Abdestin hükümleri ve faydaları

İ

İslami Yazar

Forum Okuru
Abdestin hükümleri ve faydaları
Belli organları usulüne göre yıkamaktır. Dini bir temizliktir. Pekçok şey abdestsiz yapılmaz. Mesela: Namaz kılınmaz, Kâbe tavaf edilmez, Kur'an-ı Kerime el sürülmez. Abdestsiz olduğunu bildiği halde namaz kılan dinden çıkar.


Abdestin hükümleri ve faydaları.jpg



Abdest alınırken mümkünse kıbleye karşı oturulur, "Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya" diye niyet edilir. "Euzü billahi mineş-şeytânir-racim. Bismillâhirrahmanirrahim" denir ve abdeste başlanır.

Abdestte Belli Organları Yıkamanın Hikmeti:

Abdesti bozan sebepler gusülde olduğu gibi, bedenin her tarafı ile ilgili olmadığından, abdestte bazı organlar yıkanır, bazıları da mesh edilir. Özellikle bu organların yıkanması, bunlardan meydana gelen günahların tevbe ve istiğfarın önemine,bir işarettir. Su ile madden temizlendiğimiz gibi, tevbe ile de manen temizlenmemiz gerekir.

Abdest'in Farzları:

Abdestin farzları dörttür:

1) Yüzünü yıkamak

2) Kollarını (dirsekleriyle beraber) yıkamak

3) Başının dörtte birini meshetmek, yani elini su ile ıslatarak başına sürmek

4) Ayaklarını (topuklarıyla beraber) yıkamak

Abdest'in Sünnetleri:

1) Niyet etmek

2) Euzu ve Besmele ile başlamak

3) Evvela ellerini bileklerine kadar yıkamak

4) Bir aza kurumadan diğerini yıkamak

5) Ağzına ve burnuna üç kere su vermek

6) Kulağını mesh etmek

7) Parmaklarını hilallemek, yani bir elin parmaklarını diğer elin parmakları arasından geçirip çekmek

8) Azaları üçer kere ve sırasıyla yıkamak

9) El ve ayaklarını yıkamakta parmak uçlarından başlamak.

Abdest alınırken okunacak birçok dua omakla beraber üstün olanı besmele çekip şehadet getirmektir.


Abdestin Mekruhları :

1)Sağ elle sümkürmek

2) Abdest azalarından birini üç defadan fazla veya eksik yıkamak

3) Suyu yüzüne çarpmak

4) Güneşte ısınmış su ile abdest almak

5) Suyu çok az kullanmak veya israf etmek

6) Abdest alırken konuşmak

7) Sünnetlerini terk etmek

Abdesti Bozan Şeyler :

1) Önden ve arkadan çıkan idrar, meni, gaita gibi çeyler

2) Vücuttan kan, irin ve su akmak

3) Ağız dolusu kusmak

4) Delirmek

5) Sarhoş olmak

6) Bayılmak

7) Arkadan yel çıkarmak

8) Uyumak

9) Namaz içinde başkası işitecek şekilde gülmek

Sağlık Bakımından Abdestin Hikmetleri:

Abdestin manevi yönden birçok yararı olduğu gibi, maddi yönden de pekçok hikmet ve faydalar vardır. Abdest alan bir müslüman temizliğe riayet etmiş ve birçok hastalıklardan kendisini korumuş olur. Abdestin dolaşım sistemine ve korunma sistemine çok büyük faydası vardır. Abdest suyu sıcaksa damarı genişleterek, soğuksa daraltarak, damarların esnekliğini sağlar. Küçük yaştan beri devam ettiğimiz abdest, hem damar sertliğine hem de bunamaya karşı büyük bir etken olduğu ilgililerce söylenmektedir. Özet olarak abdest, bizim bütün hastalıklarla mücadelemizi sağlayan ilahi bir nimettir.

Bütün dünya yıkanmayı İslam'dan henüz öğrenmeye başladı. Kendilerini medeni sayan milletler ancak 80 seneden bu yana yüz yıkamaya, banyo yapmaya başladılar.

Öyleyse, bir gün gelecek inanmayanlar bile bütün bu faydalarından dolayı abdest almayı taklid edecekler. Onun için biz abdest almayı hiç bırakmayalım. Selam ve dua ile.
 
Cenâb-ı Hakk âyet-i kerimesinde mealen: Ben insanları ve cinleri ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım. buyurmaktadır. Yüce Rabbimiz böyle buyurduğuna göre, Allah-ü Teâlâ’ya imanı olan her mümin yaradılış gayesine uygun olarak hareket etmeye gayret etmek mecburiyetindedir.


Binaenaleyh yüce dinimizin hükümlerine göre, üzerine terettüb eden vazifeleri, her türlü ibâdât-ü tâatı elinden geldiği, gücünün yettiği nispette ve hassasiyetle yerine getirmeye çalışmalıdır. Bütün bunları yerine getirirken de evvela ibadete bilhassa namaz ibadetine hazırlık yapması lazımdır. İşte taharet ve abdest, hem ibadete hazırlık hem de ibadetlerin makbûliyetine sebep olan hususlardandır.

Fakat maalesef zamanımızda birçok insan değil birçok müslüman bu hususlara riayette gafil olduğu dolayısıyla kıldıkları namazlarında makbûliyyetinin şüpheli olduğu bir hakikattir. Nitekim Peygamber Efendimiz(sav) Hadîs-i Şeriflerinde: Bevilden sakınınız. Çünkü kabir azabının ekserisi bevildendir. buyurmaktadırlar.
 
Şimdi fıkıh kitaplarında uzun uzadıya bahsedilen bu hususları mümkün olduğu nispette kısa ve anlaşılır olarak izah etmeye çalışacağım. Taharet; necasetten veya abdestsizlik ten temizlenmektir. Taharetin kısımları olan İstincâ; ön veya arkadan çıkan necaseti temizlemektir. İstibrâ;Erkeklerin idrarlarını akıttıktan sonraki yaptıkları temizliktir. İstinkâ; Ön ve arka temizliğinde hassas olmak, mübalağa yapmaktır. Taharet için önce çoraplar çıkarılıp, pantolonun paçaları yukarı sıvanır ve tuvalete sol ayakla girilir.


Girerken şu duâ okunur: Allahümme uuzü bike minel hubsi vel habais Manası: Maddî ve mânevî pisliklerden sana sığınırım Allah’ım. demektir.

Büyük hacet mümkünse sola meyilli oturularak giderilir. Necâsetin gelmesi kesildikten sonra taharete başlanır. Evvelâ sol ele tuvalet kağıdı alınarak necasetin çıktığı yer kuru olarak silinir. Bu esnada evlâ olan elin arkadan dolaştırılması dır. Önden uzatmakta da beis yoktur. Sonra sol ele su dökülerek necasetin çıktığı mahal bilhassa orta parmak kullanılarak iyice yıkanır. Sonra idrar temizliğine başlanır. Erkeklere mahsus olarak önce idrarın çıktığı yer öne doğru birkaç defa sıvazlanır. Böylece kalan idrar tamamen boşaltılır.
 
Sonra su ile yıkanır ve tuvalet kağıdı veya temiz bir bezle kurulanılır. Sonra çamaşıra değdirmeden idrar yolunda kalan son damlanın da temizlenmesi yapılır. Buna istinkâ denir ki buda yürümek, koşmak, öksürmek, sallanmak, yatmak ve fitil kullanmak suretiyle muhtelif şekillerde yapılabilir. Nitekim Tıbbı Nebevî isimli eserde Hz.Ali(kv) Efendimiz’in pamukdan fitil yaparak bu hususta çok hassas davrandığı beyan edilmektedir.

Daha sonra tuvaletinde temizliği yapılarak sağ ayakla çıkılır ve çıkarken de şu duâ okunur: Elhamdülillahillazi ezhebe annel eza veafani min zalike.
Manâsı: Bana ezâdan âfiyet veren ve benden ezâyı gideren Allâh(cc)’a hamd olsun. demektir.

Tahâret adâbıyla alâkalı olarak şu hususlarda çok mühimdir. Hacet giderirken ön veya arka tarafın kıbleye doğru gelmesi ve özürsüz olarak ayakta su dökmek mekruhtur. Erkeklerin idrarın tam kesildiğine kalbi mutmein olmadıkça abdeste başlaması câiz değildir. Helâda konuşulmaz, selâm alınmaz

Mazeretsiz olarak avret mahalline ve necasete bakılmaz. Helaya tükürülmez ve sümkürülmez. Helada vücut ile oynanılmaz. İhtiyaç giderilip işi bitince mümkün olduğu nispette çabuk çıkılır. Hasta erkek ve kadına ancak nikahlısı taharet yaptırabilir. Nikahlısı bulunmayan hastalardan taharet sakıt olur(yani düşer). Böyle bir kimse abdest veya teyemmüm aldıktan sonra taharetsiz olarak namazını kılabilir.
 
Abdest hususuna gelince; önce besmele çekilip niyet edilerek abdeste başlanır. Her birerimizin malumu olan, küçüklüğümüzden beri ilmihal kitaplarından da öğrendiğimiz şekli ile abdest alınır.
Abdest esnasında da şu hususlara riayet edilmesi İcab eder.

Eller yıkanırken parmak araları hilallenir. Ağza su verilirken misvakla veya sağ elin baş ve şehadet parmakları ile dişler temizlenir.
Burna su verirken sümkürme ihtiyacı varsa bu sol elle yapılır.
Yüz yıkanırken alından aşağı doğru su dökülür ve iyice ovalanır.
Kollar yıkanırken su dirseklerden aşağı dökülerek ve ovalanarak yıkanır.
Başa mesh yaparken bilenler için kaplama mesh yapmak efdaldir. Ayaklar yıkanırken de parmaklar arası hilallenir ve her iki ayak sol elle yıkanır.
Abdestte her azayı yıkarken besmele çekmek kelime-i şehadet okumak ve her azayı üç avuç su ile yıkamak sünnettir.
Gereğinden fazla su kullanmak israftır. İsraf ise haramdır. Bilhassa vakıf sularını kullanırken bu hususa daha da dikkat edilmelidir. Abdest alan kişi abdest almakla, günahlarının temizleneceğine inanarak abdest almalıdır. Çünkü Peygamber Efendimiz(sav) Hadîs-i Şeriflerinde abdest alan mü’minin eli, gözü ve ayakları ile işlediği günahlarından temizleneceğini beyan ediyorlar.
 
Yukarıda adabını izah etmeye çalıştığımız taharet ve abdest, namaza ve sair ibadetlere hazırlık olmakla beraber, gerek dînî ve manevî noktadan, gerekse maddi noktadan bizim bildiğimiz bilmediğimiz daha nice hikmet ve fâideleri ihtiva etmektedir. Bu sebepledir ki bu hususta şuurlu mümine düşen vazife, azami derecede hassasiyet göstermektir.


Nitekim asr-ı saâdette bir kabile muallimleriyle beraber Peygamberimize ziyarete gelirler. Fahr-i Kâinât Efendimiz muallim sahabiye sorar: Bu kavim ne gibi güzel bir amel işliyor ki yüzleri çok güzel? Muallim sahâbî: â Resûlellah! Bu kavim taharette çok riayet ediyorlar. diye cevap verir.


İmâm-ı Rabbânî(ks) Hazretleride Mektûbât-ı Kudsîsinde: Biz bu dereceyi Resûlüllah Efendimizin sünnetine tam riayetle elde ettik. Bir gün tuvalete (sol ayak yerine) sağ ayakla girdik de o gün çok büyük kayıplara uğradık. buyuruyor.
 
Geri
Üst