Esir kampının icadı, Esir kampını kim buldu

  • Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi
M

Misafir

Forum Okuru
Esir kampının icadı, Esir kampını kim buldu
Bu yazı: Esir kampının icadı, Esir kampını kim buldu içerik kısaca.. İlk esir kampı nezaman kuruldu, Esir kampını ilk kim buldu, Esir kampları ilk nerede kuruldu gibi merak edilen bilgileri içermektedir.


Eski filmerdenv görürüz hep esir kamplarını, günümüzde hala var mı, bende bilemiyorum ama bildiğim şey bu konuda ki merakım Melek'lerim :D:D Esir kampını ilk kim ve neden bulmuş diye merak ediyorum ve benim gibi merak edenler içinde merak giderici bilgiler sunuyorum :D:D



84d74cc40c5365.jpg


İlk esir kampı nezaman kuruldu, Esir kampını ilk kim buldu, Esir kampları ilk nerede kuruldu

Fransız savaş esirlerini yerleştirmek üzere, Huntingdonshire yakınlarında “Norman Cross Depot” adıyla 7 Nisan 1797 günü açıldı. O güne değin, savaş tutsakları, sivil hapishanelerde, kalelerde ya da yüzer zindanlarda tutulurlardı. Ancak, 1796 yılının sonlarında İngiltere’ye getirilen savaş tutsaklarının sayısı o denli arttı ki, özel bir yerleştirme alanının kurulması zorunluluk haline geldi. 160 dönümlük kamp, 8 bin tutsağı yerleştirmek amacıyla, 500 görevli tarafından dört aydan kısa bir süre içinde gece-gündüz hiç durmamacasına çalışılarak bitirildi. Tutsaklar, ikişer katlı 16 ahşap barakaya yerleştirildi. Her dört barakanın çevresine bir tahta perde gerildi. Dört barakanın tam ortasına sekizgen biçiminde bir gözetleme kulesi yapıldı. Barakaların tümü rahatlıkla görülebilen sekizgenin her köşesine silahlı birer muhafız dikildi. Kampa getirilen ilk tutsaklar, “Reunion” ve “Revolutionnaire” adlı savaş gemilerinden alman 300 kişiydi. Onları, öteki Fransız gemilerinden gelen tutsaklar izledi. Aynı yılın Kasım ayında da Camperdown Muharebesi’nde ele geçirilen Hollandalılar kampa getirildiler. Çok sık görülen kaçma girişimlerinin pek azı başarıyla sonuçlanabiliyordu. Yakalanan kaçaklar ise”Kara Delik”adı verilen bir hücreye atılıyorlar ve günlerce orada bırakılıyorlardı. Buradan sağ çıkabilme şansı da, ancak kamptan kaçmayı başarabilme şansı kadardı.
Tutsaklara her gün bira, et, ekmek ve tuz, günaşırı da sebze veriliyordu. Haftada bir kez de yağ ve peynir yeme şansına sahiptiler. Yağ ve peynir, kampın kenarında kurulan pazardan, mahkûmlar tarafından satın alınıyordu. Kamp yöneticilerinin seçtiği birkaç tutsak, nöbetçiler nezaretinde dışarı çıkıp arkadaşlarının siparişlerini aldıktan sonra geri dönüyorlardı. El sanatlarının dışında, kumar (1. ve 2. Dünya savaşları sırasında kurulan esir kamp larında da çok yaygındı), sportif faaliyetler ve amatör tiyatroculuk, kamp sakinlerini oyalayan başlıca unsurlardı. Kampın 1809 yılında çizilen bir planına bakılırsa, özel bir tiyatro binası bile vardı.

Fransız savaş esirlerini yerleştirmek üzere, Huntingdonshire yakınlarında “Norman Cross Depot” adıyla 7 Nisan 1797 günü açıldı. O güne değin, savaş tutsakları, sivil hapishanelerde, kalelerde ya da yüzer zindanlarda tutulurlardı. Ancak, 1796 yılının sonlarında İngiltere’ye getirilen savaş tutsaklarının sayısı o denli arttı ki, özel bir yerleştirme alanının kurulması zorunluluk haline geldi. 160 dönümlük kamp, 8 bin tutsağı yerleştirmek amacıyla, 500 görevli tarafından dört aydan kısa bir süre içinde gece-gündüz hiç durmamacasına çalışılarak bitirildi. Tutsaklar, ikişer katlı 16 ahşap barakaya yerleştirildi. Her dört barakanın çevresine bir tahta perde gerildi. Dört barakanın tam ortasına sekizgen biçiminde bir gözetleme kulesi yapıldı. Barakaların tümü rahatlıkla görülebilen sekizgenin her köşesine silahlı birer muhafız dikildi. Kampa getirilen ilk tutsaklar, “Reunion” ve “Revolutionnaire” adlı savaş gemilerinden alman 300 kişiydi. Onları, öteki Fransız gemilerinden gelen tutsaklar izledi. Aynı yılın Kasım ayında da Camperdown Muharebesi’nde ele geçirilen Hollandalılar kampa getirildiler. Çok sık görülen kaçma girişimlerinin pek azı başarıyla sonuçlanabiliyordu. Yakalanan kaçaklar ise”Kara Delik”adı verilen bir hücreye atılıyorlar ve günlerce orada bırakılıyorlardı. Buradan sağ çıkabilme şansı da, ancak kamptan kaçmayı başarabilme şansı kadardı.
Tutsaklara her gün bira, et, ekmek ve tuz, günaşırı da sebze veriliyordu. Haftada bir kez de yağ ve peynir yeme şansına sahiptiler. Yağ ve peynir, kampın kenarında kurulan pazardan, mahkûmlar tarafından satın alınıyordu. Kamp yöneticilerinin seçtiği birkaç tutsak, nöbetçiler nezaretinde dışarı çıkıp arkadaşlarının siparişlerini aldıktan sonra geri dönüyorlardı. El sanatlarının dışında, kumar (1. ve 2. Dünya savaşları sırasında kurulan esir kamp larında da çok yaygındı), sportif faaliyetler ve amatör tiyatroculuk, kamp sakinlerini oyalayan başlıca unsurlardı. Kampın 1809 yılında çizilen bir planına bakılırsa, özel bir tiyatro binası bile vardı.
 
Geri
Üst