Öğrenci Efsaneleri

HaYaL

Daimi Üye
Üye
Öğrenci Efsaneleri
İnsan öğrenci olunca hayatında efsaneler de çok oluyor.Bunlar da bu efsanelerden bir kaçı ama hepsi de gerçekten süper hem geyik hem de ders çıkarılması gereken şeyler.Ben bayıldım bunlara melişlerim...

ODTÜ Felsefe öğrencilerini en çok zorlayan hocalardan biri
yıllık olan dersinin final sınavında sınıfa gelmiş ve
sınav sorusu olarak tahtaya,
"Why?" (Neden?) yazmış.
Öğrenciler ilk önce ne yazacaklarını şaşırmışlar,
sonra herkes birşeyler yazmaya başlamış.
Yalnız bir öğrenci, sınavın ilk dakikasında kağıdını teslim etmiş.
Öğrencinin cevabı da soru gibi kısaymış:
"Why not?" (Neden olmasın ki?)
Bu öğrenci sınavdan "100" almış.


Hocanın bir sonraki sınavında yine
"Risk nedir?" sorusuyla karşılaşan
öğrencimiz tekrar boş kağıt verince bu sefer (0) alıyor.
Tabii koşa koşa hocaya gidip sebebini soruyor.
İşte cevap:
"Aynı şartlar altında, aynı riski iki kere almak aptallıktır!"


Hocamız bir başka sınavda derse giriyor ve tek soru
soruyor: "Atatürk ne yaptı?".
Bütün öğrenciler harıl harıl yazmaya
başlıyor, kağıtları dolduruyorlar.
Sınav sonucunda herkes ortalama notlar alıyor.
Bir öğrenci ise 100 alıyor.
Bu öğrencinin cevap kağıdında şu yazıyor:
"Ne yapmadı ki!"


Bu tür öğrenciler ve değerlendirmeler
Hukuk Fakültelerinde yok mu? Elbette var.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Hocanın biri
sınavda, o günlerde devam etmekte olan bir davanın
detaylarını vermiş ve sonucun ne olacağını sormuş.
Tabii, bütün öğrenciler
ha babam, de babam, sayfalarca yazmaya başlamışlar.
Ama bir öğrenci kağıdını
sınavın ilk dakikasında vermiş.
Ve buna rağmen 100 almış. Öğrencinin yanıtı
tek cümleymiş: "Devam eden dava hakkında yorum yapılamaz."


Bir efsane de tıpçılardan:
Olay bir tıp fakültesinin anatomi dersinde geçiyor.
Okulun en iyi hocası, anatomi dersine ilk kez giren öğrencilerine;
"Tıpta iki önemli şey vardır" demiş,
"İlki, hiç bişeyden iğrenmeyeceksiniz!"
Bunu söyledikten sonra işaret parmağını önündeki
kadavranın makatına sokmuş, şööyle bir karıştırıp çıkarttığı parmağını
hop diye ağzına sokmuş ve emmiş.
Ardından öğrencilerden de aynısını yapmalarını istemiş.
Genç tıp öğrencileri, kızara bozara aynı şeyi teker teker yapmışlar.
Bunun üzerine Hoca öğrencilerine dönüp;
"İkinci önemli şey ise çok dikkatli olmaktır" demiş ve eklemiş,
"Mesela ben demin hastanın makatına işaret
parmağımı soktum ama orta parmağımı emdim!"...

Bir kız yurdunda kalan kızlar,
artık temizlik görevlisine olan kıllıklarından mıdır
yoksa nerden çıktığı belli olmayan bir yurt geleneğinden midir,
her sabah dudaklarına ruj sürdükten sonra
aynaya öperek iz bırakıyorlarmış.
Yurt müdürü ne yaptı ettiyse bu alışkanlığı ortadan kaldıramamış.
Diğer yandan temizlik görevlileri de iyiden baş kaldırmaya başlamışlar.
Sonunda müdürün aklına parlak bir fikir gelmiş.
Hemen bir duyuru yapıp, kızları toplantıya çağırmış.
Neyse toplanmış bunlar.
Müdür "Buyrun tuvalete" demiş.
Hep birlikte, temizlik görevlisinin beklediği umumi tuvalete girmişler.
Aynalarda sabahki ruj izleri hala duruyormuş.

Müdür "Arkadaşlar" demiş, "Bazılarınız dudaklarına ruj sürdükten sonra
aynaları öperek çıkması güç izler bırakıyor.
Temizlik görevlilerimiz bunları temizlerken zorlanıyor.
Sizleri görevlimizin bu temizliği yaparken
ne kadar zorlandığını bizzat görmeniz için topladım. Bakın ve görün".
Sonra görevliye bir işaret çakmış.
Bizimki gayet sakin bir şekilde tuvalet fırçasını almış,
klozetteki suya daldırmış ve aynayı temizlemiş.
O günden sonra bir daha o
yurtta tuvaletlerde dudak izine rastlanmamış
 
Geri
Üst