aşk ve ay'ın hikayesi

kördügüm

Tatlı ve Çalışkan Melek
Üye
aşk ve ay'ın hikayesi
ay ile güneşin aşk hikayesi
Ne aşkı nede onun verdiği huzur ve acıyı hiç bir cümlede birleştirip kimseye bu böyle olursa aşk olur diyemeyiz.Aşk hayatın bize bağışladıgı tatlı bir süprizdir,imkansız aşk ise o süprizin hafta sonu eki gibidir, okudukça bayar baydıkçada daha çok okunur.
Yine her zamanki gecelerden biriydi.Gün sona ermiş güneş batmış ve karanlık geceyi perdelediği sırada her gece olduğu gibi Ay gökyüzünün en derin köşesine doğru yükseldi.Pırıl pırıl tertemiz ve etrafına ışık saçarak binlerce yıldızın arasından geçerek gökyüzünü fethedercesine karanlığı yardı.Her gece olduğu gibi
Ay yine yıldızların serenatı eşliğinde gökyüzünü sonsuz bir ışığa bürüyordu.Yıldızlar dans edercesine parlak görüntüleriyle adeta baş döndürüyordu.Ay öyle bir konumdaydı ki etrafında binlerce yıldız vardı.Gökyüzünün hakimi gibi duruyordu,adeta bir kral gibiydi soylu ve asil,yıldızlar ve gece onun bu asaleti karşısında boyun eğercesine hareket ediyorlardı.Gökyüzünün hakimi olan Ay etrafındaki binlerce yıldız tarafında sanki perdeleniyordu.Görkemi ile göz kamaştırıyor ve yıldızları kendine hayran bırakıyordu hepsi Ay'ın yanına yaklaşmak için var güçleriyle parıldamaya çalışıyorlardı.Gökyüzünde dans etmeye dewam ediyorlardı.Ama Ay'ın hiç birinde gözü yoktu o sadece gökyüzünü aydınlatmaya çalışıyordu.Ama o esnada bir ışık düzmeci binlerce yıldız içerisinde Ay'ın dikkatini çekti.Öyle güzeldi ole ihtişamlıydı ki binlerce yıldıza değişilmezdi.Ay'a doğru yaklaştı ve yanına geldi.Artık sadece o yıldız ve gökyüzü vardı.Sadece sanki dünyanın uydusu değilde sadece o yıldız için varolmak istiyordu sadece onun için dönmek ve gecenin karanlığına bürünmüş gökyüzünü bir anda aydınlatarak yüzlerce yıldızın kaybolmasını ve gökyüzünde bir tek onların kalmasını istiyordu.Ama yıldız ise göklerin hakimini görmezlikden geldi.Ay'ın türlü hareketlerine karşılık bile vermedi.Bu bir süre böyle gitti ay farkındaydı artık gün ağırmaktaydı ve gece son bulucaktı kafasını çevirdi ve yıldıza baktı bırakıp gitmesini istemiyordu yıldızın onu.Ama gün ağırıyordu.Belkide Ay'ın yüz binlerce yıl sonra ilk kez gündüz olmasın diye haykırışı vuruyordu gökyüzüne bir dakika daha onu seyretmek için güneşe yalvara bilir belkide bütün gecelerinden vazgeçebilirdi.Ancak güneş doğdu bütün acımasızlığıyla ve yıldız gözden kayboldu Ay yıkılmıştı.Bütün ışıltısı bitmiş adeta sönmüştü.Ve Ay o geceden sonra her gökyüzünü aydınlatmaya cıktığında o yıldızı bekler, gözleri o yıldızı arardı ama gelmicekti belki kaymıştı belkide güneşe katılmıştı ama bir daha gelmicekti.Evet o yıldız belki gelmicekti ama Ay'ında vazgeçmeye niyeti yoktu nasılsa kıyamete kadar geceler onundu elbet bir gün döner umuduyla her gece onu bekler ve her gece eğer olurda dönerse ve Ay'ı göremezse korkusuyla olağınca gücüyle parıldardı.İşte gerçek aşk budur ve yine gerçek imkansız aşk buna denir...
Bence imkansız aşk budur ben bundan başka aşkı imkansız saymam!!!
Her gündüzün bir gecesi her geceninde bir sabahı vardır... Umutlar asla tükenmez günün ilk ışıklarına kadar ve her yeni doğan gün bizlere yeni umutlar aşılar.Şimdi bu yazdım hikayeyi okuyanlara soruyorum;kalbinizdeki ve aklınızdaki yıldızı beklermisiniz? ta ki rüyalarınızın kıyameti kopana kadar...
alıntı
 
Geri
Üst