tekke,zaviye ve türbelerin kapatılması

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
tekke,zaviye ve türbelerin kapatılması
tekke zaviye ve türbelerin kapatılması tekke ve zaviyelerin kapatılması nedeni zaviyelerin kapatılmasının nedenleri zaviye türbelerin kapatılmasının nedenleri nedeni
Osmanlı toplum ve eğitim hayatında önemli bir yere sahip olan tekke ve zaviyeler zamanla yozlaşmış ve toplumsal alanda bölünme ve gruplaşmalara sebep olmuştu. Milliyetçilik ideolojisini benimseyen, Türk milletini "ileri" bir millet yapma hedefini batı uygarlığına uyum sağlayarak gerçekleştirmeyi amaçlayan Türkiye Cumhuriyeti için tekke, zaviye, türbe ve tarikat gibi İslam medeniyetine ait kurumların kaldırılması gerekiyordu.Atatürk Kastamanu’da 30 Ağustas 1925'te söylediği bir nutukta türbedarlıkların, tekkelerin ve zaviyelerin kapatılacağının ve tarikatların kaldırılacağının işaretini verdi: “Ölülerden medet ummak, medeni bir cemiyet için, şindir(lekedir). Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.”
30 Kasım 1925 tarihinde yürürlüğe giren 677 sayılı Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlar ile Bazı Ünvanların Men ve İlgasına Dair Kanun ile tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması kabul edilmiş ve bazı geleneksel ünvanların kullanılması yasaklanmıştır. Kanun, bütün tarikatlarla birlikte; şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük, gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak amacıyla muskacılık gibi, eylem, unvan ve sıfatların kullanılmasını, bunlara ait hizmetlerin yapılmasını ve bu unvanlarla ilgili elbise giyilmesini de yasaklamıştır.
Tarikatların Türkiye'de yasaklanmasından sonra, çoğu kıymetli tarihsel yapılar olan tekke ve zaviyeler boşaltıldı, içlerindeki bir kısım mallar çalındı, binalar yıkılmaya bırakıldı. Cumhuriyet öncesinde felsefesi, müzik ve süsleme sanatları, mimarisi ve adabıyla şehir hayatının bir parçası haline gelmiş olan tasavvuf ve tarikat kültürü, halkın geniş kesimlerince unutuldu. Tarikatların bir kısmı faaliyetlerini gizlilik içinde günümüze kadar sürdürmeyi başardılar. Bunların bazıları, teşkilatlanma özgürlüğü olan başka ülkelerde (özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika'da) şubeler açtı. Türkiye'nin demokratikleşme eğilimi gösterdiği dönemlerde, tekke ve zaviyelerin açılması için talepler dile getirilse de, kamuoyunun büyük kısmı şiddetle karşı çıkmaktadır.
 
Geri
Üst