Sizin Öykünüz Hangisi?

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Sizin Öykünüz Hangisi?
öykünüz
SİZİN ÖYKÜNÜZ HANGİSİ?

Bir rüzgarın önünde kalmışcasına sürüklenirken, rüzgarın yön verdiği ölçüde çarparak, dönerek, savrularak yol alırken hayatta; ne amaç, ne de bir yön tayin edemezken, ıslak kaldırımların kenarında köşesinde sıkışmıçasına kalırken, hayatın içinde yok olurken, neden bir durup düşünmüyor yaprak. Evet yaprak düşünemez, ya biz nasıl oluyor da kendimizi rüzgara kapılmışcasına hayatın kollarına atıyoruz. Ne oluyor da farkındalık gücümüzün önündeki engelleri kaldıramıyoruz. Hayatta yaşadıklarımız; yaşamak istediklerimiz mi? Yoksa başıboşluğumuzun sonuçlarımı? Yıllar geçtikçe acılarla olgunlaşmamız gerekirken, acıların içinde benliğimizi mi yitiriyor; unutuyoruz? Farkındalığımızı kime teslim ediyoruz? elalem denen topluma mı?

Aradığımız, özlediğimiz, beklediğimiz ne? Sorgulayın bir kendinizi? Eminim bu sorgulama sonunda en derinlerinde çıkacak olan sonuç ne para ne ün ne de şöhret olacaktır. Herkesin cevabı sevmek, sevilmek; delicesine, yanarcasına, taparcasına sevmek ve sevilmek. O sevdanın içinde yok olmak kaybolmak erimek. Kim sevdası uğruna herşeyini feda etmez. Kim sevdiği uğruna can vermek istemez. Benliğin kaybolduğu sevdanın umarsız çıkmazında tek bir vucut, tek bir yürek olmak istemez? Sevdanın kollarında yaşamak sevgiyi içine doyasıya çekmek, hayatın kurallarına rağmen herşeye rağmen, ölürcesine taparcasna sevmek ve sevilmek..... Yıllar geçiyor, yorgun beden gün be gün; özlemleriyle hayalleriyle yanmakta kavrulmakta, günler geçtikçe sevginin yokluğu içinde kaybolmakta. Ruh dayanamaz duruma geldiğinde de çıkılmaz boşluklar, karanlıklar ve düşmüş herşeyden vazgeçmiş bir beden kalmakta ortada. Yaşamak; yaşanmak istercesine, yaşanılanların içinde yaşamak, insanı yok eden benliğini çalan tükenmişliklerin için de yaşamak ve.. yaşlanmak. Geriye dönüp bakıldığında yaşanmamış bir ömür, elde kalan yaşlı yorgun bir bedenin olduğunu görmek ve geriye dönmek istese de; yürek ve beden dönememek...

Ne acı bir yaşanmışlık ya da yaşanamamışlığın öyküsüdür; kim bilir?.... Sonsuzluğun kollarında uçarken ruh ve yürek anılarda kalan, insanı yaralayan acıların gölgesinde yaşamın ne kadar zor olduğunu bilmek, bilerek çaresizce o acıların içinde mahkum olmak. İnsanın kendine yapabileceği daha ne kadar büyük kötülük olabilir ki? Kim siz istemeden sizi üzebilir, siz izin vermeden hayatınızı sizden kim çalabilir ki? Etrafınızda yaşanan binlerce öykülerin içinde, acıların, yaşanmışlıkların içinde, sizin öykünüz kaçıncı sırada.... Yokuş çıkılırken bile yorulunur, ter dökülür sizler daha yokuşun başında pes mi ettiniz? Engeller bir bir çıktıkça karşınıza, ulaşılması gereken noktanın ne kadar uzakta ve imkansızlığını gördüğünüzde mi vazgeçtiniz, pes edip yokuşun yamaçların da yaşamızı sürdürmeye devam ettiniz? Yanınızdan geçip giden azimli insanları gördükçe, bir zamanlar sizinde olduğunuz noktada onları gördükçe, onların da pes edeceğini görmek için beklediniz. Ama ne oldu devam ettiler değil mi? Neden şaşırıyorsunuz ki? Onların taşıdığı ruh mücadeleyi seven, pes etmeyen, ayağı kaysa da hemen toparlanıp yukarıya bakıp devam eden, ve kendilerini yokuşu çıkmış tepede hayal edip orada olmanın mutluluğunun; kendilerine paha biçilemez bir yorgunluğun bedeli olacağını bilen kişiler.

Sizde öyleydiniz bir zaman sizi vazgeçiren yükseklik mi? yoksa mücadeleden vazgeçip pes ettiren bahaneleriniz mi? İşte etrafınızda ki başarılı öyküleri bulunan insanların o noktaya gelmeden önce aynen sizin durduğunuz noktadan geçtiklerini ve azmin mücadelenin ruhlarında ki inancın yardımıyla oraya çıkabilenlerin öyküsü de budur? Ya sizin... sizin öykünüz hangisi?.....

Hülya Akyıldız
kesfetkendini.com
 
Cevap: Sizin Öykünüz Hangisi?

hepimiz az yada çok geçtik bu evrelerden benim öyküm mücadeleci pes etmeyen ağlasada gülebilen teselliyi kendine yine kendi veren biraz çoçuksu yüreğinde çokta çetin duran azimli ya siz melekler size hangisi uyuyor tşklr canım güzel bir paylaşım olmuş emeğine sağlık
 
Geri
Üst