Kanser gerçeği

SadmiN

♥ Evli Mutlu Çocuklu ♥
Yönetici
Kanser gerçeği
Çağımızın bir afeti sayılan kanser salığı yerinde ve çoğunluğu genç olan insanlara umulmadık bir anda anlaşılmaz ve haksız bir şekilde musallat olanları ızdırap içinde bir süre kıvrandıktan sonra kesinlikle öldüren bir hastalık olarak bilinmemektedir. Gerçek bu efsaneden tamamen farklıdır : kanserler çok değişik hastalıkdır ; sıklığı yaşla orantılı olarak artar ; ayrıca birçoğu bilinen çeşitli risk faktörlerine uzun süre mağruz kalmış yaşlılarda daha çok görülür. Tüm kanserler göz önüne alındığında, iyileşme ihtimali yarı yarıyadır; sonuç ne olursa olsun (iyileşmeye veya ölüm) hastalık devresi nadiren uzun sürer. Bir solukta ilerleyen hastalık, kısa bir başlangıçtan sonra aylar veya yıllar içinde bir veya birkaç kere nükseder. Kanser ağrılara neden olabilir, ama bunların tedavisi çok gelişmiştir, çok uzun süren ve kontrol edilmeyen ağrılar istisna haline gelmiştir.
Bu veriler kanserler mücadele de elle tutulur bir ilerlemenin göstergeleridir. Bazen parlak, çoğu zaman mütevazi ama arda gelen bu ilerlemeler kötücül (habis) yozlaşmanın temel öğeleriyle ilgilidir. Her hastanın durumuna uygun bir tedavinin saptanması kolaylaşmakta, tedavi araçları geliştirilmektedir. Ve nihayet tedaviden sonra hastaların “eskiden olduğu gibi yaşamaya” devam edebilmeleri, yani hayata uyum sağlamaları için onlara yardımcı olmaktadır. Bütün bu ilerlemeler, başlıca iki dala (onkoloji ve radyoterapi) ayrılan kanseroloji anabilim dalının yakın yıllarda kurulmuş olmasına ne kadar yerinde atılım olduğunu göstermektedir.
Kanserlerin Çeşitliliği
Kanserlerdeki bu çeşitlilik kötücül urun vücüddaki yerine, ilk yozlaşan hücrenin türüne, hastalığın kötücül niteliğini derecesine ve yozlaşmayı oluşturan biyolojik özelliklere bağlıdır.
Kanserlerin organizmadaki çeşitli dokuların önemi ile orantılı bir dağılımından söz edilemez. Hastalık öncelikle, deri ve mugozaları, solunum yollarını, sindirim kanalını, dış cinsel organları kaplayan epitelyum dokularında ortaya çıkar. Meme gibi dış salgı bezleri ve troid gibi iç salgı bezlerini veya prostat veya pankreas gibi iç ve dış salgı bezlerini kaplayan epitelyumlarda hastalıkdan nasibini alır. Bu yerlerde kanserlerin, belirlenmesi güç bir takım hormonlardan kaynaklandığı söylenebilir.
Kas ve kemik kanserleri ( bu dokular vücudun büyük kısmını oluşturduğu halde) ender görülür. Çocuk kanserleri kötücül türlerin %1′ini oluşturur ve çoğunlukla embriyon dokusunu andırır. Kanserdeki bu çeşitlilik, bunlara yol açan ve “kanserojen” denilen etmenlerin ve çeşitliliğini açıklar: Güneş’ten gelen morötesi B ışınları veya radyoaktif ışınlar (nadiren) gibi fiziksel etmenler; katran, bu arada tütün dumanında bulunan zifir, bazı sinai boyar maddeler veya bazı kesim bileşenleri gibi kimyasal etmenler; bir dokunun gelişmesine katkıda bulunan hormonal etmenler; hücrelerin çekirdeğinde ki DNA’lara girip genetik programları altüst eden virüs etmenleri.
Kanserin Kökeni ve Nedenleri
Bir vücutta kanserli bir hücrenin ortaya çıkışı, bir çok farklı etmenin bir araya gelmesine bağlıdır.
Neoplojik bir yozlaşma olan kanseri, hemen hemen her zaman yıllar boyunca zehirli etkiler altında kalmış olan normal bir dokunun değişikliğe uğraması sonucunda ortaya çıkar. Bu değişiklikler yavaş yavaş meydana geldiği için önceleri göze çarpmaz, hücreleri kolaylıkla bozulur hale getirir, yani dengesiz koşulları yaratır.
Kanserleşme böylece, rastlantısal olmayan bir takım olayların birleşmesi veya birbirini izlemesi sonucunda ortaya çıkar. Bazı hallerde henüz iyi bilinmeyen ve (saptanması çok nadiren mümkün olabilen) nedenlerle bir dış saldırı karşısınsa zayıf kalan organizmanın, bir dokunun herhangi bir hücrenin dayanıksızlığı bir başlangıç oluşturur; sonra genellikle birden çok zehirli dış etmen işe karışır ve bunlar, etkiledikleri dokunun dengesine aykırı çevre şartları yaratır; daha sonra söz konusu hücrelerin dayanıksızlığını arttıran hücre içi değişimlerin ortaya çıktığı gözlemlenir.

İyileşme Mümkündür

Kanser tedavi edilemeyen kronik bir hastalık değildir. Her ne kadar kısa sürede ölümle sonuçlanabilirsede, çoğu zaman iyileşebilen akut bir hastalıkdır.
Günümüzde kanserden iyileşme ya urun çıkarılmasına veya kötücül hücrelerin lokal müdaheleyle ( cerrahi, radyoterapi) veya genel tedavi ile ( kemoterapi ) yok edilmesine bağlıdır. Şüphesiz gelecekte, çoğalma düzeni bozulmuş bir hücre dengesini, bağışıklık yoluyla veya biyolojik yöntemlerle yeniden kurmaya imkan verecek daha ince tedavi yolları bulunacaktır (hormon tedavisini şimdilik kısmen yaptığıda budur).
Bir hastanın iyileşme şansı bugün bir kaç etmene bağlıdır. Bu etmenlerin en önemlisi hastanın yaşıdır. Hasta ne kadar yaşlıysa iyileşme şansı o kadar azdır.
Cinsiyetinde bu işde rolü vardır: sadece estetik açısından bakıldığında erkeklerin iyileşme şansı kadınlardan azdır. Buda tütün kullanımına bağlı kanserlerin erkeklerde daha çok olmasından ileri gelir: ortalama olarak kansere yakalanan bir gelen beş yılda da hayatta kalma şansı üçte iki iken, erkekte bu şans üçte birdir.
Kaynak : Theme Larousse Kanser serisinden.
 
Geri
Üst