Aşk ki Bu Yazıyı Okuduğun Gözlerindir

kaprisli

Yeni Üye
Üye
Aşk ki Bu Yazıyı Okuduğun Gözlerindir
Zaman,gözlerinde bütünleşen bir aşkın ömür boyu sürecek olan sevda kıvrımlarında saklıdır.

Zaman sen olan haline sıkışan hayalin,içimde yokluğunla en büyük yaradır.


Ümit ettiğim yâr.

Dünya gözüyle bana cenneti anımsatan bakışlarınla ’’ey sevgili’’.Yürek kıvrımlarımda dolaşan aşkın ta kendisi….

Gel artık,yokluğun en büyük bir yangın yeri..

Bir tek müebbet,bir idam sehpası,çocuk gülüşlerden arda kalan masumiyet. Ne fark eder ki,oysa farksız bir çığlığın yankısında gözlerinle baktığın toprağa koy beni.

Ellerinle dokunduğun masum bir çiçeğe anlat,hissettiğin hüzne,hüzne bulandığın geceye…

Ey benim yüreğimdeki derin çığlık,,ey senin için binlerce yazılmayı bekleyen kelimelerin sahibi.

Kalemim,şiir im,mum ışığımın titreyen alevi,koca bir sessizliğin sesi SEN.!

Şebnemlerimde açan hayal çiçeği,yağmurum çatlak toprakların kıvrımlarını doldururken ki hâli,ellerimin sıcaklığı,göz nurum gel…

Gören gözler cemâline hayrandır Sultanım
Bakışın yüreğe dokunan en dertli bir nağmedir Sultanım
Aşkınla her dem yanmaya namzettir hâlim,ne ola
Bu can,hâl-i nazarına kurbandır Sultanım…

Gevşet ipini zamanın tenha yokluğundan
Olmayışın boğazıma dolanan ipin fermanıdır Sultanım
Gel,gel ki az kaldı Mecnun u isyanıma
Sende ki bu hal Leyla m olmaya şayandır Sultanım

Ki seni aradığım gönül dergahımda
Bu dergah gönülde en asude bir bayramdır Sultanım
Hele bir ses ver ki aşinâlığımdan
Yokluğun bayram yerinde vakitsiz bir ölüme gebedir Sultanım

Vur teline,vur mızrabı ki haykırsın nağmeleri aşkım
Her sözün boynu bükük bir notada hâlimdir Sultanım
Parmakların arasından gün batmış ki ne ola
Ben kirpiklerin altından doğan bir güne aşinâyım Sultanım

Yinede bil isterim,akşam karanlığının gün aydınlığına gebe kaldığı zamanın mecburiyeti gibi,sende bulduğum bir hâl gibi,bu hâlin sonsuzluğuna gözlerinle imza atmak gibi,,gönül sarayında ‘’inleyen bir ney’’gibi,yangın gibi,alev gibi,köz gibi ve köz olmuşken dahi tutuşa bilmek gibi mecburum sana
,’’ben sana mecburum’’

Derin bir iz tenimde,geçmişin yaşanılmış ânlarından yansıyan derin bir yara ve SEN…

Tüm hüzünlü notaların arasından bana duygu denen sevgiyi sevgi yapan adresi,yani aşkı,aşk ta ki insanlığı,insanı aşk yapan gönlü yaşatıyorsun…

Ellerimle okşadığım çiçekler olacak her şeye rağmen kırlarda,Yalın ayak gezeceğim toprakta,ceplerime doldurduğum bu garip ve avâre umutlarımla sana koşacağım.

Gönlüm varlığınla beni sende kendim yaparken sende açacağım…

Sultanım,bak hele,lutfeyle güzelliğini
Ki dertli eyledin yokluğunla beni

Topraksın,yine toprağa müptela
Dokun kendi ne ki sen kendinde aşk tan bir mezrâ

Gönlümü varlığınla aşk eyledin
Aldın ki benliğimi,beni bende sen,sen eyledin

Şimdi aç kollarını,aç ki durdur zamanı
Ki zaman,başlangıcın ve son’un ânı…

Ki Sultanım,bak hele,lutfeyle güzelliğini
Sen, dertli eyledin yokluğunla beni

Hiç belli olur mu dünyanın bu garip hâli
Beklide o yüzden,o yüzden beklide Zaman’a nikah ettim seni

Yaprak,yaprak çoğalırken içinde
Bırakma beni ve sen bırakma beni kendime…






alıntı
 
Geri
Üst