Oğlun... Kazakistan'dan

M

Misafir

Forum Okuru
Oğlun... Kazakistan'dan
Ana başa taç imiş, her derde ilâç imiş
Bir evlât pir olsa da, anaya muhtaç imiş"

Canım Annem;
Korkularımda sığındığım kucağın, gölgen yok yanımda. Nefesin dolaşmıyor saçlarımda. Ellerin, bereketli ellerin, okşamıyor yanağımı. Sıcacık bakışlarının dokunmadığı iklimlerde üşüyorum. Uzaklardayım, sensizim. Hasretin içimde bir yanardağ anne...

Ah, bir bilsen anne; seni, çocukluğumu, okul günlerimi nasıl arıyorum. Sen bir yandan kahvaltımızı hazırlar, bir yandan da seslenirdin, "haydi kalkın, geç kaldınız". Biz seni kızdırmak için derin uyku pozlarında yorganın içine gömülürdük. Ama aklımız hep sobanın üzerinde kızaran tereyağlı ekmeklerde olurdu...

Bazen üç kardeş seni kızdırmak için çete kurardık. Her seferinde terliklerle dağıtırdın bu çeteyi. Yine, bir kere daha, kedi gibi eteklerine dolaşsam, yine yaramazlık yapsam ve sen yine terliklerini kullansan. Sahi, kardeşlerimle sana aldığımız ilk anneler günü hediyemiz de bir çift terlik değil miydi? Hasretin içimde bir umman anne...

Küçük kardeşimin günlerce ölüme yakınlaştığı hastahane günlerini hatırlıyorum. Bir çınar gibi, sadece sen ayakta kalmıştın ailemizde. Serapa umuttun önümüzde ve içimizde. Acının bizi dağıttığı zamanlarda, kanatlarının altında titreyen bizlere hayatı anlatır, daha çetin, daha dayanılmaz günlere hazırlardın. Senin için de kolay değildi. Sana söylemesem de, geceleri nasıl bitirdiğini kan çanağına dönmüş, şişmiş gözlerinden anlardım. Hasretin içimde bir yanık türkü anne...

Beni gurbete ilk uğurlayışın tüllendi gözlerimde. Boynuna sarılıp ayrılırken, ciğerlerim sökülüyordu sanki. Senin yüreğindeki depremi ise gözlerin anlatıyordu. Şimdi kalbimin en bana ait yerinde, bereketi yüreğinin usaresiyle sulanmasından kaynaklanan, o günün hatırası bir yürek cümlesi durur: "Allah kimselere mahçup etmesin."

Bilmem ki anacığım, oğlunun bugünlerini sezdin de mi söyledin? Şimdi sensizliğin ve Anadolu'dan ayrılmışlığın hicranının hüküm sürdüğü uzaklarda, oğlun gibi yüzlercesi dünya çocuklarına, yani yarının dünyalarına Türkiye'mizi anlatabilmek ve sevdirebilmek sancısıyla açılmış yüzlerce okulda bu gaye için terliyor.

Ana sütünden ve vatan toprağından aldıklarımızı "helâl ettirebilmenin" insanı mest edici bir şekli olarak vurulduğumuz bu yolda, odaklandığımız nokta, ben ayrılmadan önceki son gece, yıllar evvel babam için işlediğin ilk mendilinle beraber, özenle bavuluma koyduğun bayrağımıza mahçup olmamak...

Hasretin içimde bir köz, duaların ufkumda bir ışık anne...

Ellerinden öperim...

Oğlun... Kazakistan'dan...
 
Geri
Üst