2012 Maya Takvimi Kehanetleri

SadmiN

♥ Evli Mutlu Çocuklu ♥
Yönetici
2012 Maya Takvimi Kehanetleri
2012 maya takvimi kehanetleri, nelerdir ?


2012 Kehaneti ve Maya Takvimi Kehanetleri
kehanet1-2ee.jpg

Mayalar, M.Ö 3000 ve M.S 1500 tarihleri arasında yaşadılar. Orta Amerika ve Meksika sınırları içindeki büyük topraklara sahiplerdi. Maya inanışına göre Güneş’in ve Samanyolu galaksisinin merkezlerinin aynı eksende birleşmelerinde yeni bir çağ başlıyor. Mayaların en büyük dikkat çeken keşfi, günümüzde henüz bulunan presesyonu bulmaları. Mayaların presesyon hesabına göre samanyolu galaksisinin merkezinde bulunan karadeliğin 26000 yılda bir belli bir döngüyü tamamladığı ve bu hesaba göre 2012 yılında bu döngü tamamlanıyor. Mayalara göre 2012 yılında yaşadığımız çağ sona erecek ve başka bir yaşam şekline gireceğiz. Anlaşıldığı kadarıyla bu dünyanın sonu değil fakat yeni bir fiziksel değişimin sonucunda ortaya çıkacak olan başka bir yaşam şekli. Dünyanın 4 kez kutup değiştirdiği yeni bulunsada mayalar bunu zaten biliyorlardı. Maya anlayışına göre 2012 yılında insalık yok olmayacak ama yeni çağ başlayacak. Mayaların bilgilerinde 5125 yılda bir gerçekleşen güneş ve galaksimizdeki değişimin son noktasında dünyanın ekseninin kayacağı ve dünya üstünde büyük felaketlerin olacağı bulundu. Bu felaketler daha öncede dünyada 5 kez yaşanmış olarak gözüküyor. Mayalar, ilk kehanetlere Güneş üzerinde çalışarak eriştiler. Güneş sisteminin hareket ettiğini biliyorlardı. Evrenimizin bile kendi çevrimleri vardı. Gündüz ve gece gibi yinelenen periyotlarla başlayıp bitiyordu bu çevrimler. Bu keşifler onları güneş sistemimizin bir elips üzerinde hareket ettiği sonucuna götürdü. Yani güneş sistemimiz galaksiye bir yakınlaşıp bir uzaklaşıyordu. Bir başka deyişle, Mayalara göre Güneşimiz ve onun gezegenleri Hunab-Ku dedikleri galaksi merkezine, galaksinin merkezi ışığına göre çevrimler içerisinde deviniyordu. Bu elips üzerinde güneş sistemimizin bir turu 25,625 yıl sürüyordu. Bir tam çevrime bir galaksi günü adını verdiler. Çevrim gündüz ve gece gibi benzer iki yarıya ayrılıyordu. Merkezi ışığa daha yakın olan yarı, güneş sistemimizin “gündüz”ü, daha uzak olanı ise güneş sistemimizin “gece”si idi. Her gündüz ve gece 12,800 yıl sürüyordu. Diğer bir deyişle, bütün güneş sisteminin Güneşi merkezi galaksiydi.

Mayalar, her büyük çevrimin kendi içinde aynı karakteristik özellikleri taşıyan alt çevrimler barındırdığını da keşfettiler. 25,625 yıl süren bir galaksi günü, her biri 5125’er yıllık beş alt-çevrime ayrılmaktadır. İlk alt-çevrim galaksi sabahıdır. Güneş sistemimiz karanlıktan kurtulup ışığa kavuşmaktadır. İkinci alt-çevrim öğle vaktidir. Güneş sistemimizin merkezi ışığa en yakın olduğu dönemdir bu. Üçüncü alt-çevrim öğle sonrasıdır. Güneş sistemimiz artık güneşten uzaklaşmaya başlamıştır. Dördüncü alt-çevrim gecenin geç saatlerine denk düşer. Güneş sistemimiz merkezi ışıktan en uzak olduğu alt-çevrimdir bu. Beşinci ve son alt-çevrim ise gecenin son saatleri. Güneş sistemimiz son alt-çevriminde iken yeniden doğuş öncesi karanlığı yaşamaktadır. İşte bu son alt-çevrim artık sonuna gelmek üzere olduğumuz alt-çevrimdir.
Maya kehanetleri bize 1999 yılında güneş sistemimizin M.Ö. 3113 yılında başlamış olan beşinci alt-çevrimin sonuna geldiğimizi bildirir. 2012 yılında merkezi galaksi günümüzün doğuşunda bulacağız kendimizi. Bu alt-çevrimlerin başlarında ve sonlarında, yani her 5125 yılda bir, merkezi güneş, yani galaksi ışığı, tüm evreni aydınlığa boğacak kadar çok yoğun ve çok parlak bir ışın gönderir güneşimize. Tüm güneşler ve gezegenler işte bu ışık patlaması ile senkronize olurlar. Mayalar bu patlamayı evrenin 5125 yılda bir vuran kalp atışına benzetmektedirler. Bir çevrimin bitip yenisinin başlamasını bu kalp atışları simgeler. Her bir kalp atışı 20 yıl, yani bir Katun sürmektedir.
Şimdi onların “Zamansızlık Zamanı” dedikleri şeye geliyoruz. Bu kısa ve yoğun bir evrim dönemidir. Ana çevrimlerin içerisinde bizi gerek bireysel gerekse insanlık olarak yeni bir evrim çağına iteleyecek büyük değişikliklerin yer alacağı bir dönem.
Bireysel olarak hepimizi etkileyecek kararlar verme arifesindeyiz. Eğer bu negatif nefret yolunda, göze göz dişe diş yolunda, doğayı mahvetme, korku ve egoizm yolunda gitmeye devam edersek doğrudan yok oluş ve kaos dönemine gireriz. Bu gezegenin başat ırkı olarak yok olup gideriz. Ama eğer büyük bir organizmanın parçası olduğumuzun bilincine varır, birbirimize saygı, gezegenimize şükran duyarsak, o zaman doğrudan pozitif büyüme dönemine, yani Altın Çağ’ımıza ulaşırız. Gezegenimiz, Güneş ve Galaksi bizim kararımızı beklemektedir.
Bu değişim zamanında ne olacağı bize bağlıdır. Bir acı ve yok oluş dönemine mi gireceğiz, yoksa bir sonraki aşamamıza daha yaklaşarak pozitif bir bilinç içinde kendimizi birleşmiş mi bulacağız?

2012 yılında neler olacağına dair mayalardan edinilen bilgilerin özeti ise şöyle:


Bildiğimiz teknolojinin ötesine geçeceğimiz,
Zaman ve paranın ötesine geçeceğimiz,
Dördüncü boyutu geçtikten sonra beşinci boyuta gireceğimiz,
Dünya gezegeninin ve Solar Sistemin Evrenin geri kalanı ile galaktik eş zamanlamaya gireceği, DNA’larımızın galaksinin merkezinden ‘yükseltileceği’ (veya yeniden programlanacağı). (Hunah Ku) Bu gezegendeki herkes mutasyona uğramaktadır. Bazıları diğerlerine gore daha farkındadır. Ama herkes bunu yapmaktadır. 2012 de Solar Sistemimizin düzlemi I Samanyolu Galaksimizin düzlemi ile tamamiyle hizaya girecektir. Bu döngünün tamamlanması 26,000 yıl almaktadır. Virgil Armstrong ayrıca başka iki galaksinin de bizimki ile aynı zamanda hizaya gireceğini söylemiştir. Kozmik bir olay!
Zaman hızlanmaktadır (veya çökmektedir). Binlerce yıldan beri Dünya’nin Schumann rezonansı veya kalp atışı saniyede 7.83’dür. Ordu bunu çok güvenilir bir kaynak olarak kullanmaktadir. Bununla beraber, 1980’den beri bu rezonans yavaşça artmaktadır. Şimdi bu her bir saniye de 12 devirden fazladır. Bu her gün eski 24 saatte göre 16 saatten aza denk gelmektedir.
Apocalypse veya ‘dünyalar arası zaman’ boyunca bir çok insan birçok kişisel değişikliklerden geçecektir. Bu değişiklikler çok fazla ve farklı olacaktır. Bütün bu buraya ne öğrenmek ve ne deneyimlemek için geldiğimizin bir parçasıdır. İlişkilerin bitmesi, yaşanan evin veya yerin değişmesi, mesleğin veya işin değişmesi, davranış veya düşüncelerde değişimler bu değişikliklere örnek olabilir.
kaynak: haberdizi.com
 
Geri
Üst