Damar sertliği ne gibi sonuçlar doğurur?

Uzman SühaN

Administrator
Damar sertliği ne gibi sonuçlar doğurur?
damar sertliği nedir,damar sertliği nedenleri,damar sertliği belirtileri,damar sertliği tedavisi,damar sertliği hakkında bilgiler

Ateroskleroz atardamarların içinde darlık oluşturacak şekilde içinde yağ bulunduran tabakalar (plaklar) oluşumu ile karakterize ve damarlarda sertliğe neden olan bir durumdur. Aterosklerotik damarlar kalınlaşır, sertleşir ve sonunda da tıkanır. Ateroskleroz tüm dünyada en yaygın damar tıkanıklığı nedenidir.
Nedenleri:

Ateroskleroz atardamarların en yaygın hastalığıdır. Yağ, kolesterol damar durvarı içinde plaklar adı verilen kümelenmeler şeklinde birikir. Bu birikintiler damarlarda yaygın olarak olur ve sonunda damarın normal işlevini bozar. Aterosklerotik damar daha sert olur ve kan akımına engel olur. Zamanla plak kalınlaşır ve kabalaşır.
Bazen plağın üzerini örten damar tabakası yırtılıp, plak içinde yağ hücrelerini bulunduran materyal dolaşıma karışıp daha ilerdeki küçük damarlarda tıkanıklıklara yol açabilir.



da.jpg


Damar hastalığı nasıl gelişir?

Atardamarlar kan akımının rahatlıkla akmasını sağlayacak içi boş boru şeklinde düz ve esnek dokulardır.
Damar hastalığı atar damarlar içinde yağ birikintilerinden oluşan çizgiler şeklinde başlar. Bu yağ birikintileri damara zarar vermeye başlar. Bu durum nedeni ile bir savunma mekanizması şeklinde damarın kendi hücrelerinin çoğalması ve belirli alanlarda birikmesine yol açacak şekilde damar çeşitli kimyasal maddeleri damardan salınır. Bu arada kan dolaşımındaki hücreler damar iç yüzüne yapışmaya başlar ve bu hücrelerinde etkisi ile yağ birikintileri, hücre yığılmalarından oluşan damar iç yüzüne doğru kabaran aterosklerotik plak oluşur.

Zaman içinde plaklar dahada büyüyüp, yaygınlaşır ve damar esnek ve yumuşak özelliğini yitirip giderek sert bir boru halini alır. Plağın dışı sert, içi ise daha yumuşaktır. Bazen sertleşmiş olan plak dış yüzeyi çatlayınca, kanın pıhtılaşmasında görev alan kan pulcukları (trombositler yada platelets) plağa yapışmaya başlar ve damarın içi daha da daralır. Bu darlık belirli bir dereceye ulaştığında akan kan akımını engellemesi sonucu, damarın beslediği organlarda yada dokularda kansızlık nedeni ile şikayetler başlar.

Darlık çok daha ilerlediğinde ise iç yüzeyde pıhtı oluşup, kan akımı tamamen durur. Bu durum ani olarak gelişmiş ise dokuların ani ölümüne yani gangrene yol açar ve acil olarak tedavi gerekir. Eğer bu durum belirli bir zaman içinde oluşmuş ise gelişen yan dallar, tıkanıklığın ilerisine canlılığı bir süre daha devam ettirecek ölçüde kan akımını sağlarlar.

Bu durum karotiste olduğu gibi felç, inme yada kalpte olduğu gibi kalp enfarktüsüne neden olabilir. Darlık daha da ilerlediğinde ise damardaki kan akımı önemli ölçüde engellenir ve bu darlığın ilerisindeki dokular kansız kalırlar. Bu durumda bacak damarlarında, kol damarlarında yada iç organ damarlarında kan akımında azalma sonucu dolaşım bozukluğu belirtileri ortaya çıkabilir.
Ateroskleroz damarların tamamını etkilemekle beraber, bazı bölgelerde darlık ve tıkanıklık daha fazla olur. Damarların çatallandığı yerler, bacakta uyluktaki femoral atardamar, karında bacaklara giden iliak atardamarlarda ve şeker hastalarında dizaltında ayaklara giden damarlar tıkanır. Bu bölgeler tıkanmaya doğru giderken, bir yandan da bu damarların çevresinden aşağıdaki damarlara doğru yeni ince damarlarda gelişmeye başlar. Bu sayede damarların bazı bölgelerinin tıkandığı ama bu tıkanıklığın ilerisindeki damarların açık olduğu görülür. Bir bacağa yada dokuya giden bütün damarların hepsinin tıkanması ancak ani atardamar tıkanıklığında damarların içinin pıhtı ile dolması durumunda görülür.
Damardaki tıkanıklık derecesi ve gelişmekte olan yan yolların miktarına bağlı olarak dokuya yada bacaklara giden kan akımının miktarı değişir. Kan akımı belirli bir darlık derecesinden itibaren azalır. İstirahatte dokuların kan ihtiyacı az olduğu için başlangıçta istirahatte iken bir şikatet olmaz. Sadece kan ihtiyacın arttığı yürümek, koşmak, bayır yada merdiven çıkmak gibi durumlarda sunulan kan miktarı yeterli olmadığında belirtiler oluşur. Daha ileride kan akımı daha da azalır ve istirahatte bile ihtiyacı karşılamaya yetmeyince şikayetler ağırlaşır. Dokunun kan ihtiyacı bir yara durumunda çok artar ve örneğin şeker hastalarında olduğu gibi tıkanıklık varlığında yaralar iyileşemez ve bacağı kaybedecek noktalara olay ilerleyebilir.
Sonuç olarak ateroskleroz tüm vücuttaki doku ve organları etkileyebilen bir hastalıktır. Ateroskleroz genetik bir altyapı üzerine şeker hastalığı, sigara, yüksek kan basıncı ve yüksek kan kolesterol ve yağ düzeyi gibi durumların eklenmesi ile gelişmektedir. Aile yakınlarında şahdamarı yada beyin damarı, kalp, bacak damar hastalıkları olan kişiler bu açıdan risk altındadırlar.
Belirtileri:
Damarın önemli bir bölümü tıkanıncaya kadar ateroskleroz bir belirti vermez. Belirtiler aterosklerozun tuttuğu damara göre değişir. Öeneğin kalbi besleyen koroner damarlar tıkanmaya başladığında göğüs ağrısı, şah damarlar tıkanırken geçici veya kalıcı felç, böbrek damarları tıkanırken yüksek kan basıncı ve bacak damarları tıkanırken ise yürüme ağrısı yada gangerenler gelişebilir.
Tanı:
Ateroskleroz belirtiler oluşuncaya kadar çoğu kez tanınmaz. Teşhis için kullanılan testler aterosklerozun organ tutulumlarını belirlemeye yöneliktir. Bunlar Doppler ile ayak bileği kol basınç indeksi, damarların Doppler ultrasonografi incelemesi, Bilgisayarlı tomografik anjiografi, manyetik rezonans anjiografi, anjiografi ve kalp için stres testleridir.
Tedavi:
Aterosklerozun tedavisinden amaç, hastalığın ilerlemesinin engellenmesi ve geriletilmesidir. Bu amaçla ateroskleroz gelişiminde rol alan risk faktörlerinin engellenmesi yada tedavisi yapılmalıdır. Örneğin kan basıncının düşürülmesi, gıdalarla alınan yağ ve kolesterolün azlatılması, kilo kaybı, sigarasız bir yaşam, şeker hastalığı var ise kan şekerinin kontrol altına alınması sağlanmalı ve ayrıca daha aktif ve hareketli bir yaşam teşvik edilmelidir. Kullanılan başlıca ilaçlar yağ ve kolestero düşürücü olan kolestiramin, kolestipol, gemfibrozil, statin türevi ilaçlardır. Ayrıca kanı sulandıran ilaçlar aspirin, clopidogrel ve ticlopidin dir.
Bu tedavi tüm ateroskleroz olan hastalara uygulanmalıdır. Eğer hastada belirtiler var ise aterosklerozun tıkadığı o damarı açıcı tedavi uygulamaları anjioplasti, stent, endarterektomi yada bypass gerekli olabilir.
Beklenti ve sonuç:
Aterosklerotik bir hastanın akıbeti bir çok faktöre bağlıdır. Hastanın yaşı, tutulan organların durumu, hastanın eşlik eden başka hastalıkları ve ateroskleroz gelişiminde rol alan risk faktörlerinin kontrol altına alınıp alınamadığı gibi durumların hepsi sonuca etkir. Ne yazıkki, bu hastaların önemli bir bölümü ileriki yıllarda aterosklerozun kalp yada beyin damarlarını ilgilendiren hastalıkları nedeni ile ölürler. Tüm dünyada kalp hastalıkları 1., beyin damarı hastalıkları ise kanserden sonra 3. en yaygın ölüm nedenidir.
Aterosklerozun neden olduğu başlıca olaylar:
Koroner kalp hastalığı,
Kalp krizi,
Beyin damar hastalıkları sonucu inme, felç
Böbrek ve barsaklar gibi diğer organların damar hastalıkları,
Kol ve bacakların damar hastalıkları
Yapılan bypassların tıkanması
 
Geri
Üst