güzel anlamlı şiirler ve sözlerin bulunduğu bir köşe

gönül, biraz belki buğulu…
lokmalarmı acı?
bilemem…hepsi düğüm düğüm boğazıma dizili..
zindanlara mühürler vurmuş aşk, tüm kapılar kapalı…
giripte uzanmak istediğim hangi yürek varsa, hepsi yaralı..
kimisi mazisine küskün, kimi de içten içe acılı…
bir güvercini tuttum, niyetim sevmekti! gözümü karartan belki beyazlığı..

affet beni narin yüreklim! bu bencilliğim, gönlümün sevdaya açlığı..
ellerimin titrediğini farkettim, bide gözlerimdeki yaşları..
çok değil!!! bir parça mutluluk isteyecektim..
belkide şanslı değilim, yada tamamen bahtımın karalığı..
çareler tükendiğinde aradım.. yoktu bir kapı aralığı..
eğer bir demden sığabilseydi yüreğim, belkide olmayacaktı bu kadar ağrılı…
iniltilerle fısıldayan, sessiz nidalarımın bu çığlığı..

benim kulaklarım dayanamazken, nedir senin bu yüreğinin sağırlığı?
ağlamaya özenmek neymiş? sanki saplamak tene bıçağı…
özlem işte o! işte o, tenin cektiği acı…
ellerim tirek, ama gönlüm aç, gözüm karalı..
çok değil, yeterdi bana bir parça da olsa mutluluğun kırıntıları….


karamsar diye nitelendirdiler, kimide akıl kıtlığı..
hiç biri yürekli değildi, demek için ölüm hastalığı…..
ölüm karanlık belki…
belkide insanı çeken bu karanlığı…
yada kalabalık içinde yanlızlıktan bıkanlara,
özletittiğinden gerçek yanlızlığı…
çok üşüdüğümü hissettim… evet! evet çok üşüdüm…


çok değil be tipi yüreklim! çok değil..
senden istediğim, damla kadar vefaydı…
çok özlemişti belliki yüreğim mutluluğu…
belkide bu günlerde gülmek için bir nedenin yokluğu…

şimdi;
bir parça mutluluk alabilir miyim…?
yanlış anlamayın…
pahası neyse öderim canımda olsa karşılığı...
 
Suskunluğum sevdamdan(Söz verdim sana);




SUSKUNLUĞUM SEVDAMDAN (SÖZ VERDİM)

ilk bakış ilk gülüş ilk söz ilk yüreğime sapladığın ok

Her saliseyi yaşamak tekrar tekrar yaşamak

Şimdi seni sensizlikte yaşamak



Sevenlerin imtihanı hasret çekmekmiş ayrı kalmakmış bilirim

Tarih tekerrürden ibaretse Kerem ile Aslı ; Ferhat ile Şirin ; Romeo ve Jülyet

ve de şimdi sen ve ben...



Onlar kavuşamadı ya biz sevdiceğim !

Sevdamız bu kadar büyükken tarih böyle tekerrürden ibaretken nasıl kavuşacağız ?



Aşkın büyüsümüdür hasretlik

Hasret biterse biter mi bende ki sen sendeki ben

Susuyorsun ....



Engelleri aştıkça yenisi çıkıyor

Zorlu parkurlarda her geçen gün

Gücüm iyice tükeniyor

Yağmurda ıslanmış minik bir kuş misali titrekleşiyorum artık....



Sana çölde susuz kalmış garip gibi susadıkça...

Daha çok seraplaşıyorsun hayalmiydin gerçekmi !

Ve sen iyice uzaklaşıyorsun



Ama bu imtihanumız biliyorum sevipte ayrı kalmak



Yaradana hergün yalvarıyorum

Seccademe gözyaşlarımla kapanıyorum



Rabbimden af diliyorum

Bir kulunu bu kadar çok sevdiğim için af et bizi

Merhamet eyle kurtar ve kavuştur diye



Sevmek acısı tüm benliğimde

İmkansızlar içinde sen ve ben....



Aynaya her baktığımda artık iyice seni görür oldum

Bakışım gülüşüm bile senin yansıman oldu

Ruhumun diğer yarısı oldukça sende ben hergeçen gün sana daha çok benziyorum



Bu imkansızlıklar oldukça bizde

İstisna değilsek kavuşabilirmiyiz ne dersin?

Susuyorsun...



Biliyorum ki suskunluğun sevdandan ....



Sonra tek cümle dökülüyor dudaklarından : Yüreğim sende sevdim bir kere diyorsun

Tekrar susuyorsun ...



Bende susuyorum artık söz verdim sana bende sevdim bir kere yüreğim sende



Elin elime değmemiş olsada

Ogün gelince elin elime değince

Asla bırakmamak üzere söz verdim

Söz can ölüm beni senden alana dek

imkansızlıklar içinde olsakta sen ve ben ...



söz sana hep seveceğim



Ogün gelinceye kadar bende artık susuyorum

Biliyorsun ki suskunluğumda sevdamdan
 
Belki bir umut ışığı parlar yeniden doğar güneş
belki de yaşam yeniden başlar yeniden doğar aşkın....
belki bu sonsuz yolculuk biter... Yok olur birer birer engeller..
birlikte koşarız mutluluğa demet demet güllerle...
tüm nefretler içinde ben sana sevgimi veriyorum
seni seviyorum bazen bir şarkı kulaklarımda gelir diye bekliyorum....
seni seviyorum bir umut var ben böyle yaşıyorum. . . . . . . . .
 
oldedihudauz4.gif
 
Karanlik hala isiklar.
Golgeleri yok yalnizligin.
Bana kalan duslerin duslugu.
Hala hayaller goruyorum.
Hayallerim nefes aldirmiyor.
Anlasana...
Yokum artik
Arta kalanlarla yasiyorum.
Bosluktayim,
Yercekimine de isyanim.
Huzunler topluyorum toprakdan,
Gunese savuruyorum aldatilmisliklari
 
Çicekler açtığı zamanda gel
Kuşlar ötsün sevda tepesinde
Güneş yüzünü, bizede dönsün
Bir seher vaktinde,
Güllerle gel, peri kızı..

Mutluluk şerbetini içelim kana kana
Kıralım ayrılığı belinden
Gün batarken ufuklarda,
Koşarak gel,
Dağları aşarak gel, peri kızı…

Yağmurlar dinsin,
Fallarda ayrılık cıkmasın artık,
Bir ikindi ezanında
Gülerek gel peri kızı..

Akrep yelkovan işlemesin ayrılığı artık
Mutluluk şarkıları söylensin şehir şehir.
Dilden dile dolaşsın sevdamız
Ayrılığı yakta gel, peri kızı..

Sarılı ver, kokun sarsın içimi
El ele, göz göze dolaşalım bunca yıl adına
Mahşere bir gün kalada olsa
Mutlaka gel, peri kızı..
 
Dün gece ,,,
Hiç olmadığım kadar ihtiyacım vardı sana !!!
Ağlıyordum hıçkırarak ...
Sesini duymak iyi gelecekti bana , emindim .
Telefonu elime aldım .
Her canım yandığında , birine ihtiyaç duyduğumda yalnız olmayı seçen ben , bu defa istemedim ...
kısa bir mesajdı ...
! ... Sana İhtiyacım Var ... !
Sonra ... Ağlarken uyumuşumm !
Ve sen ,,, cevap yazmaya bile tenezzül etmemişsin .
Benim canım yanıyordu , ve sen hala kendi düşüncelerinde boğuluyordun !
Oysa ,,, böyle anlarda ne önemi vardıı kırgınlığın_?
Benim , Sana ihtiyacım vardı !
SeninSe hala susmaya ! ...
Şimdi bende susuyorum ...
Yine tüm cümlelerimi içime sakladım ,
Yine bir sürü cevapsız soru kaldı bana ... !
Gidiyorsun belki ...
Sadece şunu söylemek istiyorum son olarak ;
Benim , dün geceee ...
Sana ihtiyacım vardı !
Seninse hala susmaya !
 
Neden bilmiyorum...gözlerim gözlerine yalan söyleyemiyor...

Benim için çok önemlisin...

Tahmin ettiginden de çok...

Öyle çok ki korkuyorum...

Bir daha yaşam amacım olmayacagına...

Bir köşeye atılıp fırlatılacagıma...

Karşılık bile degil...saygı bulamayacagıma...

Herşey birkaç kelimede gizli...

Ve onlar senin...

Sadece...

Senin...

Benim olansa ...

Senle geçirdigim zamanlar..

Seni dinledigim ...anlar...

Hayata inanışımın...insan oldugumuzu....

Anladıgım anlar...

Sen çok şey kanıtladın bana....

Mesela yaşadıgımı...

Saçların gözlerin ellerin aslında...

Ne kadarda güzel olduklarını...

Dogru insandayken...

Çok şey ögrettin bana...

Mesela yaşamayı...

Amaçları gösterdin...

Zordu ama sendin...onlar...

Sadece...

Sendin...

Bana korku nedir...ögrettin...

Kaybetmenin acısının ne büyük olacagını...

Çaresizligi...

Hiçbir şey yapamamayı...

Aglamayı...çaresizce...

Baglı olmayı...baglanmayı...

Yitirince güvensiz kalmayı...

Her insanın sevgiye layık olmadıgını...

Acıya karşı en korunmasız oldugum zamanın...

Sevdigim zaman oldugunu...

En çaresiz oldugum zamanın ise...

Seni yitirdigim zamanın olacagını...


 
üçüncü şahsın şiiri

gözlerin gözlerime değince
felaketim olurdu, ağlardım
beni sevmiyordun, bilirdim
bir sevdiğin vardı, duyardım
çöp gibi bir oğlan, ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felaketim olurdu, ağlardım
ne vakit Maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
sessizce bir cigara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin, bakardın
üşürdüm, içim ürperirdi
felaketim olurdu, ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felaketim olurdu, ağlardım

ATİLLA İLHAN
 

ikiye üç kala…Satır aralarında sakladığım kenarı kırık seslerimi yerleştirdim boğazıma…Oysa kaç tane perde aralamıştın aklımda…?
Adımların ruhumu sarıp sarmalardı her defasında…Sen geçerken bildiğim tüm şiirlerimden,ayak seslerin ””adıma”” çalardı rengini…Adım ””sen”” oldukça,adını ””ben”” sanardım…
Şarkılar vardı sözlerinde…Yarı uykulu,yarı uyanık melodiler…Ve dilimize pelesenk olmuş düşler…Ne çok yarım kalınmışlık vardı nef(es)lerimizde…Birbirine karışsa tamamlanır(dı)…Karış(tı)…Çoğul nef(es)lerin kokusu sindi tekil yüreğimize…İlahi bir ritm dönüp dolaştı evrenimizde…Mart”a yirmibirinci defa uyanan bir sabahın açık bırakılmış penceresinden firar etti bir buğu…
””Sen”” beni gözlerimden sıkıca tutmuştun…””Ben””se aklım o buğunun peşinde,yollarına gölge olmuştum…
”” Kendimden daha az,senden daha çok seviyorum seni…”” Derdin.
* …Ve eklerdin : … *
Kurşunsuz bir silahın namlusunu beynime sıkıyorum nice hatırlayışımda…Ve aylardan ””Eylül””dü hatırlattığımda…
””Ortaköy””…
Sarı kokuyordu adeta…Kaldırım taşları nihayetlenmiş ömürlerle doluydu…Ayak altlarında teker teker paralanmaya mağlup ölümler…
””Yaprağın kaderi düşmekmiş””…Belki de bu yüzdendi havadaki melodram…
Gözlerim,renginde asılı kalmıştı yine…Gülümsüyordun belli belirsiz…Aniden bir kağıt çıkardın cebinden…Yan masadaki yaşlı teyzeye doğru uzanarak,bir kalem istedin her zamanki sevimliliğinle…””Teşekkürler””ini de ekledin şeytan tüyünün en tepesine…Kalemi ani bir hareketle alıp döndürdün parmaklarının üzerinde…Ve mürekkebin tek bir heceyi boyamıştı beyaz kağıdın suretinde…
””Aşk””…
Yüzüm prangalar giymişti bir kez yüzüne…Gülümseyişim,yüzünde takılıydı hala…Kalemi yavaşça aldın beyaz kağıdın üzerinden ve ellerime tutuşturdun…
””Sıra sende…”” Dedin.
””Aşk””ı kendime doğru çektim,masa örtüsünün pürüzlü teni parmaklarımın ucunda…Kaleme sinmiş ellerinin sıcaklığında usul usul yazdım harflerimi ””O””na boylu boyunca…
””Kendim(den) daha ”az”,sen(den) daha ”çok” sevmeler biriktirir…””
Üç noktayı dualarımla birlikte ekledim harflerinin yamacına…Gözlerin bin asırlık saniyelerde saklı tuttu harflerimi…Ardından bir kaç hece serpildi ortalığıma ağzından…
””Hatırladım…””
…Ve eklerdin : ””Bana sen hatırlattın…””
Unuttuğum çok söz var yaşamda…Yitirdiğim sayısız ecel…İçimde sır edilmiş ve parçalanmış matemler var…Yamacında yaşlandığım boyumdan büyük uçurumlar…
””Sen”” ama bir ””sen”” daha ekleyemiyorum kaybedişlerime…Varlığın öylesine ””ben””ken,ölümü yakıştıramıyorum ucuma bucağıma…
Anlamıyor musun hala…?Sözcükler kadar ””fani”” değil hiçbir ””aşk””…
Üç harfte üç defa daha öldürsem de ””sen”i…
Geriye siyah”ı beden bulmuş yaşamımdan başka ne kalır ki…?
Biliyorum artık küçük adam;
Üç harf bir ””aşk”” etmiyor…Ve onun yokluğundan arta kalmış hiçbir ölüm bu üç harfe sığmıyor…
İkiye üç kala…Penceremin kuytusunda demliyorum geceyi sabaha…Bakışlarım yanıp sönüyor bir sokak lambasında…Apansızca bir nef(es) akıyor genzime doğru…Nedensiz bir iç çekiş yırtılıyor ortasından…Bir gölge düşüyor cama…Ruhunu teslim eden firari bir buğu…Son nefesi kapaklanıyor gözlerimin tenine :
*…Deli kızım uyan,söylenenler yalan…
Deli kızım uyan,bir tek sensin duyan…*
ikiye üç kala…Satır aralarında sakladığım kenarı kırık seslerimi yerleştirdim boğazıma…Oysa kaç tane perde aralamıştın aklımda…?
Adımların ruhumu sarıp sarmalardı her defasında…Sen geçerken bildiğim tüm şiirlerimden,ayak seslerin ””adıma”” çalardı rengini…Adım ””sen”” oldukça,adını ””ben”” sanardım…
Şarkılar vardı sözlerinde…Yarı uykulu,yarı uyanık melodiler…Ve dilimize pelesenk olmuş düşler…Ne çok yarım kalınmışlık vardı nef(es)lerimizde…Birbirine karışsa tamamlanır(dı)…Karış(tı)…Çoğul nef(es)lerin kokusu sindi tekil yüreğimize…İlahi bir ritm dönüp dolaştı evrenimizde…Mart”a yirmibirinci defa uyanan bir sabahın açık bırakılmış penceresinden firar etti bir buğu…
””Sen”” beni gözlerimden sıkıca tutmuştun…””Ben””se aklım o buğunun peşinde,yollarına gölge olmuştum…
”” Kendimden daha az,senden daha çok seviyorum seni…”” Derdin.
* …Ve eklerdin : … *
Kurşunsuz bir silahın namlusunu beynime sıkıyorum nice hatırlayışımda…Ve aylardan ””Eylül””dü hatırlattığımda…
””Ortaköy””…
Sarı kokuyordu adeta…Kaldırım taşları nihayetlenmiş ömürlerle doluydu…Ayak altlarında teker teker paralanmaya mağlup ölümler…
””Yaprağın kaderi düşmekmiş””…Belki de bu yüzdendi havadaki melodram…
Gözlerim,renginde asılı kalmıştı yine…Gülümsüyordun belli belirsiz…Aniden bir kağıt çıkardın cebinden…Yan masadaki yaşlı teyzeye doğru uzanarak,bir kalem istedin her zamanki sevimliliğinle…””Teşekkürler””ini de ekledin şeytan tüyünün en tepesine…Kalemi ani bir hareketle alıp döndürdün parmaklarının üzerinde…Ve mürekkebin tek bir heceyi boyamıştı beyaz kağıdın suretinde…
””Aşk””…
Yüzüm prangalar giymişti bir kez yüzüne…Gülümseyişim,yüzünde takılıydı hala…Kalemi yavaşça aldın beyaz kağıdın üzerinden ve ellerime tutuşturdun…
””Sıra sende…”” Dedin.
””Aşk””ı kendime doğru çektim,masa örtüsünün pürüzlü teni parmaklarımın ucunda…Kaleme sinmiş ellerinin sıcaklığında usul usul yazdım harflerimi ””O””na boylu boyunca…
””Kendim(den) daha ”az”,sen(den) daha ”çok” sevmeler biriktirir…””
Üç noktayı dualarımla birlikte ekledim harflerinin yamacına…Gözlerin bin asırlık saniyelerde saklı tuttu harflerimi…Ardından bir kaç hece serpildi ortalığıma ağzından…
””Hatırladım…””
…Ve eklerdin : ””Bana sen hatırlattın…””
Unuttuğum çok söz var yaşamda…Yitirdiğim sayısız ecel…İçimde sır edilmiş ve parçalanmış matemler var…Yamacında yaşlandığım boyumdan büyük uçurumlar…
””Sen”” ama bir ””sen”” daha ekleyemiyorum kaybedişlerime…Varlığın öylesine ””ben””ken,ölümü yakıştıramıyorum ucuma bucağıma…
Anlamıyor musun hala…?Sözcükler kadar ””fani”” değil hiçbir ””aşk””…
Üç harfte üç defa daha öldürsem de ””sen”i…
Geriye siyah”ı beden bulmuş yaşamımdan başka ne kalır ki…?
Biliyorum artık küçük adam;
Üç harf bir ””aşk”” etmiyor…Ve onun yokluğundan arta kalmış hiçbir ölüm bu üç harfe sığmıyor…
İkiye üç kala…Penceremin kuytusunda demliyorum geceyi sabaha…Bakışlarım yanıp sönüyor bir sokak lambasında…Apansızca bir nef(es) akıyor genzime doğru…Nedensiz bir iç çekiş yırtılıyor ortasından…Bir gölge düşüyor cama…Ruhunu teslim eden firari bir buğu…Son nefesi kapaklanıyor gözlerimin tenine :
*…Deli kızım uyan,söylenenler yalan…
Deli kızım uyan,bir tek sensin duyan…*
 
Geri
Üst