Yokluğunu Hoş Görmeyeceğim İşte...

KızılÖtesi

Aktif Üye
Üye
Yokluğunu Hoş Görmeyeceğim İşte...
Yokluğunu Hoş Görmeyeceğim İşte...

Onlar gelecek..

ve alıp ruhunu terkilerine, sırrakadem basacaklar..!!

tırnaklarından başlayacaksın soğumaya, yüreğinde son bularak..!!
ki buz kesip hissiyatımı , kora salmak neymiş bil..!!

Tensel bir yangından arta kalan , düşsel karaları çaldım gözlerime,

yokluğunu hoş görmeyeceğim işte..!!

yarınlarımı yitirdimya dün,, olduğum yerde sayacağım inadına,
hep aynı yanıklığımla seveceğim seni yine…

Yollarını içip yılların dibe vurduğunda , saçlarına ilişen akların bir tekini bile üstüne kondurmayan gecelerinin düş vurgunu olacağım…!!

Saatler onikiyi vurduğunda ‘’zoonnk!!’’ sesleriyle çınlayacak vicdanın..!! ellerinin ayasıyla yüklendiğin yüreğin kusacak gözlerimi yastığının kenarına.. ben geceye ağlarken , kulak kıvrımlarının içine sızacak iç çekişlerim ,

öyle ‘ah!’ inleyeceğim ki,
sende beni ağlayacaksın..!!
Bitimlik gecelere ısmarlayacağım seni, hep son sandığın yerden başlayacaksın...

ve saatler ikiyi vurduğunda sahte uyku nöbetlerini ayartacaksın… gözçukurlarına bir hayal çengelleyeceksin ,ağzına varan tuzlu suya aldırmadan….


O dağın eteklerinde olacaksın yine, aşka kılpayı...


ve yüreğinde kentinin rengini giymiş kaldırım taşları..
ayın perdeleri kapalı...
sol omuzundaki meleğin kanadından almak için arta kalanlarımı , titrek parmaklarım değecek sana...
nicedir mekruh kılmıştın ya, hani dokunulmazlıklar gerekti ya..!! değdiğim yer köprü olacak gönlüne... ve ellerim boyandığında kızıllığına, ayaklarının topuklarına mıhlanan anılarımdan kayacaksın..!!


susma..!! susma(malısın)...

düş içimin boşluklarına düüşş..

bu kez,, bir ‘’sus’’ düşecek payına…

Ve…

ilk kez sen ! olmayı deneyeceğim,, acıttığım yerden acıya acıya sürülen , tenezzülsüz ardına…

düüşş içimin boşluklarına ,ben sana değmem..!!

Saatler.. üçü vurduğunda.. bağından henüz kopmuş bir ölüm dikilecek gözlerinin tam karşısındaki isli duvarına..!! kirpiklerinde çocuk saflığı bir sevdanın günahı.. yumulsan,, avuçlarının arasında buruşturulmuş deruni hicranımın faturasıyla, gözçukurları boş sağır zebaniler sulanacak o tatlı son soluğuna… son bir kelam bağışlanacak sana.. boyundan epey büyük cesaretinle ‘’dinle’’ demeye a’nın yetmeyecek..!! çünkü , gözlerine değdiğinde harf harf suskunluklarım, beyninin kabuklarını yırtıp geceye fışkıracak vicdanın… affetmeyecekler seni asla!

Onlar gelecek..

ve alıp ruhunu terkilerine, sırrakadem basacaklar..!!

tırnaklarından başlayacaksın soğumaya, yüreğinde son bularak..!! ki buz kesip hissiyatımı , kora salmak neymiş bil..!!

Ve seni daha çok seveceğim inadına ,, berzaha kadar son bulmasın diye azabın …

Yıldızların sahibinden bir kez verilmiş armağanımdı hayat, çalana bu bedel hak…!!!

hadi..

içimin boşluklarına düüüşş..!

ben sana değmem...


ALINTI
 
Geri
Üst