Ayrılık derim, ölüm derim

Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya…
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz
yüzde hudutsuz kere yüz…
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana…
Ve artık
biliyorum:
Toprağın
Yüzü güneşli bir ana gibi
En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini…
Aslında usta iki paragraf daha yazmış, ama bizim için değil o yazılan. Benim şiirimde rengarenk laleler var… Uykumdan uyandığımda gözümün gördüğü dünyanın en güzel laleleri… ”uyku”mdan uyandığımda karşımda duran dünyanın en güzel gözleri var… Rüya değilmiş oysa bu, sarsıldık defalarca, çoktan uyanmamız gerekirdi oysa!!
Afili kelimeler değil seni bana anlatabilen… Tek kelimeyle özetlerim ben, bizi… Huzur derim… Mutluluk derim… Papatyalar derim, üç kelime daha eklerim hani çok sevdiğimi bildiklerinden… Sümsük derim anlarsın sen, ama sadece sen anlarsın… Kar meleği derim, bir tek sen gülersin heyecanla… Sabahın dördünde üsküdarda kokoreç derim, sen bilirsin sadece… Rakı ve haydari derim aklımdan neler geçer bir anda sadece sen okursun… Adalet derim, sen anlarsın sokak çocuklarına ağladığımı… Balon derim, önce bilimsel açıklama yaparsın hararetle, sonra baktın olmuyor koyver gitsin… Çay derim, birtek sen içersin sırf beni yalnız bırakmamak için,soğusa da olur bardakta… Yağmur derim, sırılsıklam olmayınca nerden anlarız ki nefes aldığımızı, ben söylemiyim, sen…
Ayrılık derim, ölüm derim, ANLARSIN…

Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya…
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz
yüzde hudutsuz kere yüz…
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana…
Ve artık
biliyorum:
Toprağın
Yüzü güneşli bir ana gibi
En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini…
Aslında usta iki paragraf daha yazmış, ama bizim için değil o yazılan. Benim şiirimde rengarenk laleler var… Uykumdan uyandığımda gözümün gördüğü dünyanın en güzel laleleri… ”uyku”mdan uyandığımda karşımda duran dünyanın en güzel gözleri var… Rüya değilmiş oysa bu, sarsıldık defalarca, çoktan uyanmamız gerekirdi oysa!!
Afili kelimeler değil seni bana anlatabilen… Tek kelimeyle özetlerim ben, bizi… Huzur derim… Mutluluk derim… Papatyalar derim, üç kelime daha eklerim hani çok sevdiğimi bildiklerinden… Sümsük derim anlarsın sen, ama sadece sen anlarsın… Kar meleği derim, bir tek sen gülersin heyecanla… Sabahın dördünde üsküdarda kokoreç derim, sen bilirsin sadece… Rakı ve haydari derim aklımdan neler geçer bir anda sadece sen okursun… Adalet derim, sen anlarsın sokak çocuklarına ağladığımı… Balon derim, önce bilimsel açıklama yaparsın hararetle, sonra baktın olmuyor koyver gitsin… Çay derim, birtek sen içersin sırf beni yalnız bırakmamak için,soğusa da olur bardakta… Yağmur derim, sırılsıklam olmayınca nerden anlarız ki nefes aldığımızı, ben söylemiyim, sen…
Ayrılık derim, ölüm derim, ANLARSIN…