Geleceğin SUÇLULARINI Yetiştirmek !
Çocuklarınızın geleceğin suçluları değil, liderleri olmasını istiyorsanız bu yazıyı mutlaka okumalısınız...
Geçenlerde, elektronik posta adresime bir ileti geldi, iletinin başlığı şu idi; geleceğin suçlularını yetiştirmenin kolay yolu, okuduktan sonra arkadaşlarla paylaşmak üzere gönderdim, benim gibi onlarda bu konuda düşünsünler diye… Sizlerle de paylaşma gerektiği hissettim; Geleceğin şuçluları için yapılmaı gerekenler maddelenmiş. Birinci madde; çocuklara her şeyi verin, tabi bu cümle toplumun her katmanına kadar mevcut gördüğümüz bir durum. İstedikleri her şeyin bir şekilde karşılandığı, yetmediği yerde seferberlik ilan edildiği bir çok aile mevcut.. Mutlu çocuklar yetiştirelim derken geleceğin madde ile hazzı birleştiren bir yetişkini oluşacak bunu zamanla tanık olacak nice ebeveynler var…
İkinci madde; öğrendiği kötü sözlere tarafsız kalmak yerine gülmek, yinelemesine izin vermek, hatta desteklemek. Küfür ve argo konuşmalara tanık olup bunu teybe çekmiş bir çocuk sonuçta bunu dile getirecektir. Birde üstüne cila da atılmışsa ebeveynlerden… Buna şahit olmuş biri olarak sokaktan geçen 6 ile 10 yaşlarındaki 3-5 çocuğun muhabbetlerini duyunca ne oluyoruz oldum. Ne diyeceğimi hatta nasıl ikaz edeceğimi bilemedim ve bana dönüp birbirlerine savurdukları küfürlerden birkaç tanesinden de ikazım sonucu bende nasiplerinim endişesini hissettim. Gelelim üçüncü maddeye, orda da çocuklara düşünmeyi ve beynini kullanmayı öğretmeyin deniliyor. 20 li yaşlarda da beynini kullan diye çıkışın diyor. Düşünmeyi de öğretmek ebeveynlerin işidir ve bu süreklilik kazanması için oyunda, günlük yaşamda yaptığımız her programa alınması gerekir. Bu dünyada yerini bilmeyen, hala benlik karmaşası yaşayan nice insan var. Ve toplumda ekmek israfından daha fazlası insan israfıdır diye düşünmekteyim.
Dördüncü madde; sorumluluklarını yüklenin. Hatta öyle bir yüklenin ki kendi yapması gerekenleri yerine getirmekte geç kalırsan veya yarım kalırsa bir de evladınızdan azarı işitin. >İster ergen olsun, ister çocuk veya yetişkin olup annesini uluorta azarlayanları görmüş gözlerim ve kulaklarım aklıma hep Peygamber efendimizin bir hadisini getirir;”ahir zamanda cariyeler kendi hanımlarını doğuracak”. (Her kadın evinin cariyesi her bey evinin kölesidir manasında kullanılmış. )
Yanında kavga et, yuva dağıldığında şaşırmasın deniliyor beşinci madde de. Her ailede problemler var, çıkmazlar var, bunlar normal, normal olmayan problemi çözmeye değil probleme odaklanmak, idam edeceğimiz sorumluyu aramak, bunu da uluorta evde yapmak, sergilemek.
Altıncı madde; istediği kadar harçlık verin, ev ekonomisi öğretmeyin ki ileride hem kendisi hem de ailesi hep açıkta kalsın,ona buna muhtaç olsun, narsis kişi tipine örnek gösterilsin..
Son madde: yiyecek, içecek v.b. tüm arzularını yerine getr. Getir ki gelecekte tüm nefsine mağlup olsun. Şehvetin ve arzun peşinde koşsun. İmam Gazali diyor ki haftada bir gün kuru ekmek yedirin evlatlarınıza, çünkü çocuğun tek nefsi yemektir. Bunu kontrol altına alabilirse gelecekteki tüm idaresine sahip olur!
Evet, sevgili okurlar… Siz neler düşünüyorsunuz. Örneklerini görüyor musunuz? Yeni nesli tahlil edebiliyor musunuz? Bu konuda yalnızca gözlemci olmamanız dileğimle…
Görüşmek üzere…
Özlü söz: “İyi ile kötü arasında bir fark var” (ceza)
alıntıİkinci madde; öğrendiği kötü sözlere tarafsız kalmak yerine gülmek, yinelemesine izin vermek, hatta desteklemek. Küfür ve argo konuşmalara tanık olup bunu teybe çekmiş bir çocuk sonuçta bunu dile getirecektir. Birde üstüne cila da atılmışsa ebeveynlerden… Buna şahit olmuş biri olarak sokaktan geçen 6 ile 10 yaşlarındaki 3-5 çocuğun muhabbetlerini duyunca ne oluyoruz oldum. Ne diyeceğimi hatta nasıl ikaz edeceğimi bilemedim ve bana dönüp birbirlerine savurdukları küfürlerden birkaç tanesinden de ikazım sonucu bende nasiplerinim endişesini hissettim. Gelelim üçüncü maddeye, orda da çocuklara düşünmeyi ve beynini kullanmayı öğretmeyin deniliyor. 20 li yaşlarda da beynini kullan diye çıkışın diyor. Düşünmeyi de öğretmek ebeveynlerin işidir ve bu süreklilik kazanması için oyunda, günlük yaşamda yaptığımız her programa alınması gerekir. Bu dünyada yerini bilmeyen, hala benlik karmaşası yaşayan nice insan var. Ve toplumda ekmek israfından daha fazlası insan israfıdır diye düşünmekteyim.
Dördüncü madde; sorumluluklarını yüklenin. Hatta öyle bir yüklenin ki kendi yapması gerekenleri yerine getirmekte geç kalırsan veya yarım kalırsa bir de evladınızdan azarı işitin. >İster ergen olsun, ister çocuk veya yetişkin olup annesini uluorta azarlayanları görmüş gözlerim ve kulaklarım aklıma hep Peygamber efendimizin bir hadisini getirir;”ahir zamanda cariyeler kendi hanımlarını doğuracak”. (Her kadın evinin cariyesi her bey evinin kölesidir manasında kullanılmış. )
Yanında kavga et, yuva dağıldığında şaşırmasın deniliyor beşinci madde de. Her ailede problemler var, çıkmazlar var, bunlar normal, normal olmayan problemi çözmeye değil probleme odaklanmak, idam edeceğimiz sorumluyu aramak, bunu da uluorta evde yapmak, sergilemek.
Altıncı madde; istediği kadar harçlık verin, ev ekonomisi öğretmeyin ki ileride hem kendisi hem de ailesi hep açıkta kalsın,ona buna muhtaç olsun, narsis kişi tipine örnek gösterilsin..
Son madde: yiyecek, içecek v.b. tüm arzularını yerine getr. Getir ki gelecekte tüm nefsine mağlup olsun. Şehvetin ve arzun peşinde koşsun. İmam Gazali diyor ki haftada bir gün kuru ekmek yedirin evlatlarınıza, çünkü çocuğun tek nefsi yemektir. Bunu kontrol altına alabilirse gelecekteki tüm idaresine sahip olur!
Evet, sevgili okurlar… Siz neler düşünüyorsunuz. Örneklerini görüyor musunuz? Yeni nesli tahlil edebiliyor musunuz? Bu konuda yalnızca gözlemci olmamanız dileğimle…
Görüşmek üzere…
Özlü söz: “İyi ile kötü arasında bir fark var” (ceza)
