Kitap okuyamıyorum!

ESDE

Hamiş Melek
Kitap okuyamıyorum!
kitap, kitap okumak, okumak, okuyamamak, hobi konularini incelemektesiniz


Sevgili Melekler,

Çok okumadığımız, belki hiç okumadığımız açık bir gerçek. Bunu çoğu kişi söylüyor ve bunu bir dert olarak anlatıyor. Ama çoğu zaman okuyamamayı dillendirirken, onu yapamadıklarımız için “iyi” bir mazeret sebebi olarak sıralıyoruz: “Neden şunları yapmıyorsun?” ya da ''sunlardan neden vazgeçemiyorsun?” denildiğinde; “Aslında hiç kitap okumuyorum. Bir kitap okuyabilsem…” Yani, “Kitap okusam ben bunları yaparım, şunlardan da vazgeçerim.” demeye getiriyoruz...


kitap-okuma-e6.jpg




Sanki kitap okuyabilmek başlı başına bir etkenmiş gibi bütün suçu kâğıt parçalarının üzerine atıyor ve rahatlıyoruz. “Ben kitap okuyan birisi olsaydım; kültürlü ve iyi bir insan olurdum. Daha iyi işler yapardım” düşüncesiyle kendi kendimizi kandırmanın yollarını arıyoruz. Halbuki kitap okumak, yani bilmek, bir şeyleri yapmak anlamına gelmiyor. Bazı bilenlerin de ne kadar amel ettikleri büyük bir soru işareti değil midir? Kitap okumamak bizim kaçış noktamız, sığınağımız. Halbuki hayatında üç-beş sayfadan öteye okumamış birisi bile hayatın bazı doğrularını rahatlıkla size söyleyebilir. Duyduklarımız bizim sorumlu olmamıza yeter. “Kitap okuyamıyorum” bahanesini artık bir kenara koymalıyız. Hayata kâr-zarar yönünden bakıp, okuyabileceğimiz bir cümle bile olsa ondan çıkaracağımız faydayı tespit edip onu hayatımıza yansıtmaya çalışmalıyız. Okuma kapasitemizin sınırlı olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Okunacak onlarca kitap var belki. Ama ne zamanımız, ne de o onlarca kitabı okuyacak kapasitemiz var. O zaman bize en faydalı olandan başlamalıyız. Vaktimizi istifade edemediğimiz satırlar arasında heba etmemeliyiz. Kitaplar değerlidir; ama elinizde kaleminizle kitabınızın satırlarının altını çizmeniz, notlar almanız belki de o kitaba hediye edilmiş en güzel şeylerdir. Siz o kitaptan bir kez daha istifade etmek istiyorsanız, notlarınız bu anlamda değerlidir. Evet, kitap okuyamıyoruz. Ama yapmadıklarımız için başka bahaneler bulsak iyi olur artık… Bunun yerine “Öğrendiklerimi hayata geçirmiyorum” açık sözlülüğü daha gerçekçi olur.
 
bizim toplumuzun en büyük eksikliği okumamaları daha doğrusu okuma alışkanlığımızın olmaması ..alışkanlık haline getirmediğimiz için de hep yapılamayan ,istenilip de bi türlü vakit ayrılamayan bir şeymiş gibi görüyoruz ..halbuki bunun bir alışkanlığa dönüşmesi ve hayatımızın diğer sıradan aktiviteleri gibi hayatımıza yerleşmesi şart ..kitap okumak boş zamanları değerlendirmek amaçlı olmamalı hiç bir zaman ..kitap okumak her vakitte ,her durumda yapılabilecek bir eylem olmalı ..yabancı turistlerin kitap okuma alışkanlıklarını bir inceleyin gerçekten de çok güzel ..adamlar boş zamanlarında kitap okumuyorlar ,sürekli okuyorlar ,parkta ,bahçede ,havuz kenarında ,otobüste ..yani tamamen onların yanlarında taşıdıkları ve susadıkları zaman içtikleri su şişesi gibi kitaplar ...işte bizim için de böyle olmalı ki hayata dair daha çok fikrimiz oluşsun ..
ben özellikle annelerin çocuklarına bu alışkanlığı kazandırmalarını ısrarla istiyorum ..
çünkü kitap okumayı alışkanlık haline getirip hayatına sokan insanların hayata bakış açıları çok ama çok farklı oluyor ..
ben çok küçük yaşlardan beri -6 yaşından beri- kitaplarla haşır neşir olan bir insanım ..zaman zaman bazı dönemlerde okumayı azaltmışımdır ama kitap okumak her zaman en çok sevdiğim şeydir..
şuanda evde ayrı iş yerinde ayrı bir kitabım var ve ikisini de okuyorum ..
evde büründüğüm ruh hali ile iş yerinde büründüğüm ruh hali ,kitapların konularının farklı olmasından kaynaklanıyor ama iki farklı mekanda iki farklı durumu yaşamak bana çok büyük keyif veriyor ..
herkesin okuması dileğiyle..
 
Geri
Üst