Avrupa ile ilgili ilginç tarihi notlar

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Avrupa ile ilgili ilginç tarihi notlar
ilginç tarihi bilgiler avrupa ile ilgili ilginç bilgiler
CENAZEDE SİYAH GİYMEK
Batı kültüründe görülen "cenazede siyah giymek" ise hayalet korkusundan kalma bir gelenek. Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi’ne göre, binlerce yıl önce cenaze töreninde bulunanlar, gömülecek ölünün hayaletinin orada bulunanlardan birinin bedenine girmek isteyeceğine inanıyorlardı ve hayaletten saklanmak için vücutlarını siyaha boyuyorlardı.
Zamanla bu adet, siyah giysi olarak devam etti ve günümüze kadar geldi.

Avrupa da Hekimlik
13.yy başlarında Papa Honorius III. hekimliği hakir saydığı için rahipler sınıfının doktorluk yapmasını yasak etti. Würzburgda 1298 yılında toplanan ruhaniler meclisi, din adamlarına sadece cerrahlık yapmayı değil, cerrahi ameliyatlarda hazır bulunmayı da yasak etti ve cerrahlık uzun zaman ayıp sayıldı. 1416 yılında Viyana Üniversitesi, doktor unvanı almak için müracaat eden bir cerrahı, arzusunu yüzsüzce bularak reddetti. 1577 yılında imparator Rudolf III. cerrahlığın şerefli bir meslek olduğunu ilan etti. Bavyerada 1912 yılına kadar alaydan yetişme itfaiye subayları bile saraya girebilirken, askeri doktorlar, hatta rütbe olarak tümen komutanı düzeyinde olan ordu sıhhiye reisi bile, bu imtiyazdan mahrum kalmışlardır.


Kral Albrecht’in tedavisi
Kral bir gün balık ve av eti yerken birden fenalaştı ve zehirlendiğini düşündü. Gelen doktorlar macun, tiryak ve kutsal ruhlarla tedaviye çalışmışlarsa da başarılı olamadılar. Bunun üzerine zehrin göz, kulak, burun ve ağızdan dışarı çıkabilmesi için kralı ayaklarından tavana asıp, uzun süre baş aşağı asılı tuttular. Uzun süre bu şekilde kalan kral aklını oynattı ve bir göz kör oldu. Bu arada yemeklerin gerçekten zehirli olmadığını göstermek isteyen iki iç oğlan tüm yemekleri yemelerine rağmen hasta olmadılar. Kral Albrecht büyük olasılıkla sindirim bozukluğu sonucu aklını oynatan ve gözü kör olan ilk ve tek kişi oldu.

Deneysel yaklaşımın karşısında kilise

Kilise deneysel fiziğin amansız düşmanı idi, çünkü o vakte kadar sadece rahipler mucize ve keramet adını verdikleri değişik durumlar gösteriyorlardı. Bu durumda fizikçiler bir nevi, rahiplerin rakibi gibi algılanacaktı. Kilise işi o kadar abarttı ki, sahibi tarafından bir kaç numara öğretilen bir at, 1601 yılında mahkemeye verildi ve bedenine şeytan girdiği için diri diri yakıldı.


Manastırlar

13. yy.da rahibe manastırlarında sevicilik iyice yaygınlaşmıştı. 11.yy.da İngilterede diri diri yakılma cezası uygulanmasına rağmen manastırlarda pederasti önlenemiyordu. 1526 yılında Nürnbergde lağvedilen bir kadın manastırındaki rahibelerin bir kısmı, genel evlerde çalışmaya başladılar.


Manastırlardaki çocuklar
16.yy.da Strassburgda bir gece kadın manastırına yıldırım düşüp yangın çıkınca halk kapıları kırıp içeri girdi ve bir çok rahibenin genç erkeklerle koyun koyuna oldukları görüldü. Daha sonra bu genç erkeklerin manastırdaki özel pencerelere bırakılan gayri meşru çocuklar oldukları anlaşıldı. Bu çocuklar ergenlik çağlarına gelince yaşlı rahibelerin kapatmaları olmuşlardı. Yine bu manastırlarda suyu hiç boşaltılmayan havuzlar bulunur, rahibeler doğurdukları gayri meşru çocukları bu havuzlarda boğarak öldürürlerdi.

Genelevler
Ortaçağın sonlarına doğru, 12 yaşındaki erkek çocuklar bile genelevlere dadanmışlardı. 1527 yılında Ulm belediyesi, 12-14 yaş arasındaki çocukların genelevlere alınmalarını yasakladı ve böyleleri için sopayla kovalanmalarına karar verdi. 1472 yılında Nördlingen belediyesi, papazların genel evlere gitmelerini yasaklamaya cesaret edemeyerek, sadece bütün gece orada kalmalarını menetti.

Papazların odalığı
De rebus Alsaticis isimli bir fragmanda yazıldığına göre 1200 yıllarında hemen her papazın birer odalığı vardı. Halk papazları bu işe teşvik eder, çünkü papazların nefsaniyetten uzak kalamayacaklarını bilirler; herkesin karısına saldırmalarını engellemek için bu tedbiri ehveni şer bulurlardı. Yine aynı yıllarda tek kadınla yaşayan papazlara evliya gözüyle bakılırdı. Basel şehri piskoposu Heinrich (1213-1238) 25 yaşında öldüğünde ardında tam 20 çocuk bıraktı. 16.yy’da İsviçre’de masum kadınların namuslu kalmaları için kanunen her papazın odalığı olmak zorunda idi.

Batıda Yemek Kültürü

İsviçre’nin Branderburg Prensi, ziyafete çağırdığı bir derebeyine gönderdiği davetiyenin meşruhat (açıklama) hanesine:
—Eti yedikten sonra kemiği arkaya atmak yok! Yağlı ağzını yenine silmek yok! Tabağı kaldırıp altına tükürmek yok, diye yazmak mecburiyetinde kalmıştır...

Ya Para Cezası, Ya da Tecavüz!

Braunau ile Salzburg arasında yer alan Weistumda 1400 yıllarında alınan bir karara göre bir köylü, mahkum olduğu para cezasını ödemediği takdirde, cezayı veren yargıç tarafından, mahkumun karısına tecavüz edilecektir. Bu kanunu koyan kimse kadının, yargıcın hoşuna gitmemesi ihtimalini de düşünmüştü. Cezalandırılacak olan kişi madem ki yargıç değil, köylüdür(!!!), şu halde yargıca, hükmü infaz işini isterse katibe devretmek yetkisi verilmiştir. Ola ki, mahkemenin kâtibi de kadını beğenmezse, o zaman bu işi becermek, hademeye düşer. Kanunu koyan, hademenin zevkini kaale almamıştır. Ayrıca mahkumun bekâr olması durumunda, nasıl hareket edileceği de belirtilmemiştir.
 
Geri
Üst