Kadın Haberleri 2004

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Cevap: Kadın Haberleri 2004

Liderler daha fazlasını yapmalı’

Cuma, 10 Aralık 2004

Af Örgütü’nden Irene Khan, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin ilk işinin kadına yönelik şiddeti cezalandırmak olması gerektiğini söyledi.Uluslararası Af Örgütü, savaşlarda kadınların tecavüze uğradığını ve suçluların cezalandırılması için neredeyse hiçbir şey yapılmadığını bildirdi.
Örgütün “Paramparça Olmuş Hayatlar” başlığını taşıyan yeni raporunda savaşlarda kadınları hedef alan şiddetin, düşmanın moralini kırmayı amaçlayan bir ‘askerî strateji’nin ürünü olduğu belirtildi. Rapora göre, mevcut uluslararası anlaşmalara ve hukuksal düzenlemelere karşın 30’dan fazla çatışma bölgesinde hükümetler kadınları korumada başarısız kalıyor.

Örgüte göre suçluların cezasız kalması nedeniyle, savaşlarda tecavüz ve saldırılar azalmaksızın devam ediyor. Söz konusu çatışma bölgeleri arasında Afganistan, Çeçenistan, Kolombiya, Irak, Nepal ve Sudan örnek gösteriliyor.

Örgütün Genel Sekreteri Irene Khan, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin önümüzdeki yıl çalışmaya başlayacağını anımsatarak, mahkemenin ilk işlerinden birinin kadınlara yönelik şiddeti cezalandırmak olması gerektiğini söyledi. Khan, bununla birlikte, siyasi destek olmadan mahkemenin adaleti sağlamasının mümkün olmadığına dikkat çekti ve “Dünya liderlerinin tecavüz ve cinsel şiddeti kınaması yeterli değil. Daha fazlasını yapmaları gerekiyor” dedi. (SD)


Kaynak: BBC Türkçe, 8 Aralık 2004
 
Cevap: Kadın Haberleri 2004

Dünya Şiddetle Mücadele Ediyor


İsveç, kadına karşı şiddet konusunda bugüne dek düzenlenmiş en büyük konferansa ev sahipliği yaptı. Ülkede şiddet mağduru kadınlar için 39 trilyon liralık fon oluşturuldu.

Namus ve töre cinayetleri, Afganistan, Cezayir, Pakistan, Ürdün, Türkiye, Polonya, Kanada ve İsveç'in de aralarında bulunduğu 30’dan fazla ülkenin yanı sıra Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve çeşitli insan hakları gruplarının katılımıyla İsveç'in başkenti Stockholm'de tartışıldı.

7-8 Aralık tarihlerinde yapılan “Kadına Karşı Şiddetle Mücadele” konulu konferansın düzenleyicilerinden İsveç Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Gerd Johnsson Latham “Birleşmiş Milletler verilerine göre yılda 5 bin kişi namus cinayetinde öldürülüyor. Ancak, bu sayı daha da yüksek olabilir” dedi.

Sosyal yaşam ve iş yaşamında kadın haklarının korunması için birçok yasal düzenlemenin yapıldığı İsveç, 2002 yılında bir namus cinayetiyle sarsıldı. Fadime Şahindal adlı bir Kürt kızı, bir İsveç vatandaşıyla evlenmek istediği için babası tarafından öldürüldü. İsveç kamuoyunda bomba etkisi yaratan bu cinayetin ardından, çoğu Ortadoğu kökenli 1500-2000 kadın, şiddete maruz kaldıkları gerekçesiyle İsveç hükümetinden yardım talep etti.

Kadına karşı şiddet konusunda dünyada bugüne kadar yapılmış en büyük konferansı düzenleyen İsveç, şiddete maruz kalan ve yardım talebinde bulunan kadınlar için ayrıca 39 trilyon liralık bir fon oluşturdu.

Kamuoyunda namus cinayetlerinin daha çok Müslüman ülkelerde işlendiğine ilişkin yaygın bir kanı olduğuna dikkat çeken Johnsson Latham, bu tür cinayetlerin dinle değil, cinsiyetle daha çok ilintili olduğunu kaydetti. Latham, Müslüman ülkelerde kadınların evlilik öncesi veya evlilik dışı cinsel ilişkiye girmesinin bir utanç kaynağı olarak görüldüğünü belirterek “Cinayet işleyerek bu utancın yok olacağını düşünüyorlar” dedi.

Konferansta Türkiye'yi Devlet Bakanı Güldal Akşit ile AKP milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış temsil etti.

Konferans sırasında Ortadoğulu genç bir kadın, şiddetine maruz kaldığı eşinden nasıl kaçtığını ve ailesinin kaçtığı için kendisini ölümle tehdit ettiğini anlattı. Ailesine göre, kadının yaptığı ‘aile şerefine leke sürmek’ti.

Her yıl binlerce kadının namus cinayetleri sonucu öldürüldüğü sanılıyor. Toplantının ev sahibi İsveç hükümeti, kadına yönelik aile içi şiddetin, bir ülke, din ya da bölgeye özel bir konu olmadığına ve dünyada çok yaygın olduğuna dikkat çekiyor. İsveç’te kadınların yüzde 45'i erkeklerin şiddetine maruz kaldığını söylüyor.

Bu konferansın ana amaçlarından biri de, daha fazla ülkenin kadınların aile içi şiddetten korunmalarını sağlamak için yasalar çıkarmasını sağlamak. Birleşmiş Milletler'in tahminlerine göre, başta Orta Doğu ve Asya'da olmak üzere her yıl yaklaşık beş bin kadın namus gerekçesiyle öldürülüyor. (SD)

Kaynak: 8 Aralık 2004, BBC Türkçe, haber3.com, 7 Aralık 2004
 
Cevap: Kadın Haberleri 2004

Kadına Yönelik Şiddeti Önlemek Devletin İşi"


Adıyaman Barosu Kadın Hukuku Komisyonu bir basın açıklamasıyla devlete, kadınlara karşı ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesine ilişkin görevlerini hatırlattı. Açıklamada, uluslararası ve ulusal yasal düzenlemeler hakkında bilgi verildi.

--------------------------------------------------------------------------------
Adıyaman'da Bugün
14/12/2004
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (Adıyaman) - Adıyaman Barosu Kadın Hukuku Komisyonu, devlete, "kadınların her yerde güven, eşitlik ve özgürlük içinde yaşamalarını sağlamak" görevini hatırlattı; "Anayasaya göre, ülke sınırları içinde yaşayan herkesin sağlıklı bir çevrede yaşayabilmesini sağlamak devletin görevidir" dedi.

Komisyon açıklamasında, "Biyolojik ve fiziksel çevrenin yanında sosyal çevrenin de sağlıklı olması bireyin en temel anayasal hakkıdır. Sağlıklı bir sosyal çevrenin oluşması ve sürdürülmesi önündeki en büyük engellerden biri bireysel ve toplumsal şiddettir" denildi.

Komisyon Başkanı avukat Nebahat Gürsoy'un da katıldığı açıklamayı, Kadın Hukuku Komisyonu adına avukat Cengiz Çetinkaya okudu.

"Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi" (CEDAW) hakkında bilgi veren açıklamada, kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair yasal düzenlemeler de özetlendi.

Kadına yönelik şiddetle mücadelenin tarihi

Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

* Kadına karşı ayrımcılık ve şiddet ilk kez 1993'te Viyana'da toplanan Dünya İnsan Hakları Konferansı'nda uluslar arası hukuka yansıdı. Böylece, kadına karşı şiddet konusu, 20. yüzyılın sonunda nihayet hükümetlerin gündem maddesi olarak bir zemin kazandı.

* CEDAW, 1979'da "şiddet" konusuna yer vermeden yürürlüğe girmişti. Ardından CEDAW Komitesi, 19 maddelik Genel Tavsiye Kararı ile kadına karşı şiddeti ayrımcılıkla ilişkilendirip devletleri şiddeti önlemekle sorumlu tuttu. Hükümetler CEDAW Resmi Raporlarında şiddet konusuna yer vermekle yükümlü kılındı.

* Kadın kuruluşlarının Viyana Konferansında elde ettikleri başarı iki önemli gelişmeye daha olanak sağladı.

1) Birleşmiş Milletler bünyesinde 1946'da Kadın Statüsü Komisyonu oluşturuldu. Bu komisyon CEDAW'ı hazırladı ve üye ülkelerce imzalandı. Türkiye kabul edilen ilk ülkedir.

2) 1993'te Kadına Yönelik Şiddetin Tasfiyesi Deklarasyonu kabul edildi.

3) 1994'te İnsan Hakları Komisyonu, Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörlüğü görevini oluşturdu.

* Bu adımlarla kadına yönelik şiddet konusunda geriye dönüşü olmayan bir süreç başladı. Kadınlar ve insan hakları savunucuları, uluslar arası insan hakları mekanizmalarını kullanarak çeşitli kazanımlar elde etmeye başladılar.

Yasal düzenlemeler

* 20 Mayıs 2003'te kabul edilen İş Kanunu'nun 24. maddesinde "işyerinde cinsel tacizin" işçinin iş sözleşmesini derhal feshedebilmesi için haklı neden oluşturduğu kabul edildi.

* Şiddete uğrayan eşi korumaya yönelik "4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun", 14 Ocak 1998'te kabul edildi.

* Yeni Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu da, kadına yönelik ayrımcılık ve şiddetin önlenmesi yolunda atılmış önemli adımlar olarak değerlendirilebilir. (BB)

Bianet
 
Cevap: Kadın Haberleri 2004

Sokakta kadın dövene meydan dayağı

Neşet KARADAĞ/ADANA, (DHA)

ADANA’da sokak ortasında bir kadını döven saldırgana,
olayı gören bir grup genç müdahale etti. “Siz
karışmayın, kız kardeşim'' diyen saldırgan, gençlerden
sille tokat dayak yedi. Saldırganın elinden kurtulan
kadın kaçtı. Yediği dayağı kabul edemeyen saldırgan,
bir arkadaşıyla tekrar aynı yere gelerek gençlere
meydan okudu. İkinci kez meydan dayağı yiyen saldırgan
ve arkadaşı polisin gelmesiyle kurtuldu, arkalarına
bile bakmadan kaçtı.
Dün öğleden sonra Çınarlı Mahallesi’ndeki Adli
Tıp Kurumu önünde vefat eden yakınlarının cenazesini
almak için bekleyen bir grup, 19- 20 yaşlarındaki
henüz kimliği belirlenemeyen bir kişinin, sokak
ortasında, aynı yaşlardaki bir kadını duvara
sıkıştırıp dövdüğünü görünce durumu polise bildirdi.
Adli Tıp Kurumu’nda görevli polis memuru ile
birlikte cenazelerini bekleyen birkaç genç de kadını
dayak yemekten kurtarmak için koştu. Gençlerin,
“Kadını dövmeye utanmıyor musun?'' diyerek bağırması
üzerine kimliği belirsiz saldırgan, “Siz karışmayın. O
benim kız kardeşim. Döverim, sizi ilgilendirmez''
dedikten sonra gençlerin üzerine yürüdü. Bu sırada
saldırganın elinden kurtulan kadın kaçtı. Dayakçı da
bağırıp üzerlerine yürüdüğü gruptakiler tarafından
yumruklandı.
Polis memurunun güçlükle ayırdığı kavgadan 5
dakika sonra dayak yiyen saldırgan, yanındaki
arkadaşıyla geldiği Adli Tıp Kurumu'nun önünde, “Bizim
kadın dövmemize kimse karışamaz'' diye bağırarak kavga
çıkardı. Cenazelerini bekleyen kalabalık, kendilerine
bağırıp hakaret eden saldırgan ve arkadaşını yine
tekme tokat dövmeye başladı. Kalabalıktaki gençlerden
meydan dayağı yiyen iki saldırgan, polisin tekrar olay
yerine gelmesiyle kurtuldu ve kaçarak uzaklaştı.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2004

BATMAN'da, ailesi tarafından 60 yaşındaki bir kişiyle evlendirilmeye zorlandığı için 18 yaşındaki Saliha Demir'in dün yaşamına son vermesi, kentte büyük tepkiye neden oldu. Çamlıca Mahallesi'nde Saliha Demir'in arkadaşı bir grup liseli genç kız, protesto yürüyüşü yaptı. Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Derneği'nden destek isteyen liseli kızlar, “Saliha'nın intihar nedeni ortadır. Onu iki evli ve 60 yaşındaki birine verince, o da çareyi intiharda buldu. Hayatlarımız üzerine kumar oynamaktan vazgeçilsin artık. Bu ölümlere bir dur denilsin'' dedi.
Batman'ın Çamlıca Mahallesi, cezaeviyolu üzerindeki evinin bahçesinde yaşamına son veren Saliha Demir'in arkadaşları, intiharları protesto etmek amacıyla yürüdü. Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Derneği yöneticilerinden destek isteyen liseli kızlar, yaşamına son veren Saliha'nın, 2 evli ve 60 yaşındaki bir erkekle zorla evlendirilmek istenildiğini iddia etti.
Çamlıca Mahallesi'nde oturan Ferda, Ela, Yüksel ve Sema Uğurlu, Dilan Erol, Zeynep Oruk, Tuba Doğan ve Rezan Savga, bir süredir kentte meydana gelen intiharların önüne geçilmesi için herkese çağrıda bulundu. Genç kızlar adına konuşan Ferda Uğurlu, “Saliha arkadaşımızın intiharını hazmedemiyoruz. İntihar nedeni apaçık ortadır. Kendisinden çok yaşlı biriyle evlendirilmek istenince, hayatının baharında yaşamına son verdi. 18 yaşındaki bir genç kızın iki evli ve 60 yaşındaki biriyle evlendirilmek istenilmesinin sonucudur bu intihar. Aralıksız genç kız intiharlarıyla her yıl yüreğimiz defalarca dağlanıyor. Kan ağlıyoruz. Anne ve babalar feryadımızı duysun istiyoruz. Ömürlerinin baharında umutlarını ve hayatlarını söndürmeyin. Daha yirmisine varmadan ölmesin yavrularımız. Kendi rızaları olmadan istemedikleri şeyleri zorlama yaptırmayın'' diye konuştu.
Genç kızlar, son bir yılda intihar ederek yaşamına son veren 15 kişiden 9'unun kadın olduğunu belirterek, “Batman'da bir kadın ne zaman bir birey olarak görülecek? Bunu görecek miyiz? Kadın intiharlarının şehri olarak anılmak istemiyoruz. Ailelerimizin desteğiyle hayallerimiz çabalayarak yaşamak istiyoruz biz. Bizi ölümün o soğuk yüzüyle baş başa çaresiz bırakmayın. Sebep her ne olursa olsun, genç kızlar intihar ederken, buna sessiz kalan, bu durumu değiştirmek için çabalamayan ve seyirci kalan tüm insanları şiddetle kınıyoruz'' dedi.
öte yandan Çamlıca Mahallesi'nde sessiz yürüyüş eylemini gerçekleştiren liseli genç kızlar, tepkilerini daha farklı eylemlerle dile getireceklerini söyledi.
10 genç kız, yürüyüşün ardından ellerinde ‘İntihara son’ ve ‘Artık Saliha'lar ölmesin’ yazılı pankartlarla Çamlıca Mahallesi'ndeki Asri Mezarlığa gitti. Burada Saliha Demir'in mezarı başında dua eden genç kızlar güvenlik güçlerinin uyarısıyla dağıldı.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2004

Etiyopyalı küçük bir kızın sakat kalmasına neden olan sünnet davası bu hafta ABD’de görülecek.
MİAMİ - ABD’de 2 yaşında bir kız çocuğunun sünnetiyle ilgili ilk davanın bu hafta Georgia eyaletindeki Atlanta kentinde başlayacağı bildirildi.
Adli kaynaklar, Etiyopya kökenli 30 yaşındaki Halid Adem’in, 2 yaşındaki kızını makasla sünnet etmekle suçlandığını ve suçlu bulunması halinde 40 yıla kadar hapis cezası alabileceğini kaydetti. Savcı Marty First açıklamasında, “Çocuk sakatlanmıştır, buna hiçbir kuşku yoktur” ifadesini kullandı.

ABD’de 1997’den bu yana yasak olan kadın sünneti, Afrika’da 10 yaşından küçük kız çocuklarına yaygın olarak uygulanıyor. İnsan hakları örgütü Equality Now’a göre, bu dava ABD’de kadın sünnetine ilişkin ilk dava olma özelliğini taşıyor. Polise göre, çocuğuna karşı kötü muamelede bulunmak ve şiddet uygulamakla suçlanan Adem, 2001 yılında küçük kızını Georgia eyaletindeki Duluth’ta bulunan evinde makasla sünnet etti. Çocuğun annesi, olaydan ancak geçen yıl haberdar olduğunu belirtirken, babası bu iddiaya karşı çıkıyor.

Dünya Sağlık Örgütü kız çocuklara uygulanan sünnet yüzünden gerçekleşen ölüm vakalarının sayısını bilmiyor, ancak başta Kara Afrika ülkelerinde olmak üzere 28 ülkede rastlanan bu yöntemin her yıl 10 yaşın altındaki 3 milyon çocuğu etkilediğini, toplam olarak da 100 milyondan fazla kadının bu uygulamanın kurbanı olduğunu tahmin ediyor.

Kadın sünneti, erkeğin kendi neslinin devamını sağlamak amacıyla sahip olduğu kadınların ve doğacak kız çocuklarının cinselliklerini kontrol altına alma hakkını kendinde görmesi yüzünden doğan ataerkil bir gelenek olarak biliniyor. En yaygın olduğu ülkeler Mısır, Nijerya, Sudan, Somali, Mali ve Kenya...
 
Cevap: Kadın Haberleri 2004

Kızını sünnet eden babaya hapis
ABD’nin Georgia eyaletinde kadın sünnetiyle ilgili ilk davada, jürinin, 2 yaşındaki kızını sünnet etmekten suçlu bulduğu Khalid Adem 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı
MİAMİ - Mahkeme, Etiyopya kökenli 31 yaşındaki Khalid Adem’i, 2 yaşındayken kızını makasla sünnet ederek çocuğuna karşı kötü muamelede bulunmak ve şiddet uygulamaktan 10 yıl hapse mahkum etti.
Davanın, ABD’de kadın sünnetine ilişkin ilk dava olma özelliğini taşıdığını belirten Equality Now adlı insan hakları örgütünden Taina Bien-Aime, “Bunun ABD’de sünnet konusunda bilinçlenme sağlamasını umuyoruz. Zira bu durumun tek olduğuna inanmıyoruz” demişti.Polise göre Adem, 2001 yılında kızını Georgia eyaletindeki Duluth’ta bulunan evinde makasla sünnet etti. Çocuğun annesi, olaydan ancak geçen yıl haberdar olduğunu ileri sürerken, Adem, bu iddiaya karşı çıkmıştı.

Afrika’da genellikle 10 yaşından küçük kız çocuklarına yaygın olarak uygulanan kadın sünneti, ABD’de 1997’den bu yana yasak.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2004

Şahe ölmüştür Zerife'yi alın

Berdel gelini Şahe, eşiyle anlaşamayınca baba evine döndü. Ancak geri yollanınca bunalıma giren Şahe, sırtına minik bebeğini bağlayıp kendini astı. Ailesi şimdi Şahe'nin yerine kardeşi Zerife'yi verecek...
 
Cevap: Kadın Haberleri 2004

Zerife, berdel gitmeyecek
02/12/2006

ŞANLIURFA/ANKARA - Berdelle (karşılıklı kız alıp verme) evlendirilen Şanlıurfalı 21 yaşındaki Şahe Fidan'ın intiharından sonra ailesinin yerine vermek istediği 19 yaşındaki kız kardeşi Zerife 'töre'den kurtuldu.
 
Cevap: Kadın Haberleri 2004

Bunlar da 'haksız ev kadınları': Erkekle bir değiliz, dayak normal

İzmir'de gecekondularda yaşayan 960 kadınla yapılan ankete göre kadınlar haklarından habersiz: Kadın bazen dayağı hak eder. Kadınlar, erkeklerle aynı hakların peşinde koşacağına iyi bir eş olsun. Başka bir kadını dayak yerken görsem polise bildirmem...

Kadınların yüzde 45'i Ailenin Korunmasına Dair Kanun'u hiç duymamış. Yüzde 64'ü şiddet halinde karakoldan yardım alabileceklerini biliyor. Çiftlerin yüzde 62'sinde banka hesapları ve mallar erkeğin üzerinde