Anne Adayları İçtiginiz Suya Dikkat!

  • Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi
M

Misafir

Forum Okuru
Anne Adayları İçtiginiz Suya Dikkat!
Bebek bekleyen anne adayları; hem kendi sağlıkları açısından, hemde bebeklerinin sağlığı açısından yediklerine içtiklerine dikkat etmelidir Melek'lerim. Eminiz ki, dikkat de ediyorlardır, peki ya içilen su ya dikkat ediliyor mu?


84d7dcc0928e72.jpg


Anne Adayları

Annelik hayatta yaşanan en güzel duygulardan biridir Her anne adayı sağlıklı bir çocuk sahibi olmayı hayal eder Hamilelik döneminin iyi geçirilmesi ve bebeğin sağlıklı olarak dünyaya gelebilmesi için anne adayının sağlıklı beslenmesi en önemli unsurlardandır Beslenmenin yanında hamilelik sırasında alınan su da içinde bulunan doğal mineraller ve pH değeri bakımından oldukça önem taşımaktadır İşte sizlere hamilelikte içilen doğal mineralli su ve pH kavramı hakkında ki önemli açıklamalar



Anne Adayları İçtiğiniz Suya Dikkat!“Bir bebeğin yüzde % 74’ü sudan oluşuyor Hamileliğin 6 ayında ise bebeğin % 90 ‘ı su Yalnızca bu rakamlar bile bize hamilelikte suyun ne kadar önemli olduğunu açıklamaya yetiyor!

Vücudun çok daha fazla suya ihtiyaç duyduğu zamanlar vardır Bunlardan biri de hamilelik dönemidir Yaz aylarında bu ihtiyaç daha da artabiliyor Hamile bir kadının günlük su ihtiyacı 3 litredir Bu miktarın bir kısmını süt, ayran, meyve suyu, bitki çaylarıyla da karşılayabilirsiniz Ancak hamile bir kadın için en iyi içeceğin pH değeri yüksek doğal mineralli su olduğunu, suyun 0 kalori olduğunu unutmayın!”

Su Bebeği ve Anneyi daha Sağlıklı bir Doğuma Hazırlar

“Araştırmalara göre anne susuz kalırsa, bebek de susuz kalıyor Su, bebeği ve anneyi daha sağlıklı bir doğuma hazırlıyorSusuzluk hamile bir kadında kasılmaları artırıyor Bu yüzden hamileliğin son 3 ayında su yetersiz kalırsa erken doğum riski olabilir! Hamilelikte su çok önemli!”

Hamilelikte Sudaki Minerallerin Önemi

“Hamilelikte kalsiyum ve magnezyum ihtiyacı çok artar Suyun kalsiyum ve magnezyum içermesi bu ihtiyacın karşılanmasına yardımcı olacaktır Yeterli kalsiyum almazsanız, bebek ihtiyacı olan kalsiyumu sizin kemiklerinizden alacaktır Bu da ileride kemik erimesi riskinizi artırır Bu yüzden özellikle kalsiyum seviyesi yüksek doğal mineralli suları tercih etmenizi öneriyorum”

Alkali Olan Amniyotik Sıvı Miktarı Bebekler için Hayati Önem Taşır

Hamilelik sırasında bebeğin anne karnında alkali bir ortamda yaşadığını belirten Bradley Hamile iken Alkali oranı yüksek su içmenin yararlarını şöyle açıkladı:

“Bebek amniyotik sıvı denilen koruyucu bir sıvının içinde yüzer Yani bebekler bazik bir suyun içinde büyürler Amniyotik sıvının görevi bebeğe rahim içinde rahat bir ortam sağlamaktır Bu sıvı bebek için hayati önem taşır onu dış etkenlerden, enfeksiyonlardan korur Amniyotik sıvı miktarı azsa bebeğin akciğerinin yetersiz gelişimi, hareketlerinde azalma, uzuvlarında şekil bozuklukları gibi sorunlar ortaya çıkabilir

Anneyle bebeğin içinde yüzdüğü amniyotik sıvı arasında saatte 0,5 litrelik bir su alışverişi oluyor

Anneye su verildikçe bebeğin içinde yüzdüğü amniyotik sıvı artmaya başlıyor

Vücut için yararlı olan doğal mineralli, bazik su içmektir Bu hamileler için de geçerlidir Aynen yediklerimiz gibi içtiklerimizin de vücudumuzun kimyası üzerinde etkisi vardır Çoğumuzun en çok içtiği içecek su olduğuna göre su seçimine çok dikkat etmek gerekli! İnsan vücudu sürekli olarak pH dengesini sağlamaya çalışıyor Çünkü vücutta tüm metabolik işlemler dengeli bir pH’a bağlı Bazı sistemler (sindirim sistemi gibi) asidik de olsa daha çok alkalen bir yapıya sahiptir Sağlıklı bir vücut asidik olmamalıdır Doğru pH seviyesinde kalmalıdır Vücuttaki her işlem kan pH’ının belli bir seviyede kalmasıyla doğru işler Su seçerken pH’ı yüksek sular tercih edilmelidir Sürekli asidik bir ortama maruz kalındığında hücrelerin toksik yükü yavaş yavaş artabiliyor, yapıları değişebiliyor Doğru pH seviyesi sağlanamadığında hücrelerin gerekli besinleri alması, bunları enerjiye çevirmesi zorlaşır“


Şimdi ise Sevgili Melek'ler; su içmenin önemini ve faydalarını uzamnından öğreniyoruz:)

Memorial Hastanesi’nden Uz. Dr. Selahattin Türen suyun sağlığımız açısından önemini anlatıyor.

Az su içenlerde yorgunluk, dikkat güçlüğü ve hafıza bozukluklukları görülebilir

Sağlıklı yetişkin bir erkekte vücut ağırlığının %60’ını, kadında %50’ sini su oluşturur. Bu oranlar yenidoğan bir bebekte %70- 75 iken yaşla birlikte azalır. İnsan beyninin % 95’i ve akcigerlerin %90’ını su oluşturur. Vücuttaki bütün sistemler, organlar ve hücreler yeterli su olmadan fonksiyonlarını sürdüremezler. Hücre içinde gerçekleşen bütün hayati metabolik olaylar ancak hücre içinde su yeterli ise gerçekleşebilmektedir. Vücut sıvısının %2 gibi küçük bir oranda azalması bile hafif yorgunluk, yakın hafizada hafif bozulma, dikkati toplamada ve yapılan işe odaklanmakta güçlüklere neden olur. Vücut sıvısının azalmasına basitçe “dehidratasyon” denir. Gün boyu devam eden hafif yorguluğun en sık nedenlerinden biri de hafif dehidaratasyondur.

Su neden yaşamın kaynağı?

* Vücutta taşıyıcı göreve sahip olan su, hücrelere besin ve oksijen taşır, atıkları uzaklaştırır.
* Böbreklerin toksik maddelerden temizlenmesine yardımcı olur.
* Kan ve lenf sisteminin büyük bir kısmını oluşturur.
* Vücut sıcaklığının düzenlenmesinde rol alır.
* Kan basıncını kontrol eden elektrolitlerin dengelenmesine ve taşınmasına yardımcı olur.
* Sıcak havalarda vücudu serin tutar ve soğuk havalarda vücut izolasyonu sağlar.
* Yeteri kadar tüketildiğinde, cildin daha düzgün, daha yumuşak, daha parlak ve daha esnek olmasını sağlar.
* Tükürük ve mide salgısında bulunarak, besinlerin sindirilmesinde görev alır.
* Su, emziren kadınlarda, süt üretimini artırır.
* Bağışıklık sisteminin görevini yapabilmesi için su gerekmektedir. Bu özelliği ile zinde ve dinç kalmada yardımcı olur.
* Eklemlerin kayganlığını sağlar.
* Su tüketimi azaldıkça, vücutta depolanan yağ miktarı artmaya başlar ve kilo alımı gerçekleşir.
* İçme suyu veya doğal kaynak sularının birçoğu bölgeden bölgeye degişmekle birlikte; bazı minarelleri içerir. Vücudumuz için gerekli olan minarellerin bir kısmını içtiğimiz sulardan elde ederiz. Bunlar içinde kalsiyum, magnezyum ve sodyum daha fazla miktarda olanlardır. Flor, iyot ve diğer eser elementlerin de bir kısmını içtiğimiz sulardan sağlarız.


Su tüketim miktarı çevresel ve kişisel şartlara göre değişir

Su tüketiminin sağlığımız için çok önemli olduğu yıllardır anlatılır. Peki, günlük su tüketimi ne kadar olmalıdır? Bu konuda uzmanların farklı görüşleri olsa da çoğunlukla ortalama günlük su tüketiminin 2-2.5 litre olmasi tavsiye edilir. Bunu 8x8 yani gunde 8 defa 8 onz (250 ml veya bir su bardağı) su içilmesi şeklinde de duymuş ve okumuş olabilirsiniz. Bu miktarlar ortalama miktarlardır. İdeal olan ise su ihtiyacının kişinin durumuna ve mevcut hastalıklarına, hava sıcakliğına ve aktivite düzeyine göre ayarlanmasidir.

Yeterli su içip içmediğinizi test etmek için 3 küçük ipucu

* Susuzluğunuzu gidermek için içtiğiniz su miktarının en az 2 katını tüketin.
* Günboyu ve sık sık su için ve su içmek için susamayı beklemeyin.
* İdrar renginiz koyu sarı renkli ise yeterli miktarda su içmiyorsunuz demektir. İdrar renginiz koyu sarıdan açik ve şeffaf renge dönüştüğünde yeterli miktarda su tüketiyorsunuz demektir.


Kimler daha çok su tüketmeli?

* Yüksek proteinli diyetle beslenenler.
* Lifli gıdalardan zengin beslenenler.
* Bulantı kusma ve ishal ile sıvı kaybının arttığı zamanlar
* Ağır fiziksel aktivite yapanlar
* Çok sıcak ortamlarda olup, aşırı terleyen kimseler daha fazla su tüketmelidirler.


Su her zaman yaşam kaynağınız olmayabilir

Vücutta fazla miktarda sıvının olduğuna işaret eden durumlarda (bacaklarda ödem ve karında asit); kalp yetmezliği, böbrek yetmezligi, siroz ve kronik karaciğer hastalığı gibi zaman zaman sıvı alımının belli bir miktarla kısıtlanması tedavinin önemli bir parçasıdır. Bu gibi durumda olan hastaların doktorlarının tavsiyelerine uymaları daha doğru olacaktır.

Çay, kahve, kola suyun yerini tutmaz

İçeceklerin hiçbiri suyun yerine geçemez. Su, kalori içermez ve asiditesi yoktur. Kafeinli içeceklerin fazla tüketilmesi; çarpıntıya neden olurken; bu içeceklerin beraberinde fazla şeker ve krema tüketilmesi de gereksiz kalori alınmasına yani kilo artışlarına sebep olabilir. Ayrıca kafeinin idrar söktürücü özelliği de olduğundan fazla tüketildiginde önce sıvı alımı artmış olur, ancak daha sonra idrarla sıvı kaybı artar.

Kola ve benzeri asitli içecekler mideye rahatsızlık verdiği gibi; alınan asidin etkisini azaltmak için vücut çok fazla su harcamak zorunda kalır.

Su tüketiminizi artırmak için öneriler:

* Su içmek için susamayı beklemeyin.
* Yemeklerle birlikte ve yemek aralarinda su için.
* 8x8 kuralını unutmayın. Günde 8 kez 8 onz (240 ml, 1 su bardağı) su için.
* Kendinize su içmek için güzel bardaklar ya da şık bir sürahi alabilirsiniz.
* Çalışma ortamınızda ve evinizde belirleyeğiniz bölümlere “su iç” yazılı notlar asabilirsiniz.
* Ofis bilgisayarınıza su hatırlatması programlarından kurabilirsiniz. Böylelikle siz işinize konsantre olmuş çalışıyorken, ekranda beliren su şişesi size su vaktinin geldiğini hatırlatır.
 
Geri
Üst