Amasra Tarihi

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Amasra Tarihi
Amasra, Karadeniz Bölgesinin batısında Bartın iline bağlı bir ilçedir. Denize doğru bir mantar şeklinde uzanan Boztepe ve Kaleiçi Mahalleleriyle, güneyindeki düzlükten oluşan Amasra’nın “SESEMOS” adı ile ilk kuruluşu M.Ö. l2. Yüzyılda Fenikelilerin kıyılar boyunca koloniler kurması ile görülmektedir. Doğal limanların bulunması nedeniyle burada üstlenen Fenikeli gemiciler uzun zaman ticari etkinlikler göstermişlerdir.

Fenikelilerin bu bölgede güçleri zayıfladıktan sonra onların yerini Miletos’lular almışlardır. Miletoslular zamanında Sesamos öncesine oranla daha gelişmiş ve site görünümü almıştır. Bu arada Sesamos’a bir Agora, Akropol ve İskele yapıldığı kalıntılarından anlaşılmaktadır.

M.Ö. 4.yüzyıla kadar Kimerler,daha sonra Libyalılar tarafından sömürge olarak idare edilen Sesamos bu tarihten sonra Makedonya Krallığına bağlanmış ve Büyük İskender tarafından yönetimi Makedonyalı bir subaya verilmiştir.

Büyük İskender’in baldızı olan İranlı Prenses AMASTRİST, önce Karadeniz Ereğlisine (Heraklıu) gelin gelmiş, kocası ölünce oğullarıyla geçinemeyerek M.Ö. 300 yıllarında Sesamos’a çekilmiştir.

Amasra’nın yeni baştan kurulması ve büyük kent görünüşü alması Prenses Amastrist zamanında olmuştur. Prenses Amastrist M.Ö. 286 yılına kadar l4 yıl bağımsız bir şehir devleti yaşatmayı başardıktan sonra bir cinayet sonucu öldürülmüştür.

Prensesin öldürülmesinden sonra şehri Trakya Kralı Lizimakos ele geçirmiş, M.Ö. 70 yılına kadar şehir sık sık el değiştirerek bağımsız beylerin,Pontusların egemenliklerinde kalmıştır. M.Ö. 70 yılında Amasra, Roma ordusu tarafından işgal edilmiş, M.S. 395 yılına kadar süren bu dönemde Romalılar Amasra’ya büyük önem vermişlerdir. Bir Bazilika ile yeni limanlar yaptırmışlardır.

M.S. 395 deki bölünme ile Bizans sınırları içinde kalan Amasra, M.S. l3. Yüzyılda Amasra limanları ile kalelerin gemicilere bırakıldığı ve buranın Cenavolılar tarafından idare edildiği görülmektedir. Cenavolılar l460 yılına kadar Amasra’yı ellerinde tutmuşlar ve yeni depolar yaparak Karadeniz ticaretinde bir üs olarak yararlanmışlardır. 1460 yılında İsfendiyar oğulları üzerine bir sefer düzenleyen Fatih Sultan Mehmet Kastamonu ve Sinop üzerine giderken Amasra’ya da uğramış ve savaşsız teslim almıştır.

Bu tarihten başlayarak Türk idaresine geçen Amasra’da Osmanlı yönetimi boyunca önemli bir olayın geçtiği görülmemektedir. Osmanlıların ilk döneminde bir Kaza merkezi olan Amasra, daha sonra Nahiye durumuna getirilmiş, Cumhuriyetten sonrada aynı konumunu korumuştur.

41 derece 45’ 25” kuzey enlemi ile 32 derece l’ 49” doğu boylamı üzerinde olan Amasra, Karadeniz kıyı dağlarının dik yamaçlarının eteğinde beş küçük adanın dördünün zamanla birleşmesiyle meydana gelmiş küçük bir düzlükte, bu düzlüğün devamı olan tepeler ve eteklerinde kurulmuştur.

Kuzeyinde Karadeniz, güney ve güneybatısında Bartın ili, doğusunda Kurucaşile ilçesi ile çevrili bir yarımada üzerindedir. İlçe merkezinin iskeletini meydana getiren adalar Boztepe, Zindan, Küçük Ada ve Tekke Tepesi adını taşır. Büyük Ada yada Tavşan Adası diye anılan ada birleşerek bir yarımada oluşturan dört adadan ayrıdır.

Karadeniz kıyılarına özgü her mevsimi yağışlı orta kuşak iklimi Amasra’da hüküm sürer. Yıllık yağış ortalaması metrekareye 822 Kg.dır. yağışın büyük bir bölümü yağmur şeklinde kış, ilkbahar aylarındadır. Yaz aylarında yağış oldukça azdır. İklim dört mevsimde ılımandır. En soğuk Ocak ayı ortalaması -2 derece, en sıcak Temmuz ayı ortalaması +24 derecedir. Amasra’da bir yılın 250 günü tamamen açık veya parçalı bulutlu, 115 günü çok bulutlu ve yağışlı geçmektedir.

Karadeniz kıyılarının gür ormanları yakın zamana kadar Amasra ve çevresinde mevcut iken son 200 yılda azalmış, karışık bodur ormanlar biçimine dönüşmüştür. Bununla birlikte Amasra dört mevsim yeşilliğini
yitirmez. Çayır, yabani yonca, ot türleri, eğrelti, anason türünden bitkiler son derece sıktır. Ormanlarda daha çok gürgen, şimşir,ıhlamur,kestane ve kayın türünden ağaçlar vardır.

Amasra ve çevresinde sözü edilebilecek akarsu ve göl yoktur. Ancak İlçe merkezinde denize dökülen ve Romalılar zamanında taş bir kanal içinde akan Amastrist deresi 2 km. uzunluğunda önemsiz bir sudur. İlçemiz ve köyleri yerleşim alanı ve yer şekilleri itibariyle dağlık ve engebeli bir yapıya sahip olduğundan tarım ve hayvancılığa elverişli değildir.ilçemiz yüzölçümü 115 kilometrekare olup, %51,2 orman arazisi,%12,6 tarıma uygun olmayan,%36,2 tarım ve hayvancılığa uygun kültür arazisidir.İlçemizde toplam 1.827 aile geçimini çiftçilikle temin etmektedir.
 
Geri
Üst