Gece altını ıslatmak bir hastalıkmı?

Young bride

Banned
Gece altını ıslatmak bir hastalıkmı?
altını ıslatma nedenleri,altını ıslatma,altını ıslatan bebek,altını ıslatma tedavi,altını ıslatma sorunu

Sağlıklı çocuklar da uyku öncesi aşırı sıvı aldıklarında gece idrar kaçırabilirler. Ancak, bu olayın bir rahatsızlık olarak düşünülüp tedavi etme kararının verilebilmesi için en az, ard arda gelen 3 ayda haftada 2 kereden fazla olması gerekmektedir…


Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Çocuk Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Selami Sözübir, bu konuyla ilgili merak edilen sorulara cevap verdi:


Ne kadar sıklıkla karşılaşılan bir durumdur?
Gece altını ıslatma çoğu zaman mesane (idrar torbası) gelişimindeki gecikmenin bir sonucudur. Bu nedenle de yaşla sıklığı azalır ve erkek çocuklarda kız çocuklara oranla daha sık görülür. Aileler 5-6 yaş civarında bu sorunla ilgilenmeye ve genellikle de 7-8 yaşında hekimlerden yardım istemeye başlarlar.Üç yaşındaki çocukların %40’ı altını ıslatırken bu oran 5 yaşında %20’ye ve 6 yaşında %10’a düşer. Ülkemizde ise bu oranlar dünya oranlarına göre hafifçe yüksektir. Ülkemizde 7-11 yaş grubunda erkeklerin %16’sında, kızların ise %11’inde gece altını ıslatma problemi olduğu bildirilmektedir. İşin ilginçi dünyada 20 yaş üzerinde de %1-2 oranında gece altını ıslatan erişkenlere rastlanmaktadır.
Gece altını ıslatma psikolojik bir problem midir?
Gerçekten bu soru yıllarca bu konuyla ilgilenen hekimlerimiz için ciddi bir tartışma konusu olmuştur. Elbette bir takım psikolojik faktörler sonuçta sinirlerle ilgili olan bu olayın oluşmasına neden olabilir. Ancak bugün çocuğun psikolojik problemlerinin buna neden olduğundan çok, bu sorunun çocukta ciddi ruhsal problemlere neden olduğu ön plana çıkmaktadır. Genel olarak psikolojik olayların sık görülen birincil gece altını ıslatma sorununa yol açmadığı gerçeği bu çocukların büyük çoğunluğunda bir ruhsal sorun aramaya gerek olmadığını ortaya koymuştur. Sabahları ıslak bir yatakla uyanan bir çocuğun sıkıntısının ne denli yoğun olacağı açıktır. Aileler ise bu durumun bir hastalık olduğunu kabul etmediklerinden çocuğu suçlamakta ve hatta zaman zaman cezaya çarptırmaktadırlar. Oysa bu durumdan en fazla çocuk rahatsızdır ve kurtulmak istemektedir. Bu durum çocukta özellikle ev dışı otel, kamp misafirlik gibi bir yerde yatmaktan kaçınmaya ve çocuğun çok yoğun utanma duygusu yaşamasına neden olmaktadır. Bu nedenle bir çok faaliyete katılmak istemeyebilir. Ancak, çocukluk çağındaki davranışsal gerilemenin bulgularından biri de gece altını ıslatma olabilir. Bu okul başarısızlığı, korku gibi ek bulgularla beraberdir. Bu tür bulguları da olan çocukların mutlaka çocuk psikiyatristleri tarafından görülmesi gereklidir.

Gece altını ıslatma genetik bir hastalık mıdır ?
Gerçekten gece altını ıslatma büyük oranda genetik yatkınlığa dayanmaktadır. Yani ailesel bir rahatsızlıktır. Anne ve babadan birisinde altını ıslatma öyküsü varsa çocukta %44, ikisinde birden varsa %77 oranında altını ıslatma sorunu yaşanmaktadır. Eğer baba çocukluğu döneminde altını ıslatıyorsa çocuğunda bunun görülebilme şansı diger çocuklara oranla yaklaşık 7 kez fazladır. Anne de bu geçmiş varsa bu oran yaklaşık 5 kez fazladır. Aile öyküsü olan vakalar iyileşme zamanı bakımından ailelerine benzer bir seyir göstermektedirler. Ayrıca son yıllarda yapılan çalışmalarla kromozomlar üzerinde genetik alt yapıda gösterilmiş ve 5,13,12,22 gibi kromozomlarda gece işemesi ile igili spesifik bölgeler saptanmıştır.

Gece altını ıslatma yaşla kendi kendine geçen bir durum mudur?
Toplumumuzda gece altını ıslatmanın zamanla her çocukta düzelebileceğine dair yanlış bir inanış hakimdir. Hatta ergenlikte, sünnetle, ya da askere gidince geçeceğine inanılır. Aslında birincil tip gece altını ıslatmada yaş ilerledikce bazı vakalarda kendiliğinden düzelmeler görülüldüğü doğrudur. Ancak bu düzelmenin ne zaman olacağını kimse bilemez. İlaveten, bu düzelmeyi beklerken çocuğun ruhsal durumunun ne kadar etkileneceği de bilinmediği için bu düzelmeyi beklemek kesinlikle doğru değildir. Bu hastalığın tedavisinde oldukça yüz güldürücü sonuçlar alındığına göre, 5 yaş üzerinde gece altını ıslatan çocukların tibbi yardım alması gerekmektedir.
Bazı çocuklar neden gece altlarını ıslatırlar?
Gece altını ıslatan çocukların çoğunluğu birincil tip dediğimiz altını ıslatma gurubunda yer almaktadırlar. Yani bu çocukların gece altını ıslatmadıkları normal diyebileceğimiz bir dönemi hiç olmamıştır. Bunu ortaya çıkaran sebeplerin başında çocukların sinir sisteminin tam gelişmiş olmaması ve mesanenin sinir kontrolünün tam kazanılmaması yer almaktadır. Bu tip gece altını ıslatan çocukların gece uykuda mesane doluluğunu hissetmelerinin yetersiz, mesane kapasitelerinin küçük ve uyku derinliklerinin fazla olduğu bildirilmektedir. Hasta mesanesi dolduğunda normal olarak oluşan mesane kasılmalarını algılayamaz ve mesanedeki basınç artışını hissedemez, sonuç olarak gece uykuda altını ıslatır. Ayrıca, gece idrarın azalmasını sağlayan hormonun bu çocuklarda normal olmadığına dair araştırma sonuçları da mevcuttur. Gece altını ıslatan çocukların uzman bir hekim tarafından muayene edilmesi ve nadir de olsa çocukta gece altını ıslatmaya neden olabilecek diğer hastalıkların araştırılması ve ayırt edilmesi gerekmektedir ve çok önemlidir.
Bu ayırt edilmesi gereken hastalıklar hangileridir ?
Gece altını ıslatan çocukların %3’ü civarındakilerde böbrek ve idrar yollarına ait doğuştan bozukluklar, böbrek hastalıkları, gizli bel kemikleri açıklıkları (spina bifida), şeker hastalığı, sara hastalığı, parazitler, besin alerjileri gibi bu duruma neden olan başka hastalıklar saptanabilmektedir. Vakaların %5-10’unda ise altını ıslatmaya sık ve acil idrar yapma ihtiyacı gibi işeme esnasında ortaya çıkan birtakım yakınmalar eşlik etmektedir. Bu çocuklarda kabızlık, idrar yolu enfeksiyonu ve mesanenin birtakım sinirsel düzeltilebilir rahatsızlıkları saptanmaktadır. Ayrıca son yıllarda halk arasında geniz eti olarak bilinen durumda da çocuklarda yüksek oranda gece altını ıslatma görüldüğü ve ameliyat sonrası yakınmalarının geçtiği üzerinde durulmaktadır.

Gece altını ıslatan her çocuğa ileri tetkikler yapmak gerekir mi?
Bu sorunuz gerçekten çok önemli. Gece altını ıslatan çocuklarda aşağıda sıraladığımız özellikler varsa en kısa zamanda ileri tetkik ve inceleme amacıyla uzman bir hekime başvurmaları gerekmektedir. Bu özellikler:
  • gece altını ıslatma hiç altını ıslatmamış bir dönemden sonra ani olarak başladıysa,
  • gündüzde altını ıslatıyorsa,
  • kabızlık ya da kaka ile altının kirlenmesi de mevcutsa,
  • idrar yaparken ağrı duyuyorsa,
  • bir günde 7 den fazla sayıda idrara çıkıyorsa
  • tuvalete koşarak ya da son dakikada gidiyorsa,
  • işeme sayıları haftada 2 den fazla ve gecede 1 den fazla ise,
  • gece içinde işemesi az az miktarda ancak fazla sayıda ise
Bu özelliklere sahip çocukların kesinlikle uzman bir hekime ve mümkünse gece işemesi polikliniği olan bir hastaneye başvurmalarını öneriyoruz. Bu çocukların eşlik eden hastalıklar ve mesane fonksiyonları açısından değerlendirilmeleri gerekmektedir. Hastanemizde de bu hizmet özel olarak verilmekte. Mesane fonksiyonlarının değerlendirilmesi en önemli araç olan ürodinami tarafımızdan yapılmaktadır.
Ürodinami ne demektir?
Bu aletle biz mesanenin dolması ve işeme esnasında sinirsel iletimini ve fonksiyonlarını değerlendirebiliyoruz. Böylece kalbin EKG si gibi mesanenin çalışması elimize işlevini gösteren bir rapor halinde gelebiliyor. Özellikle gündüz idrar yaparken şikayetleri de olan gece altını ıslatan çocuklarda doğru ilaçların kullanımı açısından bize yol gösterici olabiliyor. Ancak bu tetkikin özellikle çocuklarda sabırla yaklaşarak ve bu konuda uzman hekimler tarafından bizzat yapılması gerekmektedir.

Gece altını ıslatan çocuğa nasıl davranmalı ?
Artık şunu çok açık olarak biliyoruz ki, bu çocuklara en büyük zararı veren gece altını ıslatmanın kendisinden çok, ailenin ve toplumun yanlış tutumları olmaktadır. Bunların içinde en tehlikelisi cezalandırmalar ve de özellikle cinsel bölgelere yönelik cezalandırmalardır. Bu tür bir cezanın çocuk üzerindeki etkisinin ömür boyu sürebileceği unutulmamalıdır. Gece altını ıslatan çocuğunuza kızmayın, utandırmayın onu, başka çocukları örnek göstermeyin. Altını ıslatan çocuğa onun fizyolojik bir gelişme gecikmesi yaşadığını, bu sorunun çok da önemli olmadığını ve aslında diş çıkarma gibi normal bir gelişim olduğunu; ama onu etkilediğini düşündüğünüz için bir doktora götürmek istediğinizi, tetkik ve tedavi süresince ona destek olacağınızı anlatmanız gerekmektedir.

Neden tedavi ediyoruz ?
Gece altını ıslatan çocukların bir kısmı kendiliğinden düzelecektir ancak çocuğa ve aileye sıkıntı vermesi, çocuğun kendine güvenini azaltabilmesi, birlikte başka davranış ve duygulanım sorunlarının olabilmesi nedeniyle tedavi önerilmektedir. Tedaviye başlamadan önce uzman ve gece altını ıslatma konusnda tecrübeli bir hekim tarafından çocuğun detaylı fiziksel muayenesi yapılmalı, idrar kaçırmaya yol açabilecek diğer tüm nedenler gözden geçirilmelidir.
Tedavisi nasıl oluyor ?
Tedavinin başarılı olmanın ilk şartı aile, çocuk ve hekim arasında tam bir iş birliğinin olmasıdır. Ana prensip çocuğa güven vererek suçluluk hissini ortadan kaldırma ve mümkünse olayı çocuğun sahiplenmesini sağlamaktır. Öncelikle denenmesi gereken çocuğun kendisinin veya ailesinin gece uyanmasına dönük programlardır. Bunlara motivasyon programları denmekte ve sadece motivasyonla doğrudan tedavinin başarısı %25 arttrırabilmektedir. Önce çocukların kendiliğinden uyanması denenir, bu mümkün olmuyorsa ailenin çocuğu gece uyandırıp tuvalete gitmesini sağlayan program uygulanır. Altını ıslatma tedavisinde uzun yıllardır çeşitli ilaçlar kullanılmıştır. Bu ilaç tedavi kürları çocuktan çocuğa farklı olarak ortalama 6 ay sürmektedir. Halk arasında tedavide kullanılan bazı ilaçların kısırlığa neden olabileceği gibi yanlış bir kanaat vardır. Bu uydurma ve bilimsel dayanağı olmayan bir söylentiden ibarettir. Eğer ailenin desteği ile beraber motivasyon tedavisi ve ilaç tedavisi beraber uygulanırsa bu çocuklarda tedavide başarı oranı %70–80 bulmaktadır. İlaç tedavisinin en önemli dezavantajı ise tedavi kesildikten sonra rahatsızlığın yüksek oranda tekrar riski bulunmasıdır. Bu nedenle son yıllarda alarm ve ilaç tedavisinin birlikte kullanılması önerilmektedir. Alarm cihazları çocuk idrar kaçırmaya başlar başlamaz çocuğu uyandırarak, mesanesini kontrol etmesine yardımcı olan araçlardır. Alarm cihazları teknolojisinde son yıllarda önemli ilerlemeler olmuş ve hem küçük hem de kullanımı kolay alarm cihazları üretilmiştir. Alarm tedavisine de en az 3 ay devam etmek gerekmekte ve bu tedavi ile çocuklarda %85 lere varan iyileşme sağlanmaktadır. Alarm tedavisi sonunda tekrarlama riski ise oldukça düşüktür.

 
Geri
Üst