Her şeyi bilenlerin önlenemez düşüşü

  • Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi
M

Misafir

Forum Okuru
Her şeyi bilenlerin önlenemez düşüşü
Her şeyi bilenlerin “önlenemez düşüşlerini” yaşadığımız günlerdeyiz.

Her şeyi bilenler “çok bilen çok yanılır” sözündeki gerçek açığa çıktığı için değil, “bildiklerinin başkalarının unuttuklarına” yetişememesi gerçeğinden ötürü de düşüyorlar.

Bir de tabi "doğrular" üzerine sıkıcı "tekrarlar”…

Her şeyi bilmek, her duruma bir açıklama getirmek, oradan bildiğini buradakine yamamak, her bildiğinin “her şeyi” açıklamaya yeteceğini zannetmek, “uzmanlığa” sadece gülümsemek, genel doğruların hayatın sıradanlığı, insanların hayatı içinden doğduğunu unutmak, bildiğini okumak, ama sürekli bilmediğini yazmak…

Daha ne diyeyim…

Yazının başlığını Brecht’in ünlü oyunundan “Arturo Uİ’nin önlenebilir yükşelişi”nden ödünç aldım.

Brecht, Hitler’in yükselişini ve “önlenebilirliğini” ustaca sergilediği oyunu, Türkiye’de kaptıkları köşelerde, ellerine verilen kalemlerle, “her şeyi ama her şeyi” bilen, “her şey ama her şey” konusunda fikri olanları görseydi, acaba nasıl kaleme alırdı?

“Bilginin” sıradanlaşmasıyla, içini boşaltılması arasında gidip gelen, içeriğin ve anlamın “anlam anlam” diye diye öldürülüşünü izleseydi, “sol sol” derken “idealizmin” en kabasının “Marks”ı doğru anlamak”, “özgürlük” falan diye yutturulabildiğini görseydi;

Her insan için sayılabilecek “örnek insan” özelliklerini, “solcular” için sayıp, solun derdinin, kendine “solcu” diyenlerden müteşekkilmiş gibi gösterilmeye çalışıldığını izleseydi;

Solda görünmek hayali ile, “sağda” olanın birbirine karıştırılışını görseydi;

Olur mu olur…

Yazar mıydı acaba?: “Epistemolojik kopuşun önlenebilir yükselişi”ni…
 

Benzer Diğer Konularımız !

Geri
Üst