İletişim

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
İletişim
İnsanlar arası iletişim; kişilerin birbirlerine bilinçli veya bilinçsiz olarak duygu ve düşüncelerini aktardıkları bir süreçtir. Bu sürecin başarısı, bireyin yaşamındaki mutluluğun temelini oluşturur. Anne, baba ve çocuk ilişkisinde her iki tarafın da birbirlerinin duygu ve düşüncelerini paylaşarak kabul etmeleri ile bir çok soruna çözüm bulunabilir.

Çocuklarla etkili iletişim nasıl olmalıdır? İsterseniz bu sorunun cevabını vermeden önce etkisiz iletişim yollarının neler olduğuna bir göz atalım.

ETKİSİZ İLETİŞİM YOLLARI

Emir Vermek, Yönlendirmek

""Hemen o yemeği bitir!"", ""Git odanı topla!"", ""Hayır öyle yapma böyle yap"" gibi cümleler çocuğun anne-baba duygu ve düşünceleriyle davranması gerektiği mesajını verir. Söylenenin tersini denemeye davet edebilir; isyankar davranışa ya da misillemeye yol açabilir.

Ahlak Dersi Vermek

"Bütün iyi çocuklar böyle yapar."" Çocuğa otoritenin gücünü ve zorunlulukları gösterir, sen akıl edemiyorsun, ben senin yerine akıl edebilirim mesajını verir. Aynı zamanda çocuğun durumunu daha şiddetle savunmasına yol açabilir.

Uyarmak, Göz Dağı Vermek

"Eğer evin içinde top oynamaya devam edersen, o topu keserim."" Bu tarz mesajlarla ise çocuk sindirilmiş olacaktır. Ayrıca gücenme, kızgınlık, isyankarlığa neden olabilir.

Öğüt Vermek, Çözüm ve Öneri Getirmek

"Buna üzülmekle vakit geçireceğine git giysilerini topla!"" Çocuğa kendisinin kararlar alamayacağı ve dıştan denetimli olmaları gerektiği mesajını verir. Çocukta direnç ve isyan yaratabilir.

Öğretmek, Nutuk Çekmek, Mantıklı Düşünceler Önermek

Bu mesajlar sorun yaşanmadığı durumlarda veya yeni bir şey yapmayı öğrenirken sorun yaratmayabilir. Fakat bir sorun anında bu mesajlar verilirse çocukta yetersizlik duygusu, küsme ve söylenenlere cevap vermeme gibi sonuçlar doğurabilir.

Yargılamak, Eleştirmek, Ad takmak

""Şapşal"", ""Bebek gibi ağlama"", ""Kötü çocuklar gibi davranma"" vb. olumsuz değerlendirmeler içeren bu mesajlar çocuğun kendisini değersiz hissetmesine neden olur, benlik imajlarını olumsuz etkiler, çocuk yargı ve eleştirileri gerçek olarak algılar.

Övmek, Aynı Düşüncede Olmak, Olumlu Değerlendirmeler Yapmak

Çocuğun bir sorunu olmadığı zamanlarda kullanıldığında yararlı olabilir. Çocuğun beklenen, olumlu davranışlarını takdir etmek önemlidir. Fakat sürekli tekrarlanan ve moral verme amaçlı olan ""Sen akıllı çocuksun, yapabilirsin"" gibi mesajlar çocuklarda anlaşılmamış hissi uyandırabilir. Asıl soruna inmek için çaba gösterilmelidir.

Yorumlamak, Analiz Etmek, Teşhis Koymak

""Çaba göstermediğin için derslerin zayıf."", ""Aslında sen öyle demek istemiyorsun."" vb. Bu mesajlarla çocuğa ben seni senden daha iyi tanırım mesajı verilir ve çocuk yanlış anlaşıldığını hissedebilir.

Soru Sormak, Sınamak

""Ne yaptığının farkında mısın?"", ""Bunu sana kim öğretti?"", "" Neden? Kim? Sen ne dedin? Nasıl?"". Sorgulamak çocukta güvenilmediği hissi doğuracaktır. Ayrıca sorularla çocuk anne-babasının sorunu çözeceği ya da anne-babasının endişelendiği hissine kapılabilir.

Sonuç olarak;

Etkisiz iletişimin kullanıldığı ortamlarda çocuk aile içinde anlaşılmadığını ve kabul edilmediğini hissedecektir. Ayrıca dıştan denetimli olacaklardır ve otorite figürleri yanlarında yokken nasıl davranmaları gerektiğini bilemeyeceklerdir. Etkili iletişim yollarını kullanan ailelerde ise çocuklar kabul edildiklerini hissedecek, kendilerine ve ailelerine güven duyacaklardır. Ayrıca evde öğrendikleri iletişim becerilerini aile dışındaki ortamlarda kullanarak çevreyle daha sağlıklı iletişim kuracaklardır.

ETKİLİ İLETİŞİM İÇİN İSE;

DİNLEMEK

Yetişmekte olan çocuklarla sağlıklı iletişim kurabilmenin ilk şartı dinlemektir. Anlamak için dinlemek gerekir. İyi şeyler söyleyebilmek için de iyi dinlemiş olmamız gerekir.

Çoğu zaman büyükler çocukların ilk cümlelerinden ne diyeceklerini tahmin ederler. Fakat onların adına, düşündüklerini, hissettiklerini bildiğimiz şeyler olarak kabul etmek onları daha iyi tanımamıza engel olacaktır. Her zaman tahmin ettiğimiz şeyi söylemeyebilirler.

Sık soru sormadan ve yorum yapmadan dinlemek fakat kendini ifade etmekte zorlandığı yerlerde sorularla konuşmaya, daha iyi ifade etmeye teşvik etmek, göz teması kurmak iyi dinlemek için bir yöntem olabilir. Burada üç kritik A’dan bahsedebiliriz: Anlamak-Anlatmak-Anlaşmak. Dinleyerek anlayacağız, anladıktan sonra anlatacağız ve anladığımız ile anlattığımız uyuşuyorsa anlaşmış olacağız. Burada önemli olan çocuğa ulaşmak, duygu ve düşüncelerini ifade etmesini teşvik etmek, anlaşıldığını ona hissettirmektir.

BEN DİLİ-SEN DİLİ

Birçok anne-babada şu düşünceler olabilir: ""Ne söylesem, ne yapsam çocuğum anlamıyor."" ""Bu çocuk yüzünden artık çileden çıkıyorum""

Anne-babalar anlaşamadıkları ya da kendileri için sorun olarak gördükleri, ancak çocuk için sorun olmayan durumlarda ne yapmalıdırlar? Burada etkili iletişim yolu ben-iletileridir. Ben iletileri var olan sorunu çözmek için değil, anne-babanın duygu ve düşüncelerini iletmek için kullanılabilecek bir yöntemdir. Böylece çocuk ortada bir sorun olduğunu ve bu durumun anne-babasını rahatsız ettiğini anlayacaktır.

Ben dili ile konuşmak kişinin sadece kendinden konuşması veya kendini övmesi, öne sürmesi demek değildir. "Ben" dili, kişinin o anda karşılaştığı durum veya davranış karşısında, kişisel tepkisini duygu ve düşüncelerle açıklayan bir ifade tarzıdır. Duygu ve düşüncelerimizi içtenlikle ifade etmemizdir. Başkalarıyla ilgili değerlendirme ve yorumlarımızı değil, kendi duygu ve yaşantılarımızı açıklarlar. "Ben" mesajını duyan kişi, karşısındakine ne hissettirdiğini öğrenir ve eğer bu olumsuz bir duyguysa, kendi isteğiyle davranışını değiştirir ya da değiştirmez.

"Sen" mesajı iletişimi engeller. Sen mesajı, sen dilidir ve genellikle kızgınlık ifadesi için kullanılır. Sen mesajları, bizim hakkımızda bir ileti göndermez, odak hep karşımızdaki kişidir.

Sen Dili

Şu odanın haline bak, bir de utanmadan benimle oynamak istiyorsun.

Yemeğini yeme, büyüme de gör.

Bir daha geç yatarsan seni uyandırmayacağım, okula da gidemezsin.

Ben Dili

Odan dağınık olunca odanı ben toplamak zorunda kalıyorum ve sana vakit ayıramıyorum.

Yemek yemediğin zaman sağlığın konusunda endişeleniyorum.

Geç yattığın zaman seni uyandırmakta güçlük çekiyorum ve uykusuz kalacağın için üzülüyorum.

EMPATİ

Çocuğu anlamanın iyi bir yolu çocuğun duygularını algılayarak hissedebilmek ve olayları onun gözleriyle onun durduğu yerden görebilmek, yani empati kurabilmektir. Çocukların da birey olduğu ve birey olarak farklı düşüncelere, duygulara sahip olabilecekleri unutulmamalıdır.

KAYNAK:

Derleme. Evde ve Okulda Mutlu Çocuk Yetiştirmenin Temelleri. Çocuk ve Aile Kitapları.
Haluk Yavuzer, Çocuk Eğitimi El Kitabı.
Kolektif. Ana-Baba Okulu. Remzi Kitabevi

alıntı
 
Geri
Üst