Aksak Timur Beğ

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Aksak Timur Beğ
Türk dünyasının en büyük hükümdarlarından ve tarihin en büyük cihangirlerinden olan Timur Han, 8 Nisan 1330'da Keş yakınında, Şehrisebz'de doğdu. Babası Barlas Aşireti reislerinden Emir Turgaya, annesi ise Tigin Hatun'dur. Babasının ölümünden sonra başgösteren anarşi üzerine yönetimi eline alan Timur, arasının açıldığı Maveraünnehir hakimi Emir Hüseyin'in 1370'te ölümünün ardından; bölgeye tek başına hakim oldu. Yüksek bir askeri kabiliyete sahip olan Timur Han, kısa sürede İran, Azerbaycan, Irak-ı Acem ve Irak-ı Arab'ı ele geçirdi ve Harezm'i kendisine bağladı. 1389'a kadar yaptığı beş seferle Uygurları emri altına aldı. Altınordu'yu yenerek, İdil lrmağı (Volga)'nın doğusuna kadar hakimiyetini genişletti.

Timur, 1399'da Kuzey Hindistan'ı ele geçirdi. 1402'de Suriye'yi de zapteden Timur, 1402'deki Çubuk Savaşı'nda Osmanlı ordusunu yenince, Osmanlı ülkesinin de önemli bir bölümünü hakimiyeti altına aldı. Bu savaşın en büyük etkisi, Yıldırım Bayezid gibi bir Osmanlı sultanının vefatı ve Osmanlı ülkesinin 11 yıldan fazla sürecek 'Fetret Devri'ni yaşaması oldu. Daha sonra 200 bin kişilik ordusuyla Çin seferine çıkan Timur Han, bu sefere giderken 18 Şubat 1405'te Siriderya yakınındaki Otrar şehrinde vefat etti.

İlim adamlarına sahip çıkan Timur, hakim olduğu yerlerde çok sayıda medrese ve kütüphane yaptırarak, bilhassa Semerkant'ı imar etti. Timur, hakimiyeti döneminde Moğol putperestliği, Hind Budizmi ve İran Zerdüştiliğine karşı mücadele ederek, İslamiyeti sağlam temellere yerleştirmenin yanı sıra, göçebe Türkleri de yerleşik hale getirdi. Tüzükat-i Timur adıyla kanunlar çıkaran Timur Han, kendi tarihini de kendisi yazdı. Türklük düşüncelerini, "Biz ki, Müluk-ı Turan, Emir-i Türkistanız", "Biz ki Türk oğlu Türküz" ve "Biz ki, milletlerin en kadimi ve en ulusu Türkün başbuğuyuz" ifadeleriyle dile getirmiştir.

Timur'un gerçek adı Temir Gürkan'dır. Temir kelimesi bugün kullandığımız Demir kelimesinin karşılığı oluyor.

Bizzat kendi eliyle, Çağatay lehçesinde yazdığı Tüzükat-ı Temir (Temir Yasası)'in ilk maddesi "Türklüğü yüceltmek için yaşa, Türk'e kılıç kaldıran eli kır" idi... Kayınbiraderi Sırp Kralı Stefan'ın da desteğiyle Anadolu'daki Türk oğlu Türk Saruhanoğulları, Aydınoğulları, Germiyanoğulları ve Menteşeoğulları beyliklerini yok eden, yani yaklaşık 200.000 Türk'ü katleden Rum cariye Maria'nın çocuğu Bayezid'in tepesine bu yüzden çökmüştür.

Ankara Savaşı'nı kazandıktan sonra Osmanlı toprağını kendi devletine katsaydı, işte Turan kurulmuştu. Orta Asya'dan Anadolu'ya kadar uzanan bu büyük devletin ve Temir Gürkan'ın asil kanından gelen bir hanedanın sonu devşirme Osmanlı'nın sonu gibi olmazdı ve belki de bugün dünya üzerinde Amerika'nın hükmü yerine Türk'ün hükmü geçiyor olurdu.

Resmî tarihe, lise tarih kitaplarına bakacak olursak "Topal Timur" veya "Aksak Timurlenk" Anadolu'yu istilâ etmeye kalkışan yağmacı çapulcu bir Moğoldur; "Yıldırım Bayezid" ise hanlar hanı, büyük sultandır...

Halbuki Temir Anadolu'ya kendisinden yardım isteyen Türk beyliklerini Bayezid'in zulmünden ve katliamından kurtarmak için girmiş, işi bittikten sonra da oraları işgal etmeye tenezzül etmeyip kendi yurduna geri dönmüştür.

Temir'in ordusunda gayri Türk unsur yoktu. Bayezid'in ordusunun büyük bir kısmı ise kayınbiraderi Stefan'ın verdiği Sırp askerlerden oluşuyordu. İki ordu Ankara ovasında karşı karşıya geldiğinde, Bayezid'in ordusundaki Türk askerlerin tümü Temir'in ordusuna geçti ve Bayezid Sırp askerleriyle baş başa kaldı... Ve sonuçta Türk'ün Ulu Başbuğu Temir Gürkan, Rum cariye Maria'nın çocuğu Bayezid'in kafasını ezdi...

Bayezid esir alınıp Taşkent'e götürüldüğünde, yanında karısı Despina Lazareviç (Sırp Kralı Stefan'ın kızkardeşidir, devşirildikten sonra Ayşe Sultan adını aldı) de vardı. Bayezid Taşkent'te bir konakta tutuluyordu, konağın içinde serbest dolaşıyordu ve rahat yaşıyordu ama dışarı çıkması yasaktı, karısı Despina da yanındaydı. En sonunda Despina kendi isteğiyle Temir'in haremine girdi. Bayezid Anadolu'daki 200.000 Türk'ü Despina'nın (ve dolayısıyla ağabeyi Stefan'ın) aklına uyarak katletmişti fakat bu alçak kadın en büyük darbeyi Bayezid'e vurdu. Temir haremine giren Despina'yı çırılçıplak bir şekilde Bayezid'in önüne atmış ve "İşte bu kadın yüzünden Türklere kıydın ve bu hâllere düştün" demiş. Bu duruma dayanamayan Bayezid parmağındaki yüzüğün içindeki zehiri içerek rezil hayatına son verdi... Ölümü resmî tarihe göre böyle değildir, farklı bir şekilde anlatılır ama doğrusu budur.

Atatürk Timur’a hep Demir derdi. O, Timur’un kurduğu devlet düzenine, dehasına ve savaşçılığına hayrandı. O’nun için Demir, dünyanın en büyük savaşçılarından ve devlet adamlarındandı.
Atatürk, O’nun savaş dehasına tam anlamıyla hayrandı. O’nun, Demir’in savaşçılığına olan hayranlığını, Mahmut Esat Bozkurt bir anısında şöyle anlatıyor:
Atatürk bir gün Yıldırım ile Demir arasındaki Ankara Meydan Savaşını harita üzerinde değerlendiriyordu. Bakınız dedi. Yıldırım, Demir’i öyle bir kıskaç içine almıştı ki, bu kıskaçtan Demir’den başka bir kumandan kurtulamazdı. O, çıktı ve düşmanını yendi. 10
Atatürk, Demir’in savaşçılığından da çok önem verdiği yönü ise kurduğu devletin muhteşem sistemiydi. Atatürk; Ben Demir zamanında gelseydim, O’nun yaptığı işleri başaramazdım. O, benim zamanımda gelseydi, yaptıklarımdan daha çok büyüklerini yapardı demişti.
 
Geri
Üst