliştirecektir.
Disiplin uygulamalarında görülen başka bir hatalı davranış ise azarlamaktır. Korkutmak ya da tehdit etmek de azarlamaya eşlik eder. Hele tehditlerimiz bazen o kadar aşırı boyutlara varır ki çevredeki yetişkinleri bile şaşırtır. “Bir kez daha elini sürersen o elini kırarım” gibi. . .Oysa el kırmak. . . Üstelik de çocuğumuzun elini kırmak.... Ne kadar düşündürücü, değil mi? Acaba yapabilir miyiz dersiniz?.
Şakadan da olsa, çocuğun fiziksel durumu ile alay etmek de oldukça hatalıdır. “Sıska solucan, koca kulaklı, çarpık bacaklı” gibi hiç de hak edilmeyen sözler onu üzmekten başka hiçbir şeye yaramaz. Çünkü bu tür fiziksel hatalar doğuştan olup çocuğun sonradan geliştirdiği şeyler değildir. Sinmesine, özgüveninin azalmasına ya da öfkelenip küstahlaşmasına, hatta ağzından duymak istemediğimiz sözler çıkarmasına neden olur.
Ondan sevgimizi saklamak da hatadır. Sevmediğini söylemek, küsmek, yaptıklarını küçümsemek, dayak atmak kadar korkunç şeylerdir. Bu durumda duyguları çok incinen çocuk, yaptığı hatalı davranışı hatırlamaktan çok, söylenen sözlerin ağırlığında ezilecektir. Çünkü bütün çocuklar sevgiye çok muhtaçtır. Bunu çokça yaşayamayan çocuk, anne-baba sevgisini hak etmediğini düşünür. Kendini kabul ettirebilmenin yollarını arar ya da başkaldırıcı olur.
Oysa çocuğumuzun, adı üstünde, bir çocuk olduğunu “ben onun yerinde olsaydım, bu tür davranışlarla karşılaşsaydım ne yapardım” diye empatik bir düşünce ile kendimizi denetim altına alabilsek “disiplinli yetişsin” düşüncemize neler katıp, neleri çıkarmamız gerektiği yolunda pek çok şeyi kolayca bulabiliriz.
Bizlerin de zaman zaman yerine getiremediğimiz; uyumlu, sorumlu ve saygılı davranış yollarının neler olduğunu kavrayıp kendi ve başkalarının haklarını gözeterek vicdanlı olmak gibi bazı disiplin kurallarına uygun davranışlar edinmesi için yapıcı olmaya çalışabiliriz.
Psikolog Acar PİJİ
 
Geri
Üst