Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IX

Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IX

Hasretin bir yangın avuçlarımda
Ayrılıp gittiğin o günden beri
Ararım gölgeni boş duvarlarda
Ayrılıp gittiğin o günden beri

Sensiz diken oldu başımda yastık
Mutluluğu hangi dolaba astık
Odamda ne varsa yüzleri asık
Ayrılıp gittiğin o günden beri

Bu nasıl bir duygu bilemiyorum
Kimseye ayrıldık diyemiyorum
Adını kim sorsa eziliyorum
Ayrılıp gittiğin o günden beri


Gece, ışıl ışıldı gökyüzü. Önce her yıldıza senin adını
verdim, yetmedi. Hiç biri senin gözlerin gibi değildi.
Ben yalnız senin gözlerini yıldız bildim. Herkes altında
sarhoş olacağı yıldızı ararken, ben senin gözlerinde
bitirdim içki kadehlerini. Her şey siyah beyazken, ben
mavi bir düşte gizlendim Konuk oldum uykularına,
gördüğün her rüyanın içindeydim.


Bir " Sevgi " var içimde, okyanuslar ötesi,
Taht kurmustur gönlümde mümkün degil gitmesi.
" Sevgi " içimde bir kor, küllenmeyen bir ates,
Sevgiyle çikar mehtap, sevgiyle dogar günes.

Gönül kapim açiktir, daima ona benim,
O var oldukça bitmez, kalbimdeki bu sevgim,
Sarap gibi yillansin içimdeki mahzende,
Ömrümün hem mehtabi, günesi olsun hem de
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IX

yırtılmış yağmur bulutları uyanıp
yerlere kusarken içlerindeki buğuyu
yıkayıp tozunu alırken havanın
uzakta gökkuşağı gerili teller gibi dururken
ben ne görürüm bilir misin
sadece senin yüzünü
*
pırını pırtısını toplayıp gidince gece
sularda yıkanan güneş gövdesini denizin üstünde yükseltirken
martı çığlıkları denizde dalgalar yaratınca
denizde zıplayınca yaramaz balıklar
ben ne görüyorum bilir misin
sadece senin yüzünü
*
sokaklarda ayak sesleri uyumaya gidince
yontulmamış dolunay dağların ardından yollara çıkınca
yıldızların titremesi asılınca sonsuz boşluğa
ışıklar evlerin pervazlarından dışarı taşınca
ben ne görürüm bilir misin
sadece senin yüzünü *
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IX

Ben senin en cok gozlerini sevdim
Kah cocukca Mavi, kah inadina Yesil..
Aydinliklar, esenlikler, mutluluklar,
Hic biri gozlerin kadar anlamli degil.

Ben senin en cok gulusunu sevdim
Sevindiren, icimde umut cicekleri actiran
Unutturur bana birden acilari, guclukleri
Dunyam aydinlanir sen guldugun zaman..



¤ AgLadım ¤

hüzün yıldızları parlıyor bugün gökyüzünde,
bu gece yine için için yanıyorum,
oturmuş seni düşünüp ağlıyorum,
seni, gidişini, sevişini, herşeyini...
unutamıyor işte seni şu yaralı kalbim,
yaptıklarını hatırlayıp, pişman oluyor...
seni düşünüyorum bu gece, karanlık gökyüzünde...
simsiyah gökyüzünde parlayan yıldızları seyrediyorum,
onları sana benzetiyorum,
kararmış kalbimin bir kenarında yanan meşale misali...
dedim ya, seni düşünüyorum bu gece,
beni sevdiğini, bana nasıl baktığını, bana nasıl güldüğünü,
ellerimi nasıl tuttuğunu, ellerini nasıl tuttuğumu,
büyüyen bir ateş gibi sevgimizin nasıl çoğaldığını
ve birgün ansızın bırakıp gidişini...
son vedanı hatırlıyorum, gözlerime ağlarcasına baktığını,
gözlerini kalbime gömdüğünü hatırlıyorum,
bir daha çıkamasın diye...
çıkamadılar zaten kalbimden gözlerin,
ölüler dirilirler mi ki gömülenler çıksın, gitsin?
gittin son bir veda ile gözü yaşlı,
elimde kolyen, ardından dakikalarca baktım, ağlamaklı,
sıkıldım, üzüldüm, perişan oldum ama ağlamadım...
ağlayamadım, engel oldu gururum, engel oldu aşkım,
uzaklara gittin, belki birdaha asla geri dönmemecesine,
özledim seni deliler gibi, özlüyorum hala...
sen bir yerde ben bir yerde, yinede sönmedi sevgimiz,
aksine çoğaldı dağlar gibi oldu hasretimiz...
hep seni hayal eder, hep seni düşünürdüm,
sesini duyunca yaşar, duyamayınca ölürdüm,
aradın beni aylarca bir sevgi uğruna,
ne yazık ki, ihmal edildin bir hata uğruna,
kırıldın, ağladın, affettin ama hep sevdin,
beni sevdin gülüm beni, kalbi kırık bir vefasızı,
yine ihmal edildin yine unutuldun bir hiç uğruna,
yine kırıldın, yine ağladın, yine affettin...
bir daha unutuldun, sevdanla başbaşa bırakıldın,
yine kırıldın, yine ağladın ama bu sefer affetmedin...
sevdiğini en mutlu gününde öldürdün,
ve ardına bakmadan gittin...
beni benle başbaşa bıraktın, yıkıldım, üzüldüm, kırıldım...
senden ayrılınca kaldım çaresiz, sevgisiz ve birde sensiz,
hep sensizdim zaten ama şimdiki kadar asla değil...
parçalanmış bir kalbe sahip oldun mu sen hiç?
parça parça edilmiş, yıkık ve virane,
bir o kadarda vefasız...
önceleri üzüldüm, yıkıldım ama asla ağlamadım...
geldi geçti deyip senide gözlerin gibi kalbime gömdüm...
unuttum dedim, unutacağım dedim,
unutamıyorum dedim, unutmam dedim...
önce gözlerin sonra sen çıktın kalbimden,
bir vicdan azabıdır başladı ölü yüreğimde,
hiçbir şey kalmadı, senden başka kalbimde,
hatıraların, gözlerin ve sözlerin...
şiirlerini getirdiler bana,
beni öldüren şiirlerini...
vefasız dediğini duydum, yıkıldım,
düşündüm seni gecelerce daima tek başıma,
şiirlerin öldürdü, hasretin yaktı yüreğimi,
kırıldım, üzüldüm, yıkıldım ve en sonunda ağladım...
3 kişi ağladık sana; ben, kalbim ve gözlerim...
sana yandım, seni sevdim, seni hatırladım heryerde...
belki birgün sesini duyarım umuduyla
telefon bekledim günlerce,
telefon gelmeyip sesine hasret kalınca
ağladım ağladım,
sana yaptıklarımı ancak o zaman anladım...
duydum ki kalbini vermemişsin kimseye,
olurda içinde görürler beni diye...
benim kalbimide istediler, ama vermedim kimseye,
olurda içinde seni görürler diye...
gökyüzü yıldızlar ile doluydu, ben hep seni düşünürken,
hüzün yıldızları koydum adlarını, seni hatırlatıyorlar diye,
aynı onlar gibi sende benden çok uzaklardaydın,
hep göz kırpardın uzaktan, sessizce,
bense hep seni bekledim kırık kalbim, yaşlı gözlerimle...
bazen hayallere dalıyorum, seni düşünüp ağlıyorum,
seni ve sevgini arıyorum hep kalbimde...
düşmüyor adın hiç dilimden,
öleceğim gülüm bir gün ben,
senin sevginden, senin derdinden...
bir gün göreceğim yine belki seni,
seni, beni unutmuş, benim olmayan seni...
İşte o an aşkımın gözyaşlarını hatırlayacağım,
ve yine bir köşeye oturup ağlayacağım...
yemin ettim senin üstüne sevmeyim başkasını diye,
ve heryerde, her zaman tekrarlıyorum yeminimi;
seni unutmam için öldürseler bile,
karşılık olarak dünyayı verseler bile,
darağacı kurup idam etseler bile,
SENDEN BAŞKASINI ASLA SEVMEYECEĞİM..
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IX

Yıllar, yumruk olup durdu boğazımda...
Tıkanıyor nefesim...
Boğulacak gibi oluyorum...
(Kim bilir...?)
Belki de boş yere,
Mâlumun meçhûlde kalması için, kendimi yoruyorum...
Her şeyin bir ömrü vardır...
Sırların da...
Benimle ölsün isterdim ama...
Ölümsüz olduğunu duyuyorum...
Her gün ölüp ölüp dirilen bir hissin 'ölümsüzlüğü' nasılsa?
Duyumsuyor,
Bilmiyorum!
Şimdi,
Sana dönüp yönümü haykırsam!
Tüm endişeleri bir yana koyup,
Çığlığa dönüşse de sesim,
Desem ki...
Seni seviyorum!

Gülümsersin belki...
Belki de kaşlarını çatarsın...
Ne yaparsan yap umursamasam!
Korkmadan, çekinmeden, hoyratça tekrarlasam:
Desem ki...
Seni seviyorum!

Hem, hamken pişmişse gönül,
Edepten nasibi olur mu? ? ?
Say ki adım “Ham Yanık! ”
Say ki sevmeyi bilmiyorum!
Say ki...
Sayılamayacak kadar çoğum!
Hatta,
Seviyorum Seni ama,
“Sen” dediğimin kim olduğunu bile bilmiyorum!
Say ki, şerikleri çok bir Sendir bu!
Say ki, şirk koşuyorum!
Sana yanarken, başkasına ağlıyor...
Sana bakarken, başkasını görüyor...
Seni severken, başkasını özlüyorum...
Say ki, şaşırmışım...
Şaşıymışım...
Ne çıkar be Sevgilim! ?
Umursar mısın bunları?
(Duyar mısın.....?)
Muhabbetsiz!
Sadâkatsiz!
Şekli ama şüphesiz!
Üstelik çılgınca!
Üstelik pek mâsum!
Hatta sahte!
Hatta öylesine!
Ve belki azıcık!
Belki uçsuz bucaksız!
Desem ki...
Seni seviyorum!

Yılmışım susmalardan!
Fakat feryatlar da yalan geliyor!
En içli tövbeleri ederken kâfir kesiliyorum!
En acı yakarışlar sırasında buz!
Yine de...
Her nefeste bir son,
Her lâhzada bir sonsuzluk,
Her dünde bir şu anlık hissediyorum!
(Ne olur sanki......?)
Kıytırık bir hüzünle,
Hiç utanmadan bakıp da yüzüne!
Desem ki...
Seni seviyorum!

Ne ayıp!
Üstelik ne gerçek!
Ne kadar da hiç üstelik!
Boğazıma düğümleniyor sesim...
Kesilmesin diye nefesim...
İşte bunun için!
Yani yine benim için!
Yani kıyamadığım için tatlı canıma!
Yani nefessizlikten ölmeyeyim diye!
Sana duyurmak için değil!
“Canım kurtulsun” için!
Nasıl bir sevmekse bu? ? ?
İşte,
Hâlâ “Var” olan “Ben” için!
Yüzyılın yalancılarından bir yalancı olarak!
Yüzüm bile kızarmadan!
Gönlümde sanal bir yangın...
(Ne garip.......?)
Ateşsiz!
Külsüz!
Desem ki...
Seni seviyorum!

Ve inanmadan kendim bile...
Söylerken kendi şirretliğime şaşarak!
Her “Seni Seviyorum! ” feryâdında,
Kendi sesimden iğreniyorum!
Fakat sükût,
Tekrar sıkıyor gırtlağımı!
Tekrar tekrar...
Aynı hakikatli yalana dönüp çaresiz...
(Neylersin......?)
Sevdâlıymış gibi!
Ama sevdâsız!
Utangaç ama arsız!
Desem ki...
Seni seviyorum!

Şerha şerha yarılmak bu!
Lâkin şerhi yok durumumun...
En iyi anladığım zamanlarda bile anlamıyor,
Anlamadığımı hissederken, üstelik, her şeyi biliyorum!
Ve böylesi bilindikken her şey...
Cehlimin kokusu burnumun direklerini sızlatıyor!
(Ne anlama gelir.......?)
Bakmasam kılığıma
Küçüklüğüme aldırmasam!
Çapsız!
Cansız!
Güdük bir duyguyla!
Bir koca sırrı döksem ayaklarına!
Desem ki...
Seni seviyorum!

Kovar mısın “Beni” kapından?
Çarpar mısın “Beni” suratıma? !
Sûretimin acımışlığıyla bakarken gül çehrene...
Sîretimi yakar mısın?
Olmayan yüzüme!
Yani bana!
Yani yüzsüzler arasındaki bu yüzsüze!
Lûtfeder misin aşkını?


Her şey bir yana dağılsa diyorum Sevgilim!
Her söz bir yana kaçsa!
Bu şiir de unutulsa!
Sadece insanlar değil,
Bütün kuşlar...
Pınarlar...
Ve rüzgârlar...
Herkes sussa keşke...
Her şey sussa...
Ben de sussam da...
Dolaysız, zamansız, apansız!
(Nerededir o dem......?)
Sadece Sen!
Desen ki...
Seni seviyorum!
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IX

Bir gece,
Gecede bir uyku..
Uykunun içinde ben...
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.

Uykunun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben...
Bir yere gidiyorum,
Delice...
aklımda sen.

Ben seni seviyorum,
Gizlice...
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece



¤ Seni SeviyOrum ¤

Sadece kim olduğun için değil,
seninle beraberken kim olduğumu anladığım için.
Seni seviyorum.....
Sadece kendine yaptıkların için değil,
bana yaptıkların için Seni seviyorum.....
Saklı kalmış beni ortaya çıkardığın için,
Seni seviyorum......
Elini kalbimin üzerinde hissettiğim zaman,
üzüntülerim silinip onların yerine,
şimdiye kadar kimsenin başaramadığı güzellikleri,
o sıcaklığı, o ışığı, ortaya çıkardığın için
Seni seviyorum........
Hayatımı bir tapınağa çevirdiğin ve her günümü bir şarkı haline getirdiğin için
Seni seviyorum.......
Çünkü sen kimsenin başaramadığı şeyi,
kendimi iyi hissetmemi
ve hiç bir zaman olmadığı kadar mutlu olmamı sağlıyorsun.....
Seni o yüzden çooookkkk seviyorum....
Sen bunları konuşmayla,
dokunmayla ve işaretle değil,mavilim....
Sadece kendin olmakla yapıyorsun....
İşte bu yüzden seni ölesiye çok seviyorum
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IX

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmiyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın..!
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IX

Ey yağmur, sevdiğime söyle,
her toprağa düştüğünde sen,
gözlerim eşlik eder sana,
bilsin, ona söyle.
Bilsin ki,
her yağmurda hatırlasın beni,
tutsun damlaları, yüzüne sürsün,
öpsün damlalar gözlerinden özlemle...


Yine mi dönüyorum hüzünlü saatlere? Oysa geceye beş kala
çağırışlarını duymuştum. Belki sensindir diye bir umut kapladı içimi.
Nafile, sana uzanan bütün yollar kapalı...öğrendim, evet geç de olsa
öğrendim bunu. Çok geç olsa da...

Uzaklardan bir ses olmak istedi bir dostum, uzaklardan bir el...
Üşüme diye. Olamadı, olamazdı, yokluğun her şeyden daha soğuktu.
Yokluğun soğuk, yokluğun buz gibi...

Hani; öyle üşürsün ki, artık hiç bir şey hissetmez uzuvların,
uyuşur kalır da manâsız bir donukluğun çizgileri oluşur, ardından
bir kabuk içindeki parçalanmayı döker, ezip de geçer tüm bedenini,
acısı en derinden gelir de yakar her yerini...

İşte ben de öyle üşüdüm gece yarısını beş geçe...
Manâsız buluyorum sanki artık her şeyi.

Sevgi deseler sadece bir iç çekebilirim,
sonra gülüp geçerim gibi geliyor.

Aşkı sorsalar, aynı dili mi konuşuyoruz diye
anlamsızca bakabilirim gözlerine...

Anlatın derim durmayın, bırakın tüm şiirleri, şarkıları, masalları...

Dokunabilir miyim aşka, dokunabilir miyim ellerimle diye sorarım,
geçer mi üşümesi yüreğimin, geçer mi üşümesi içimin...

Aşk dediğiniz şey gelince ansızın, anlar mı beni aşkla gelen,
beni ben oldugum için mi, kendi var ettigi için mi ister...
Varolanlara, benden kalanlara hoş geldin mi der,
yoksa bir iki zaman sonra herkes gibi o da mı çekip gider...

Bakışlarım dondu sanki, yüreğim donunca. Nasıl da manasız
bakıyorum etrafa. Görmesin istiyorum hiç kimse gözlerimi,
görmesin hiç kimse hüzün tanelerimi...

Susuyorum artık derin derin. Nasıl da konuşmak istiyorum oysa.
Saatlerce susmadan konuşmak istiyorum. Tüm biriktirdiklerimi
en başından başlayıp sonuna kadar anlatmak istiyorum.
Anlatmak yetmez biliyorum, anlaşılmak da istiyorum...

Bir el istiyorum başımda...
Saçlarıma dokunsun istiyorum, tüm bedenimden söküp alsın
yalnızlığımı tılsımıyla... Bir el istiyorum dokunsun saçlarıma
yumuşacık ve alsın tüm donuklukları usulca.

Bir göz istiyorum gözlerimde...
Anlamsız bakan gözlerimin içini görsün, hâlâ arkalarda kalmış
ışık huzmelerinin içine dalsın, çıkarsın tüm umutlarımı
eski sandığın içinden, açsın da ışığı ile umut olsun yollarıma,
yolum olsun yordamım olsun istiyorum...

Bir omuz istiyorum...
Başımı yaslayıp uzun uzun ağlayabileceğim. Yıllardır biriktirdiğim
hüzün tanelerini tek tek dökebileceğim bir omuz istiyorum.
Ona yaslanınca her şeyi unutmak istiyorum, sıcacık olmak...
İçimi huzur kaplasın istiyorum, hiç konuşmadan saatlerce
orada kalmak, hiç konuşmadan anlaşılabilmek istiyorum...

Biliyorum, ne de çok sey istiyorum...
Bunların sadece puslu bir hayal olduğunu da biliyorum.

Seni bende var edişimi, aslında sadece bende olduğunu,
aslında sadece bir hayal olduğunu çok iyi biliyorum.

Ama yine de seni çok özlüyorum,
yine de çok üşüyorum, ve yine de seni istiyorum...

Ben, hüzünlerime geri dönüyorum...
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IX

Hasret




Hasretim sevdiğim hasretim sana,
Hasretim o sıcak ele hasretim.
Çorak toprak gibi kurumuş kalbim,
Gönlünden coşacak sele hasretim.

Sevilmeden sevmemekti muradım,
Sana mı koşmuşum ben adım adım,
Dikenler içinde geçti hayatım,
Gamzende açacak güle hasretim.

Hasretim, hasretim, hasretim aşka,
Mazim de seninle geçseydi keşke,
Kaşından, gözünden, yüzünden başka,
Beni çağıracak dile hasretim.

Aradan her türlü engeli atsam,
Sevda ateşiyle kavursam, yaksam,
Baksam doyasıya, yüzüne baksam,
Hasretin ben sana yine hasretim.

Ölmeden kavuşmak sana dileğim,
Bu hasreti çekmez oldu yüreğim,
Sabrımın taştığı an geleceğim,
Sana götürecek yola hasretim.
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IX

Deniz yeşili gözlerinin derinliklerinde
Umudun yakamozları parlıyor,
Yelken açmış gemilere güç veriyor
Sevgi rüzgarın,
Dalgalarının sesinde sevişiyor martılar
Farklısın diğer denizlerden;
Dalgaların yok etmiyor
Sana sığınan gemileri..
Kalbinin derinliklerinde sevenleri
Hesapsızca çekip alan şeytan üçgenleri yok..
Mutluluğa kulaç atanlar
Derin sularına gömülmüyor
Ama;
Serin sularına doyamayanlar için
Umut ışığıyla dolu gözlerini kaplayan
Bulutları dağıtacak fırtınayı bekliyorum
Bıkmadan usanmadan...
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IX

Dilim Varmiyor

Bilirim canimdan can kopacak
Belkide gündüzüm gecem olacak
Gözlerim maziye dalip kalacak
Ayrilik lafina dilim varmiyor...

Unutma kaderin esirleriyiz
belkide sevgilim birlesemeyiz
O mutlu günlerle yetinmeliyiz
Ayrilik lafina dilim varmiyor...

Yanliz biz degiliz sevip ayrilan
Bir bütyn olupta sonra dagilan
Yasanmis anidir geride kalan
Ayrilik lafina dilim varmiyor
 
Geri
Üst