Ümmü Seleme (?- 667)

büşra.shid

Yeni Üye
Üye
Ümmü Seleme (?- 667)
diyarbakir-silvanda-10-sahabe-var-4399.jpg

İslâmiyeti kabul edenlerin ilklerindendir. Kocası ile birlikte Habeşistan'a hicret eden Müslümanlar arasında yer almış ve bir süre burada yaşamıştır. Eşi Ebu Seleme Uhud Savaşında aldı ı yaranın etkisiyle şehit olup, dört çocu uyla birlikte kimsesiz kalınca, Peygamber Efendimiz Ümmü Seleme'yi nikâhına, çocuklarını da korumasına almıştır. Asıl adı Hind olmakla beraber Ümmü Seleme künyesiyle meşhur olmuş, Peygamber Efendimizle evlendikten sonra da Ümmü'l-Mü'minin unvanını almıştır. Hazreti Aişe'den (ra) sonra en fazla hadis rivayet eden hanım sahabedir. Risâle-i Nur'da ismi Ümmü'l-Mü'minin Ümmü Seleme olarak geçmekte ve "meşâhir-i ulema-i Sahabe"den denilmek suretiyle, meşhur olan alim sahabelerden biri olarak vasıflandırılmaktadır (Mektubat, s. 130). Künyesi Ümmü Seleme Hind binti Ebu Umeyye Süheyl bin Mu ire bin Abdullah bin Ömer bin Mahzum şeklindedir.

Ümmü Seleme'nin do um tarihi ve ilk hayatı ile ilgili teferruatlı bilgi mevcut de ildir. Dolayısıyla do um tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Mekke'de dünyaya gelmiştir. Babası Ebu Umeyye Süheyl bin Mu ire, annesi ise Atike binti Amir'dir.

Ümmü Seleme evlilik yaşına geldikten sonra halasının o lu Ebu Seleme bin Abdülesed ile evlendi. Evlilikleri boyunca mutlu bir beraberlik yaşadılar. İslâmiyet'in zuhuru üzerine kocası ile birlikte Müslüman oldu ve ilklerin arasına katılma şerefine nail oldu. Bu arada Müslümanlara müşrikler tarafından yapılan zulümden onlar da nasiplerini aldılar. İşkencelerin çekilmez bir hal almasından sonra kocası ile birlikte Habeşistan'a hicret ettiler.

Gurbette oldu u sıralarda Zeynep, Seleme, Ömer ve Düre isminde dört çocu u dünyaya geldi. O ulları Seleme'nin ismine izafeten kendisi "Ümmü Seleme" ve kocası da "Ebu Seleme" künyesini aldı. Asıl adı Hind olmasına ra men gerçek adı unutuldu ve Ümmü Seleme künyesiyle meşhur oldu. Hicret ettikleri Habeşistan'da uzun bir süre kaldıktan sonra tekrar memleketleri olan Mekke'ye geri döndüler.

Ümmü Seleme, Mekke'ye geldikten sonra tekrar büyük zulüm ve işkencelere ailesi ile birlikte maruz kaldı. Bu sefer de Medine'ye hicret etmek zorunda kaldı. Ancak, yolda müşrikler tarafından yakalandı ve ailesinden koparılarak Mekke'deki evinde yalnız başına yaşamak zorunda bırakıldı. Böylece hem kocasından hem de çocuklarından ayrı ve çileli bir hayat yaşadı. Bu duruma daha fazla dayanamayan bir akrabasının yardımıyla kurtularak Medine'ye gitti. Eşi ve çocuklarına kavuştu.

Ümmü Seleme, mutlu ve huzur dolu bir hayat sürdürürken ve eşlerin de birbirinden çok memnun olmalarının da etkisiyle, herhangi birisinin vefatı durumunda di erinin evlenmemesi konusunu aralarında konuştular. Ümmü Seleme, kocasının vefat etmesi durumunda bir daha evlenmeme niyetindeydi. Cennetlik olan eşini kaybeden ve ondan sonra evlenmeyen eşlerin cennette Allah tarafından bir araya getirileceklerini duymuş ve buna nail olmak için de kocasına ölüm sonrası evlenmeme teklifini götürmüştü. Ebu Seleme ise bu teklife sıcak bakmadı. Kendisinin ölümünden sonra evlenmesini ve daha hayırlı birisini bulabilece i telkininde bulundu. Ayrıca, "Allah'ım, Ümmü Seleme'ye benden sonra daha hayırlı ve onu hor görmeyecek, incitmeyecek bir koca nasip et" meâlinde duâ etti.

Ümmü Seleme'nin kocası Ebu Seleme, Uhud Savaşında a ır şekilde yaralandı. Bir süre sonra da bu yaranın etkisiyle şehit oldu. Böylece kendisi dul ve dört çocu u da yetim kaldı. Peygamber Efendimiz (asm), Müslümanlara, bir musibetle karşılaştıklarında sabretmelerini ve Cenâb-ı Hakk'tan u ranılan musibetin mükafatını ihsan etmesi ve daha hayırlısına kavuşturması için niyazda bulunmalarını tembihlemişti. Bu mübarek Müslüman hanım da bu meâlde duâda bulundu.

Ümmü Seleme, dul kaldıktan ve dinen beklenilmesi gereken (iddet) sürecinin dolmasından sonra bir çok sahabe tarafından evlenme teklifi aldı. Ancak bunları kabul etmedi. Daha sonra Peygamber Efendimiz de (asm) aracılar vasıtasıyla evlenme teklifinde bulundu. Bu teklife de hemen olumlu cevap veremedi. Çünkü, hem yaşı ilerlemiş hem de dört yetim çocu u vardı. Kimseye yük olmak istemiyordu. Başta Peygamber Efendimiz olmak üzere sahabeler de bu yaşlı kadının çocuklarıyla beraber ortada kalmasına gönülleri razı de ildi.

Peygamber Efendimiz (asm), bizzat kendisiyle görüşmeye gitti. Ümmü Seleme, yaşlı oldu unu ve dört çocu u oldu unu ve aynı zamanda çok kıskanç oldu unu söyledi. Bu ifadeler karşısında Peygamber Efendimiz de yaşlı bir kadınla evlenmenin ayıp olmadı ını, yetimlerine bakaca ını, kıskançlı ının gitmesi için de Cenâb-ı Hakk'a duâ edece ini söyleyerek onu razı etti. 626 yılında nikâhları kıyıldı.

Ümmü Seleme, bu evlilikten sonra müminlerin annesi anlamına gelen "Ümmü'l-Mü'minin unvanıyla anılmaya başlandı. Peygamber Efendimizin vefatına kadar geçen yaklaşık 6 yıl boyunca en yakınında bulunma şerefine nail oldu. Bir çok mucizeye tanık oldu. Veda Haccı dahil olmak üzere sürekli bir biçimde Peygamber Efendimizin yanında bulundu. Bu yakınlı ın etkisiyle ilmi noktada Sahabelerin önde gelenleri arasında yer aldı. Hanım Sahabeler arasında Hazreti Aişe'den (ra) sonra en çok hadis rivayet eden ikinci hanım Sahabe oldu.

Ümmü Seleme, rivayet etti i hadisleriyle önemli bir konuma geldi. Risâle-i Nur'da da rivayet etti i bazı hadislere yer verilmektedir. Risâle-i Nur'da, Ümmü Seleme'nin adı, Ümmü'l-Mü'minin Ümmü Seleme olarak geçmekte ve "meşâhir-i ulema-i Sahabe" (Mektubat, s. 130) olarak zikredilmektedir. Yine, Peygamber Efendimizin bir ceylan ile konuşmasına şahitlik etti i (Mektubat, s. 155), hurma a acıyla ilgili mucizeyi aktaranlardan birisi oldu u (Mektubat, s. 130) ve Cebrail Aleyhisselâmı Dıhye suretinde birkaç kez gördü ü belirtilmektedir. (Mektubat, s. 157). Cebrail (as), Peygamber Efendimizin Sahabelerinden birisi olan Dıhye (ra) suretine girer ve bu haliyle Sahabelerin arasında görünürdü. Yine böyle bir seferde Peygamber Efendimizin yanına gelerek bir soru sordu. Peygamber Efendimizin cevabından sonra da ayrıldı ve ortadan kayboldu. Onun gidişinden sonra Peygamber Efendimiz, soruyu soran kişinin Cebrail oldu unu Sahabelerine bildirdi.

Ümmü Seleme, Peygamber Efendimizin iltifatına mazhar oldu u gibi yetim kalan çocukları da Yüce Peygamberin yakın ilgisine mazhar oldular. Peygamber Efendimiz bir seferinde abdest aldıktan sonra, Ümmü Seleme'nin kızı Zeyneb'in yüzüne biraz su atarak şakalaştı. "O suyun temasından sonra, Zeyneb'in hüsün ve cemâli acip suret almış, bedîülcemal (eşsiz güzellik) olmuş." (Mektubat, s. 151)

Hadis ilminde üstün bir mevkie ulaşan Ümmü Seleme, kadınlar arasında en çok fıkıh bilgisine sahip kişi oldu. Hayatı boyunca takva üzere yaşamaya azami gayret gösterdi. Zamanının önemli bir bölümünü ibadetle geçirdi. Cömertli i ile tanındı ı gibi insanları da cömert davranmaya teşvik etti. Namazın faziletlerine işaret ederek, özellikle zamanında kılınmasının ehemmiyeti üzerinde durdu.

Peygamber Efendimizin (asm) en son vefat eden hanımı olan Ümmü Seleme, 667 yılında Hakk'ın rahmetine kavuştu. Medine-i Münevverede Baki Kabristanı'na defnedildi.
 
Son düzenleme:
Geri
Üst