Buyrun buyrun bakın utanmayın =)

biz7du3-6784.jpg



Bak şimdi ne haldeyiz
hangimiz istedi bu seçimi
direnmeler çabalar umutlar nereye kadar
beni benligimden ayıran sen
bak şimdi ne haldeyim
tanıyabiliyomusun sevdigin beni
hatırlaya biliyomusun
verilen sözleri
bak bakta gör özlemimi
bakta gör tükenen ümitlerimi
gör artık sana ait olan yüregimi

.....
 
Seni mutlu edebildiysem ben daha cok memnun olurum rica ederim canim mutluluguna deger :kiss:
 

gozyasi-5.jpg



Bazılarının içine akar gözyaşı

Ağlayamaz onlar...

Gözyaşları olmadığından değil...


Ağlamayanlar değildir;ağlayamayanlardır...

Halbuki o kadar çok isterler ki ağlamayı..

Bağıra bağıra..

Hıçkıra hıçkıra..

Kendini unuturcasına... Ama ağlayamazlar...



Çatlarlar,çatlatırlar yüreklerini de yine ağlayamazlar...

Gözyaşının olduğu yerde “rahmet” olacağını da bilirler

oysa...

Bir damla rahmet için,bin damla yaş dökmeye

hazırdırlar...

Hazırlanırlar...

Ağlayamazlar...



Anlamsız kahkahalar içinde boğulur hıçkırıkları...

Feryâdı yutar,acıyı içlerine çeker onlar!

İsyân,onlara çok yakındır;yanaşmazlar yanına...

Sabır,onları sevmese de sarılmaya çalışırlar...

Alışırlar her yeni duruma...

Durmadan yarışırlar ve savaşırlar kendileriyle...



Bir gülün dibine diz çöküp ağlasa onlar...

Gözyaşlarıyla gülün rengine renk katabilirler belki...

Ama yapamazlar...

“Ya solarsa?” derler...

Solarlar belki;ama soldurmazlar!


Herkes onları “ağlayamaz” sanır...

Çünkü hiç kimse göremez,

içlerine akan yaşları!

İçerde kaynayanı, yananı, içerdekinden gayrısı

bilemez!

Yanaklarından süzülmediği için de kimse silemez

gözyaşlarını...

Yaşlarını da bilemezler..

Çünkü onlar,oldukları yaşta değildirler...


Onlar,birbirlerini tanır;birileri onları tanıyamaz!

Onlar mâşuktur...

Onlar âşıktır...

Onlar darmadağın...

Onlar karmakarışıktır!

Gözyaşları Merhamete Delildir.

Yürek Yanmadıkça Göz Yaşarmaz

 
Eğer
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!!Can Yücel
 
Geri
Üst