Ağrı'nın Doğal Alanları

PaSikA

Yeni Üye
Üye
Ağrı'nın Doğal Alanları
ağrının gölleri ağrının nehirleri
Ağrı ilimizi tanımaya ne dersiniz meleklerim :tik:

Diyadin Kaplıcaları:
Diyadin ilçe merkezinin 5 km. güneyinde bulunmaktadır. Diyadin Kaplıcaları, Yılanlı. Davud, Köprü kaplıcaları olmak üzere üç bölüme ayrılır. Akkoyunlu Beyi Uzun Hasan’ın oğlu Ziyaeddin Bey, binlerce seneden beri kullanıla gelen bu kaplıcaların civarında ilk tesisleri kurmuştur. Davut ve Köprü çermikleri, sularının özellikleri bakımından birbirlerine benzemektedir. Köprü çermiğinin tortuları Murat Nehri üzerinde tabii bir köprü meydana getirdiği için bu isim verilmiştir. Demir, kükürt, sülfat, kalsiyum ve bikarbonat bakımından zengin olan bu kaplıcalar romatizma, cilt hastalıkları ile nefrite iyi gelir. Suyun sıcaklığı 60-70 derecedir.
Kaplıca kuruluşları, havuz, özel banyoları olan bir hamam ve bir de hidroloji bölümünden oluşmaktadır. Toplam 150 yataklı turistik otellerin yanı sıra, kamp çadırları da kullanılır. Çevresindeki Murat Nehri ve Kudret Köprüsü ile güzel bir manzara oluşturan Diyadin Kaplıcaları, yaz aylarının en çok rağbet gören yerleridir.

Balık Gölü:
Ağrı – Kars- Iğdır arasında Aras güneyi sıra dağları ( Sinek yaylası) üzerinde volkanik bir arazide oluşan lav setti gölüdür.

Taşlıçay’a 28 ve Doğubayazıt’a 60 km. uzaklıkta (Taşlıçay D. Bayazıt ilçe sınırları arasında) ve yüz ölçümü 34. km. kare olan gölün derinliği 100 metreden fazladır. Deniz seviyesinden 2.250 metre yüksekliği ile yurdumuzun en fazla yüksekte oluşmuş tek gölüdür.

Göl yatağındaki kaynaklar ve çevreden inen çay ve pınarlarla beslenir. Gölün suyu tatlı ve temizdir. Fazla sular güney doğu ucundan gür güre adıyla D. Bayazıt ovasına akar. Doğubayazıt ilçesinin içme suyu da bu gölden gitmektedir.
Sazan balığı ve ünlü kırmızı pullu (Kızıl alabalık) alabalığı vardır. Göldeki Kızıl pullu balıklar kırık çıkık gibi ortepetik tedavilerinde ilaç olarak kullanılır.
Gölün çevresinde yazın karpuz çatlatan buz gibi pınarlar vardır. Balık Gölünün etrafını çevreleyen buz gibi kaynaklar, Anadolu’ nun en güzel sularıdır. Göl, doğal bir güzelliğe ve sade bir güzelliğe sahiptir. Doğu Anadolu’ nun Abant’ ı sayılmaktadır. Gölün kuzey tarafında üzerinde tarihi kalıtılar bulunan dört dekar genişliğinde küçük bir ada vardır. Adaya motorlu ve kürekli kayıklarla gitmek mümkündür.

Gölün kuzey doğusunda dört dekarlık tarihi yapı kalıntıların bulunduğu bir adacık vardır. Çevresi ağaçsızdır. Güney kenarındaki küçük şeritler halinde, düzlüklerde iyi çayır olur. Çok dik olan batı kıyısı oldukça bitektir. Buralar orman kalıntılarıdır. Balık gölü ilk bahar ve yaz mevsimlerinde doyumsuz bir güzelliğe kavuşur.

Kış mevsiminde gölün üzeri tamamen donar. Kalınlığı 20 cm. olan buzların üzerinde hayvanlar arabalar bile geçer, burası buz üzerinde yapılan kış sporları için elverişlidir. Gölün güney kısmında plaj sitesi ve turistik tesisler vardır.

Balık Gölüne Taşlıçay merkezden Doğubayazıt Suluçem-Musum ayarımı üzeri yolları ile gidilmektedir. Yazları günübirlik geziler için ideal bir mekândır. Tüm gürültülerden uzak bir hafta sonu için; soğuk pınarları ve leziz alabalığı ile misafirlerini beklemektedir.
Doğubayazıt'taki Balık Gölü'nde araştırma yapan Avusturyalılar göldeki alabalığı ilk kez burada gördüklerinden "bu endemik bir alabalık alt türü" sonucuna varıyor. Aslında bu göldeki alabalık ile Abant alabalığı aynı türler. Diagnostik (pul sayıları, solungaç dikenleri, omur sayıları) ve morfolojik yapıları Abant alabalığıyle neredeyse aynı ve onun gibi siyah benekli ve aynı desenli. Daha fazla araştırma yapıldığında büyük olasılıkla iki göldeki alabalıkların aynı olduğu, Abant alasının endemik olmadığı anlaşılacak.
Meteor Çukuru:
Doğubayazıt şehrinin 35 km. doğusunda, Gürbulak Gümrük Kapısı’nın 2 km. kuzeydoğusunda yer alır. derinlik ve büyüklük itibarıyla Alaska’daki Meteeor çukurundan sonra, Dünya’daki ikinci büyük meteor çukurudur.

Bu çukurun, daha farklı iddialara karşın, 1892 yılında düşen büyük bir göktaşı tarafından oluşturulduğu sanılmaktadır. Çünkü bu silindirik doğal kuyu, Tersiyer kalkerlerini örten kalın ve çatlaklı bazaltlar içinde, 100 yıl önce (1880-1885 yıllarında) geceleyin birden bire açılmış, o gecenin sabahında Gülveren köyünün kaynak suları bulanık olarak akmıştır. Çukurun açılması sırasında meydana gelen sarsıntı geniş bir alanda hissedilmiştir.
Derinliği 60 m.yi ve çapı da 35 m.yi bulan söz konusu çukurun âdeta silindirik bir kuyu şeklinde olduğu dikkati çekiyor. Çukurun iç kenarlarının düzenli şekilde kesilmiş oluşu ve iç yüzeylerin kopma çizikleri taşıması, kuvvetli basınca bağlı bir deformasyon olduğunu ifade etmektedir. Buna karşılık bu çukuru, Doğubayazıt – İran transit karayolunun İran sınırı kesiminde, yol ile Gülveren köyü arsında bazalt lâvları ve bazaltlar içinde açılmış bir çöküntü çukuru (bazalt dolini) olarak değerlendirmektedir

Bununla birlikte, sadece temel yapının kalker oluşunu esas alarak hareket eden bu görüşe, bütünüyle katılmak mümkün değildir. Çünkü bazaltik kayaçların kalınlığı yöreyi ilgilendiren stratigrafik dikme kesitlerde 120 m.den daha kalın gözükmektedir. Diğer yandan bazaltik lâvların doğal direnci bu çaptaki dairesel çökmelere izin vermeyecek özelliktedir. Ayrıca yöre halkının da aynı konuda tarihî kayıtlara geçmiş gözlemleri vardır. Belirtilen tarihte meydana gelen yer sarsıntısının yakın çevrede şiddetli bir şekilde hissedilmesi bile, küçük bir bazalt dolininin bu ölçüde sarsıntı oluşturamayacağını vurgulamaktadır.

Kültür ve Turizm Bakanlığınca bu arada erozyonu önlemek ve çukurun içinin toprakla dolmasını engellemek için proje çalışmalarımız devam etmektedir. Bu bağlamda koruma alanında bulunan Meteor Çukurunun çevre düzenlenmesi, gelen ziyaretçilerin dinlenebilmesi için park alanı olacak şekilde çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca ilk etapta çıkarılabilecek çöpler için çalışmalar yapılacak. Yakın zamanda bu planlar ve proje hayat bulur .


Buz Mağarası: Küçük Ağrı Dağı’nın güney eteğinde Hallaç köyünün yaklaşık 3 km kuzey doğusunda, meteor çukuru ile aynı lav tüneli sistemi üzerinde bulunan doğal bir anıt mağarasıdır. Mağara, uzun eksenli, elips biçiminde, yaklaşık 100 m uzunluğunda, 50 metre genişliğinde, 8 m derinliğinde elips biçimli bir çukurdur. Mağaranın ağzı esas çukura göre biraz yukarıda kalmaktadır. İçinde bazalt lavlar, kayalar ve bu kayaların üzerinde saf ve temiz suların donmasıyla oluşmuş buz tabakalarını görmek mümkün. Kayaların üzerinde renk renk görünen temiz buz tabakaları, sarkıt ve dikitleri olan buz mağarası mevsimler göre değişken bir havaya sahiptir.

Kışın fazla soğuk olmayan buz mağarası, hava akımının etkisiyle yukarıdan damlayan suları dondurarak buza çevirmektedir. Doğubayazıt ilçesinin en sıcak bölgesinde böylesine geniş bir çukurda dışarıdaki zıtlık gösteren buzdan sarkıt ve dikitler, insanı şaşırtacak şekildedir. Mağaranın ağzından süzülen, güneş ışığı, mağara içindeki buzlar üzerinde ışık oyunları yapmaktadır.
Doğubayazıt ovasında çok sayıdaki bataklıktan anlaşılacağı üzere yer altı suyu tablası çok yüksektir. Bu durumda hava akımının mağaraya yakın yerlerden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Aşağı sinek köyünden başlayıp mağaraya doğru uzanan lav aracılığıyla mağaranın dip kısmından gelip, mağaranın iç kısmını soğutan ve mağara tavanı üzerindeki kaya kesimlerinden süzülerek damlayan suyun donmasına yol açan bu soğuk havanın özel bir bileşimi olduğu sanılmaktadır. Mağara içinde kuşların yuva yapması, şimdiye kadar mağara içinde kimsenin etkilenmemesi ve devamlı buzlu su alınması, hava bileşiminin zehirsiz olduğunu göstermektedir.

Yöre halkının buzluk olarak adlandırdığı bu mağara, çevresindeki yerleşimlerin su ihtiyacını karşılamaktadır.
Işık tutulduğunda kristal gibi parlayan ve renkten renge giren buz parçaları insanları hayretler içinde bırakır.

Mağaranın en önemli özelliklerinden biri de yazın soğuk, kışın sıcak olmasıdır. Kapısında sürekli sıcak ve soğuk hava akımı bulunur.
Dambat Kaplıcası:

Murat nehrinin kıyısında olup, Ağrı Merkezine 5km. uzaklıktadır.Yerden fışkıran
Kükürtlü suyun ufak çapta sürekli değişmekle kapalı bir yerdedir. Özellikle romatizma, yara deri ve cilt hastalıklarına iyi gelmektedir. Böylece bazı hastalıklara şifa konumundaki bu su fazla kapalı bir yerde tutulduğunda şifa özelliğini kaybetmektedir. Ayrıca maden suyu kıvamındaki kaynak suyu böbrek, bağırsak ve mide hastalıklarına iyi geldiği tecrübe edilmiştir.
Ayrıca kırık köprü ve civarındaki çay yerli halk tarafından piknik ve dinlenme yeri olarak kullanılmaktadır. Özellikle karayolu ile seyahat edenler Ağrı Havaalanın hemen altında yer alan bu çeşmelerde içmeden geçmezler.

 
Geri
Üst