Beyin absesi nedenleri ve tedavisi

Uzman SühaN

Administrator
Beyin absesi nedenleri ve tedavisi
Beyin absesi beyin dokusunun odaksal enfeksiyonudur. ABD’de her yıl 1500-2500 yeni beyin absesi olgusu tanısı konmaktadır. Görülme sıklığı yılda 100,000 de 1,3’dür. Erkeklerde daha fazla görülür. Erkek/kadın oranı 2-3,1’dir. Genelde üçüncü ve dördüncü on yılda ortaya çıkarlar. AIDS, kemik iliği ve organ nakli ameliyatları geçiren hastalarda ve bağışıklık sisteminde yetmezliği olmayanlara göre daha fazla rastlanır.



Hastalık oluşumu
Sinüzit, kulak iltihabı ve diş absesi gibi komşu organlardan yayılım olguların yaklaşık yarısında enfeksiyon kaynağıdır. Bakteriyel menenjit sonrası beyin absesi gelişmesi nadirdir ve sıklıkla yeni doğanlarda gram negatif enfeksiyonlardan sonra gelişirler. Beyin abselerinin %25’inde kan yoluyla yayılım söz konusudur. Kan yoluyla gelişen abseler çoğunlukla birden fazla olup orta beyin atardamarı sulama alanındadır. Kalb iç zarı iltihabı, akciğer enfeksiyonu, mor kalp hastalıkları ve bazen leğen kemiği boşluğundaki enfeksiyonlar kaynak olabilir. Kafa içine nüfuz eden darbeler özellikle kemik parçalarının beyin içinde kaldığı ateşli silah yaralanmalarında risk artmaktadır. Bağışıklık sistemi yetmezliği, organ nakli sonrası bağışıklık sisteminin baskılanması ve AIDS hastalarında beyin absesi gelişim riski artmaktadır. AIDSli hastaların %25-50’sinde toksoplazma beyin iltihabı (ansefaliti) gelişmektedir.



Beyin absesi gelişiminde 4 evre söz konusudur:

1-Erken beyin iltihabı (serebrit),

2- Geç beyin iltihabı (serebrit),

3- Erken kapsül ve

4- Geç kapsül evreleri





2.jpg





Beyin dokusu içindeki abseler beyin karıncıklarına (ventriküle) doğru gelişirler ve karıncık içine açılabilirler. Çünkü karıncığa komşu kapsül daha incedir.



Abseye neden olan mikroplar
Beyin abseleri çoğu kez bağışıklık sistemi normal olan kişilerde gelişir ve birden fazla mikrop etkindir. Aerobik (oksijenli ortamda yaşayan) bakteriler (mikroplar) biraz daha fazladır. Olguların %10-20’sinde anaerob (oksijensiz ortamda yaşayan) etkendir. Abse boşaltılmasından önce antibiyotik kullanılması ve yetersiz teknik gibi nedenlerle %3,2-%48,6 oranında kültürlerde üreme olmamaktadır.



Klinik tablo
Genelde baş ağrısı, bulantı ve kusma gibi kafaiçi basınç artımıyla ilgili belirti ve bulgular ön planda iken absenin yerleşimi ve büyüklüğüne göre bulgular değişkenlik gösterir. Ateş, baş ağrısı ve bölgesel nörolojik bulgulardan oluşan üçlü hastaların yarısından azında bulunur. Sara (epileptik) nöbetleri olguların %50’sini aşan oranlarda görülebilmektedir. Bilinç düzeyindeki değişiklikler kısa sürede uykuya eğilimden komaya kadar gelişebilir. Erkeklerde daha sık görülür.



Yardımcı incelemeler
Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve bilgisayarlı tomografi (BT) ile abse tanısı koymak zor değildir. MRG ödem ve beyin iltihabını daha iyi ortaya koyar. Halka boyanması gösteren diğer hastalıklardan ayırt etmek son derece önemlidir. Bu durumda bazı ileri MRG incelemeleri (MR spektroskopi ve diffüzyon ağrılıklı MR görüntüleri) önem kazanmaktadır. Kandaki beyaz kürelerde artma bazı hastalarda mevcut olabilir. Beyaz kan hücre sayısının artması ile beyin absesi arasında bir ilişki her zaman bulunmaz. C-reaktif protein (CRP) çoğu kez normalin üzerindedir. Tıbbi tedavinin takibinde de CRP kullanılmaktadır. Kırmızı kan hücresi çökme (sedimantasyon) hızı genellikle yüksektir.

Tedavi
Beyin abselerinin en mantıklı tedavisi cerrahi ve tıbbi tedavi yöntemlerinin birlikte kullanılmasıdır. Derin ve konuşma merkezinin bulunduğu beyin yarım küresinde yerleşimli abselerde, çoğul abselerde, abse ile birlikte menenjit ve karıncık iltihabında bulunduğu durumlarda, genel durumu kötü olan hastalarda, erken kapsül oluşumu sırasında antibiyotik tedavisi ile gerilemenin olması halinde ve abse çapının 2,5-3 cm.den küçük olduğu durumlarda tıbbi tedavi uygulanmaktadır. Antibiyotik tedavisine sara ilaçları (anti-epileptikler) da eklenmelidir.


Mümkün olduğu her durumda abse boşaltılması yapılıp hem kültür için materyal alınır hem de abse hacminde küçülme sağlanır. Beyin sapı, derin beyin bölgelerinde yerleşen abselerde stereotaksik olarak drenaj sağlanabilir ya da sadece antibiyotik tedavisi uygulanır. Yabancı cisim, kemik parçaları veya dermal sinüs traktusu ile ilişkili abselerde kapsül rezeksiyonu yapılmalıdır. Antibiyotik tedavisi 6-8 hafta damardan (intravenöz olarak) sürdürülmelidir. Absenin içindeki cerahatin boşaltılması uygulanan hastalarda 1-2 hafta aralıklarla BT veya MRG ile takipler yapılır ve cerahatin tekrarlaması halinde absenin içindeki cerahatin boşaltılmasılar yinelenmelidir.

Kültür için materyal elde edildikten sonra abse kaynağına göre antibiyotik tedavine başlanır ve kültürde üreme olduğunda, antibiyograma (hangi antibiyotiklerin etkili olduğunu gösteren inceleme) göre tedavi tekrar düzenlenir. Bilinçte kapanma ve absenin kitle etkisinin olduğu ve etrafında ödem olduğu durumlarda kortikosteroid tedaviye eklenir.
 
Geri
Üst