HerŞeye RaĞmen...

M

Misafir

Forum Okuru
HerŞeye RaĞmen...
Bugün ilk defa senleyken geçirdiğim sensiz günlere lanet ettim. Birlikte ama ayrıydık. Ne tuhaf değil mi, birbirimize bir nefes kadar yakın ama bir o kadar uzaktık. Aslında uzak olan sendin. Hep sustum seni kaybetmemek için, sen de bunların hakkını vererek! Çekip gittin. Yalnız ve sensiz olan beni bir kez daha yalnız ve sensiz bıraktın.
Hatırlıyor musun giderken, bana: “ çok farklıyız, olmuyor…” demiştin. Evet çok farklıyız haklıymışsın; çünkü sen sevmeyi ve sevilmeyi bilmiyormuşsun.
Gidişine üzülmedim desem yalan olur, bütün yaptıklarına rağmen seni hala seviyordum. Benden uzakta olsan da varlığını bilmek beni mutlu ediyordu.
Şimdi düşünüyorum da aradan bir yıl geçti. Bugün gidişinin yıl dönümü gittiğin günde hava karanlık ve hüzünlüydü bugün de öyle… Bu ayrı geçen! bir yıl içinde senle hiç görüşmedik. İçimdeki ateş her geçen gün biraz daha arttı, seni unutmaya çabaladıkça biraz daha sevdim, bağlandım. İçimdeki sorgulamayı hiç yapmadım, ayrılığın hesabını sormadım, hep doğru zamanı bekledim.
Bugün; beraberken gittiğimiz bizim ağacımız dediğimiz ağaca gittim, biraz sonra sen de geldin. Açıkçası bunu beklemiyordum çünkü; “ Biz çok farklıydık unuttun mu?” Yanıma geldin ve anlatmaya başladın:
“ Pişmanım! Affet beni sana acı çektirdim. Bu bir yıl içinde beni ne kadar çok sevdiğini, sana neler çektirdiğimi daha iyi anladım. Ve daha iyi anladım sensiz olamayacağımı. Affet lütfen! Biliyorum hala seviyorsun beni, unutamadın. Resimlerime bakıp hala ağlıyorsun, ismim geçtiğinde boğazında bir şeyler düğümleniyor ve gözlerin doluyor. Ve biliyorum hasret sana da zor geliyor. Lütfen affet! Aşkımız son bir şansı hak ediyor. Seviyorum seni… Biliyorum sen de seviyorsun. Susma! Bağır, azarla, küfret ama bir şeyler söyle. Seviyorum… Seviyorum seni!..”
Bir süre birbirimize bakıştık, içimdeki sorgulama başlamıştı seni gördüğüm an, kalbim doğru zamanı seçmişti. Bir yılımı adadığım deliler gibi sevdiğim, istese canımı verebileceğim kaybetmemek için her yaptığına katlanmış olduğum ve bunun karşılığında birazcık sevgiyi benden esirgeyen ve çekip giden adam; acı, gözyaşı ve isyanla geçen bir yıldan sonra gelmiş beni sevdiğini söylüyor, af diliyordu. Ne yapmalıydım? Önümde iki seçenek vardı; ya kalbimi dinleyecek aşkıma yeni bir sayfa açacak her şeyi unutacaktım, ya da mantığımı dinleyip gururumu bir kez daha çiğnetmeyecektim.
Beynim durmuştu, ne yapmam gerektiğine bir türlü karar veremiyordum. Aklıma bir sürü soru geliyordu. Eğer beni hep sevdiyse neden bugünü beklemişti, neden hiç aramamıştı. Aklım iyice karışmıştı.
Yaşadıklarımı unutabilir miydim? Ona yeniden nasıl güvenebilirdim? Başım fena bir şekilde ağrımaya başlamıştı, sanki çatlayacak gibiydi. O ise bana bakıyordu yalvarır gözlerle. Hiç bir şey söylemeden arkama döndüm ve yürümeye başladım. Biraz ilerledikten sonra “ Dur!” dedi. “ Hiçbir şey söylemeyecek misin?” Bir an duraklasam da yürümeye devam ettim.
Eve geldiğimde hala düşünüyordum, ne yapmalıydım? Onu unutamamıştım, hala deliler gibi aşıktım, bir yıldan sonra onu bugün gördüğümde içim bir tuhaf olmuştu, gözlerine baktığımda bana çektirdiği bütün acıları unutmuştum. Aslında onu çoktan affetmiştim; ama güvenemiyordum, bir kez daha çekip giderse bu defa dayanamazdım onsuzluğa.
Bu düşünceler içinde otururken gece olmuştu, pencere kenarına gelmiş yağan yağmuru izliyordum, yağmurun sesi huzur veriyordu, sanki aşk sözcükleri fısıldıyordu kulağıma. Bu gece içim daha da yanmıştı, bir yıldan sonra yalnızlık ilk defa bu kadar acı vermişti, konuşmak istiyor ama konuşamıyordum. Bir yandan hafif bir müzik bir yandan yağmurun sesi gözyaşlarımı akıtmıştı. Evet direnmenin bir anlamı yoktu, seviyordum onu… Bir ara aşağı baktım, sokakta yalnız bir kişi vardı, gecenin bir yarısı delirmiş olmalı diye düşündüm hem de bu yağmurda. Demek yalnız değilim, diye geçirdim içimden bir an. Adam bana doğru bakıyordu elinde bir beyaz gülle. Dikkatlice baktığımda onun olduğunu anladım biraz baktıktan sonra aşağı inmeye karar verdim indiğimde o yoktu, hayal gördüğümü anladım.
Gitmeseydi her şeyi unutup boynuna sarılır bir yılın hasretini, acısını dindirseydim diye geçirdim içimden ama o yine gitmişti, hem de hiçbir şey söylemeden.
Lanet ettim, bağırmaya başladım “ Neden… Neden?” diye haykırdım. Gözyaşlarım yağan yağmura karışıp gidiyordu. Kalbim fena bir şekilde acımaya başlamıştı, dayanamadım daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı dizlerimin üzerine oturdum sırılsıklam olmuştum ama yüreğimdeki ateş sönmüyordu. Biraz sonra omzumda bir el hissettim, kim olabilirdi ki? Bir ses “ Kalk ayağa lütfen, ağlama” dedi. Bir an rüyada olduğumu sandım ama değildi, karşımda “ O” vardı. Gitmemişti, bu defa yanımdaydı. Bir tokat patlattım yüzüne “ Vur “ dedi. “ Vur, hakediyorum ben bunu… “Neden? ” diye ağlamaya devam ettim ve daha fazla hasretine dayanamayıp boynuna sarıldım, ayrı geçen bir yıla inat hasret giderdim. “ Sana bir şey vermek istiyorum.” Dedi. İkimizde sırılsıklam olmuştuk. Önümde diz çöktü, ellerimi tuttu ve gözlerime bakarak:
“ Bugüne dek sana bir çok acı çektirdim, canını acıttım, kalbini kırdım. Ayrılığın sebebi de bendim geçen bir yıl içinde seni hiç görmediğimi, merak etmediğimi sanıyorsan yanılıyorsun. Hani ayrıldığımız ilk günden itibaren her gün evine gelen bir beyaz gül var ya hani kimden geldiğini bir türlü çözemediğin; işte onlar sana benim hediyemdi. Daha ayrıldığımız ilk gün içime bir kor düşmüştü ama yüzüm yoktu sana dönmeye. Biraz zaman geçmesini bekledim ve aradan tam bir yıl geçti. Beni sevdiğini, unutamadığını biliyordum, inan bana bu bir yıl süre zarfında her geçen gün sana olan aşkım bir kat daha arttı. Ve bugün benden hep beklediğin o iki kelimeyi söylemeye seni sevdiğimi söylemeye geldim. Evet seni seviyorum. Deliler gibi aşığım sana. Ömrümün sonuna kadar yanımda olmanı istiyorum. Bu deli aşığa son bir şans verir misin? Son nefesimi verene kadar yanımda olur musun?
Hayatımın aşkısın, hayatımın kadını olur musun, yaptığım her şeye rağmen? “
Şaşırmıştım ne diyeceğimi bilemiyordum demek her gün istisnasız gelen beyaz gülleri o göndermişti.
Bana bu günde bir beyaz gül getirmişti. Gülün sapında bir çift yüzük vardı. Elimden yüzükleri aldı ve bana ait olanını parmağına taktı. Sarıldık birbirimize. Cevabımı sorduğunda ise;
“ Herşeye rağmen seni seviyorum ve ömrümün sonuna kadar yanında olacağıma aşkımın her geçen gün artacağına söz veriyorum…”
 
Geri
Üst