Rabbimizin hitabına bakın!

bence

Yeni Üye
Üye
Rabbimizin hitabına bakın!
Rabbimizin hitabına bakın!
"Benim Kullarım" buyuruyor!


Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz zamanında her türlü kötülüğü işleyen, anarşi çıkaran bir gurup insan vardı. Bu anarşistler aralarında bir karara vardılar. Dediler ki:
"Bu yaptıklarımız doğru değil, biz nereye gidiyoruz? insanlara niçin kötülükte bulunuyoruz?.." Yaptıklarından dolayı pişmanlıklarını dile getirdiler. içlerinden biri:
"Peki şimdi ne yapalım?" dedi. Bir diğeri de:
"islâm'a girelim," dedi. içlerinden bir başkası:
"Bu güne kadar bir tek doğru işimiz yok. Bu hâlimizle islâm bizi kabul eder mi?" dedi. Aralarında anlaşarak Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e bir mektup yazmaya karar verdiler. Mektuplarında şöyle diyorlardı:
"Biz yaptıklarımıza pişman olduk, islâm'a girmek istiyoruz. Fakat Mekke'de duymuş olduğumuz şu ayet bizim Müslüman olmamızı engelliyor. "O kullar ki Allah ile beraber başka ilâha tapmazlar, Allah'ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler, bunları yapan günahının cezasına kavuşur. Kıyamet günü azabı kat kat olur ve orada alçak olarak ebedi kalır."(25/ 68–69) Biz Allah ile beraber başka ilâhlara taptık. Allah'ın haram kıldığı cana kıydık, zina da yaptık. Bu ayetler olmasaydı elbette sana uyardık,"
Bunun üzerine şu ayet–i celileler nazil oldu:
"Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner." (25/70–71)
Buraya dikkat edin! Mevlâ Tealâ onlara: "Defolun gidin, tövbeniz kabul olmadı yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz." demedi.
Bir hadis–i şerifte Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Allah'ın ahlâkı ile ahlâklanın." buyuruluyor.
Mevlâ Tealâ ne yaptı, pişman olup geleni kabul etti. Bütün insanlık bu noktaya bakmalı, burayı düşünmelidir.
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu iki ayet–i celileyi onlara gönderdi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in gönderdiği mesajı aralarında istişare ettiler. Dediler ki:
"Bizim için güzel, ama şartları çok ağır. Burada amel–i salih şartı var. Biz iman etsek de amel–i salih işleyip işlemeyeceğimizi bilemiyoruz."
Mevlâ Tealâ yine onları kovmadı. Bu defa Nisa suresinin 48. ayetini indirdi:
"Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını, (günahları) dilediği kimse için bağışlar…"(4/48)
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz bu ayet–i kerimeyi onlara gönderdi. Bu defa da dediler ki:
"Bunda da şart var, mağfiret Allah'ın dilediklerine vaat edilmiş. Biz Allah'ın dilediklerinden olup olamayacağımızı bilmiyoruz" dediler.
Görüyor musunuz hadiseyi?
Biz olsak ne yaparız?
"Nedir, sizinle mi uğraşacağım. Yeter baş ağrıtmanız, ben söyleyeceğimi söyledim…" deriz. insan ağadır, paşadır ya…
Bakın Rabbimiz ne buyuruyor.
"Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! çünkü Allah bütün günahları bağışlar. şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir."(39/53)
Mevla'mızı görüyor musunuz?
Böyle bir Mevla'mız var, insan O'na nasıl isyan, nankörlük eder.
Cenab–ı Hak "benim kullarım" buyurdu mu, tamamdır.
 
Cevap: Rabbimizin hitabına bakın!

allahın adaletinden ümidi kesmemek gerek allah hepimizi affetsin isteyerek ve istemeyerek yaptığımız günahlar için
 
Geri
Üst