Felsefe ve Eğitim İlişkisi

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Felsefe ve Eğitim İlişkisi
FELSEFE VE EĞİTİMİN İLİŞKİSİ

Eğitim felsefesinin konusu eğitim dediğimiz süreçtir.Amaç eğitimin dayandığı ilke ve kavramları aydınlatmak, amaç ve araçları irdelemek, temel sorunları tartışmaktır.Kısaca eğitim felsefesi, eğitim sorununa felsefi bir açıdan bakmaktır.
Eğitimle felsefe arasındaki ilişkiler şu maddeler altında toplanabilir:

1-Eğitim sistemi kurulurken öncelik hedeflere verilmelidir.Hedef davranışlar hangi ölçütlere dayandırılırsa, istendik olacağı konusunda bir karara varmada felsefe ölçüt alınmalıdır.Bu düşünülmezse sistem kendi içinde çelişkiye düşebilir.

2-Hedef davranışlar, içerik, eğitim ve sınama durumları temele alınan felsefenin ölçütlerine uyuyorsa, iç tutarlılık vardır.Yoksa çelişkiler bulunacaktır.

3-Eğitimin nesnesi insandır.İnsan aynı zamanda felsefenin de konusudur.İnsana bakış açısı eğitim sisteminin tüm öğelerini etkileyebilir.

4-Her ekonomik, toplumsal ve politik sistem en azından bir felsefeye dayanır.örneğin kapitalist sistem genellikle idealist ve pragmatik, kominist sistem ise materyalist felsefenin ölçülerine göre kurulmuştur.Eğitim, ekonomik, politik, ve toplumsal sistemlerin bir alt sistemidir.Bu bağlamda eğitimdeki felsefe, ekonomik, politik ve toplumsal sistemlerin felsefesiyle aynı olmalıdır; çünkü eğitim, politik, ekonomik, toplumsal sistemlerin istediği insanları yetiştirmek üzere işe koşulmuştur.Bu yapılmazsa hedefler gerçekleşmeye bilir.

5-Felsefe bir açıdan insanın yaşama bakış açısını belirler.İnsanoğlu bu nedenden dolayı felsefeden kaçamaz.

6-Eğitim disiplinler arası bir bilimdir.Bu bağlamda her bilim dalının ve konu alanının ve eğitimle doğrudan ilişkili olan psikoloji, ekonomi, hukuk, sosyoloji, antropoloji, biyoloji, genetik v.b. disiplinlerin bilgi ve yöntemleri arasındaki bütünlüğün sağlanması gereklidir.Bunu ancak felsefe yapabilir.

7-Eğitim sistemini denetlemede felsefeden yararlanılmalıdır.Sözgelişi eğer temele idealist felsefe alınmışsa, sistem elit insan yetiştirmelidir.Eğer pragmatik felsefe kullanılıyorsa her insan yetenek ve ilgisine göre eğitilmelidir.

8-Felsefenin eğitime katkısı olduğu gibi, eğitimin de felsefeye katkısı vardır.Eğitim yoluyla insanlara bilimsel, sanatsal, felsefi alanlarda istendik davranışlar kazandırabilir.Bunlar hem insanın kendi felsefesini, hem de toplumsal felsefeleri geliştirmede katkıda bulunabilir.Eğitim yeni felsefelerin doğmasına neden olabilir.

9-Eğitim sisteminin işlemler bölümünün şimdilik en etkili öğelerinden biri de öğretmen, yönetici ve hizmetlilerdir.Kurulan eğitim sisteminin dayandığı felsefeye inanan, onu bilen uygulayan ve savunan öğretmen,yönetici ve hizmetli yetiştirip görevlendirmek, sistemin etkili ve verimli işlemesi için kaçınılmazdır.Yani sistemin savunduğu felsefeyle öğretmen, yönetici ve hizmetlilerin felsefeleri birbirlerine ters düşmemelidir.Eğer ters düşerse sistem entropiye kayar ve bozulur .

10-Felsefe zaman zaman eğitim kurumlarından dışlanmaya çalışılmaktadır.oysa, bilinmesi gerekir ki; felsefeyi dışlamaya çalışmak da aslında bir tür (!) felsefedir.
Felsefenin eğitim üzerindeki bu etkilerini yakından tanıyan ve değerlendirebilen bir öğretmenin,daha başarılı olacağı da açıktır.Bu amaca hizmet etmek üzere aşağıda üç önemli felsefi akımın eğitim programları üzerindeki etkilerinden bahsedilmiştir.



İdealizm


İdealizm, evreni açıklamada temele ruh, ahlak, zihin ve düşünce gibi kavramları alan bir felsefedir.Gerçek ve değerler mutlak, zamanla değişmeyen ve evrensel olarak düşünülür ve insan zihninde idea denilen bu gerçekliklerin doğuştan geldiği varsayılır.İnsanın temel görevi, aklını kullanarak bu idealara ulaşmaktır.İdealar aynı zamanda mükemmel bir düzen içerisinde bulunan evreni yaratan Tanrı’yı da simgelemektedir.

İdealistler bilme eylemini, insanın aklında doğuştan var olan gizil fikirleri –ideaları- yeniden düşünme olarak anlarlar.Buna göre her bir öğretmenin temel görevi, öğrencilerindeki bu gizil bilgileri bilinç düzeyine çıkarmaktır.

İdealist eğitimde merkezde konular,dersler,evrensel doğrular ve bunları aktaracak öğretmen vardır.Bu nedenle idealistler, konu alanı veya bilgi merkezli eğitim programı geliştirme yaklaşımlarını benimsemiştir.

Konu alanı merkezli program yaklaşımlarının ortak özellikleri arasında; evrensel doğruları yansıtan bilgi ve içeriği programın ayrılmaz parçaları olarak kabul etme, içeriği ders kitaplarının içeriği ile sınırlama, öğretmenlerin her birinin bir konu alanının uzmanı olması gibi özellikler sayılabilir.Ancak bu tür programlar, içeriği birbirinden kesin olarak ayrılmış konu alanlarına göre düzenlenmesi ile, bilginin gerçek hayattan kopmasına neden olması ve öğrenci ilgi ve ihtiyaçlarını göz ardı etmesiyle de eleştirilmişlerdir.

Konu alanını örgütleyişlerine göre kendi içinde de çeşitleri olan bu yaklaşımlarda genellikle düz anlatım, soru-cevap, ezberleme gibi öğretim yöntem ve teknikleri kullanılır.Değerlendirmede ise, öğrencilerin başarısını birbirleriyle kıyaslayan norm dayanaklı değerlendirme tercih edilmektedir.Değerlendirme konuları, öğrencilerin genel zihin yeteneklerini kullanmalarını gerektiren konular arasından seçilmektedir.Bunun için dönem ya da yıl sonunda düzey belirleme sınavları yapılmaktadır.



Realizm


Realizm evreni, madde ve somut olarak var olanlarla açıklayan bir felsefi akımdır.İnsanlar, akıl ve muhakeme güçleriyle dünyayı bilirler.Var olan her şey, doğadan gelir ve doğanın kanunlarınca idare edilir.İnsan davranışları bu doğa kanunlarına uygunluğu ölçüsünde akılcıdır.(Ornstein & Hunkins,1988:29-30)Realizmde, maddeden gelen gerçeklik, değişmez ve mutlak kabul edildiği için, insanların bu mutlak doğrulara ulaşmasında aklını kullanması gerektiğine inanılır.Bu sayede insanlar, yaşadıkları toplumun bilgi birikimini de edinirler.Zaten realistlere göre eğitimin amacı, toplumun kültürel birikimini genç nesillere aktararak, onların akıllarını kullanma yollarını geliştirmek ve bu sayede insanları mutlak doğrulara ulaştırarak onları mutlu etmektir.

Realist eğitimciler insan aklını merkeze aldıklarından,konu alanının sistematik olarak disiplinlere ayrılarak organize edilmesinin düşünmeyi kolaylaştırdığını kabul ederler.Bu nedenle, tıpkı idealizmde olduğu gibi realizmde de konu alanını merkeze alan eğitim programları benimsenir.Aradaki en önemli fark, realist programlarda konuların mantıklı bir düzen içerisinde sınıflanarak, örgütlenmiş disiplinlerle ifade edilmesidir.Günümüzdeki okul programlarının matematik, fizik, biyoloji gibi disiplinler ve bunların kendi içinde alt disiplinlere ayrılarak düzenlenmesinin temelinde realist filozofların bu görüşleri yer almaktadır.Ayrıca öğretilecek konu alanının özelliklerine göre öğretim yöntemlerinin değişmesi gerektiği fikri de realistlere aittir.

Kısaca realistlerin eğitim görüşlerinin temelinde disiplinler ve kültürel birikimi aktaran öğretmenlerin var olduğu söylenebilir.Realist eğitim anlayışında kullanılan yöntem ve teknikler ile değerlendirme teknikleri idealist görüşlerle benzerlik göstermektedir.Ancak realist eğitimciler, bu yöntemlere ek olarak, öğrencinin bizzat kendisinin yaptığı deney, gözlem gibi yollarla yeni bilgiyi edinmesini de önemserler.



Pragmatizm


Deneycilik de denilen pragmatik felsefe, gerçeğin değişken ve göreceli olduğu görüşüne dayanır.Gerçeğin bu yapısı nedeniyle mutlak ya da evrensel doğru da bulunmaz.Gerçeği olgu, yaşantı veya davranışlarla ilişkisini kanıtlayarak aramak gerekir.Pragmatizme göre değişmeyen tek şey, doğanın kanunlarıdır; bu kanunlar önünde herkes eşit olduğu için, yönetimde de tüm insanların katılımı esas alınır.Buradan hareketle pragmatistler, demokratik bir toplum düzenini savunurlar.Mutlak doğrunun var olmamasıyla beraber, diğerlerine göre doğruluk değeri daha fazla olan gerçeklikler de vardır.Bilimsel yöntem, bize bu tür doğrular sunduğu için, özellikle çağdaş pragmatistler tarafından çok önemsenir.

Konu alanı, disiplinler ve düşünceleri vurgulayan idealist ve realistlere karşılık, pragmatistler bilgiyi sürekli değişim içinde olan bir süreç olarak kabul ederler.Öğrenme ise problem çözme esnasında gerçekleşir.Bilme eylemi pragmatizme göre, öğrenen ve çevre arasındaki etkileşim sonucunda gerçekleştiğinden, öğrenenin aktif katılımını gerektirir.Bu etkileşimin temelinde ise değişme kavramı bulunmaktadır.Hem öğrenen hem de çevre sürekli etkileşim içerisindedir.

Pragmatist eğitimcilere göre, öğrencilere öncelikle nasıl eleştirel düşünebileceklerini öğretmek gerekmektedir.Ayrıca sürekli değişen dünyanın problemleri de değişeceğinden, problem çözme becerilerini geliştirmek de önemlidir.Bir durumun problem olarak algılanması ise eleştirel bir bakış açısına sahip olmakla ilişkilidir.Tüm bunlar, konu alanlarını vurgulayarak değil, öğretim yöntemlerini vurgulayarak mümkün olabilir.Çünkü aslolan değişimle baş etme yöntemlerini ve bilimsel araştırmayı bilmektir.Bu nedenle pragmatist felsefenin gelişimi, bilimsel gelişmelerle paralel gitmiştir.

Pragmatist görüşleri eğitim alanına uygulayan en ünlü filozof, John Dewey’dir.Dewey, eğitimi insanı geliştirmeye yarayan bir süreç olarak, okulu ise toplum hayatının küçük bir örneği olarak görür.Ona göre ideal bir eğitim programı, öğrencilerin yaşantı ve ilgilerine dayalıdır.Ayrıca pragmatist programların önemli bir farkı, derslerin birden fazla disiplini içerecek şekilde disiplinler arası örgütlenmesidir.

Pragmatik felsefede, merkeze öğrenenin ilgi ve ihtiyaçları alınarak, öğretim yöntem ve süreçleri vurgulanmaktadır.Bu özelliğiyle pragmatik eğitim programlarında öğrenen merkezli program geliştirme yaklaşımları benimsenmektedir.Bu yaklaşımların ortak özellikleri arasında, okul içerisinde düzenlenen tüm öğrenme etkinliklerinin öğrenci ilgi ve ihtiyaçlarına dayandırılması, öğrenme yaşantılarının görüşlerin özgürce paylaşıldığı demokratik bir sınıf ortamında oluşturulması, öğrencinin her türlü etkinliğe aktif olarak katılımının ve bireysel gelişiminin amaç edinilmesi sayılabilir.

Pragmatik eğitim programlarında hedefler esnek olup, süreç içerisinde değişmeye açıktır.Öğrencilerin yorumlama, ifade etme ve tartışmalarını sağlayacak problem çözme etkinliklerine uygun öğretim yöntem ve teknikleri kullanılır.Bu tür programlarda, geleneksel yöntemlere ek olarak,bireyin kendi başarısını ölçtüğü, bireysel değerlendirme teknikleri de kullanılmaktadır.






Kaynaklar:

Felsefe Açısından Eğitim................................Dr. A. Gülnihal Küken

Öğretmenlik Mesleğine Giriş..........................Doç.Dr.Semra Ünal,Doç.Dr.Sefer Ada

Öğretmenlik Mesleğine Giriş..........................Prof.Dr.Münire Erden

Öğretmenlik Mesleğine Giriş..........................Prof.Dr.Veysel Sönmez

frmtr.com
 
Geri
Üst