Abidin Dino Sergisi

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Abidin Dino Sergisi
Hem hayatını hem Türk sanatını olağanüstü bir güzelliğe büründürmeyi başaran, çok yönlü bir kültür adamı olan Abidin Dino, bu kez 'birkaç sergilik’ bir çalışmayla anılıyor. Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM) açılan “Abidin Dino: Bir Dünya” adlı sergide kimler yok ki? Ressam Abidin Dino. Heykeltıraş Abidin Dino. Karikatürist Abidin Dino. İllüstratör Abidin Dino. Dekoratör Abidin Dino. Yazar Abidin Dino. Eksiği var, fazlası yok.

Serginin ağırlıklı malzemesi eşi Güzin Dino’nun Sakıp Sabancı Üniversitesi’ne bağışladığı arşiv büyük ölçüde. Dino’nun sanatına ve yaşamına yön veren dünya görüşüne de kaynaklık eden bu arşivde, Marksist öğretiye bağlı bir sanatçının farklı disiplinlerde çoğalttığı bakışıyla göz göze geliyoruz çok defa.

'Eller ve yüzler’
Sergide yer alan resimler başlıklar altında toplanıyor. “Eller” ve “Yüzler”de bu iki imgeye yönelik birbirinden farklı görme biçimleri izleyiciyi adeta büyülüyor. “Adana Resimleri”, ağabeyi Arif Dino ile birlikte 2. Dünya Savaşı’nda sürgüne gönderildiği Adana’yı anlatıyor; Dino’nun 'keskin’ gözünün değdiği, insanları üzerinden yol alınan Adana’yı...

Atom bombası korkusunun yaşandığı 1950’lerin ortalarında Paris’te bulunan Dino’nun, İspanyol ressam Goya’nın “Savaşın Vahşeti” adlı resimlerinden esinlenerek yaptığı bir dizi resmi ise “İşkence - Atom Korkusu” başlığı altında sunuluyor.

Mao’nun Çin devrimine damgasını vuran “Uzun Yürüyüş” adlı eylemi, Dino’nun fırçasında nasıl hayat bulmuş, onu da görüyoruz bu sergide. Sanatçının toplumsal olaylara olan duyarlılığının yansıdığı çalışmalar bu örnekle de bitmiyor. O ünlü “Paris, Mayıs 1968” dizisi sözgelimi; elinde kalemi ve defteriyle sokaklara düşüp Paris’teki öğrenci olaylarının görsel notlarını tutan sanatçının tuvale aktardığı belgesel nitelikli resimler bunlar.

Picasso’nun davetiyle gittiği Güney Fransa’da ürettiği eserler de unutulmuyor sergide. Sanatçı, her ne kadar o dönem geçerli olan soyut sanata dirense de, Antibes’te yaptığı resimlerde bu akımın kapısını araladığını görüyoruz. Bu bölümün en çarpıcı çalışmaları ise hiç kuşkusuz 'seramikler’.

Ve acının resimleri... Dino’nun 100’ün üzerinde desenine döktüğü 'kendi acıları’... Büyük bir mizahla ve ironiyle... O kadar ki ölümle bile dalgasını geçebiliyor Dino; ölüm tarihi olan 1993’te çizdiği desenlerinde, hastane odasında, serumların arasında... Ölümle eğlenen sanatçı!

Sergiden ayrılırken, konsept ve kurgu ekibinde yer alan Ferit Edgü’ye hak veriyor izleyici... “Erken uyanmış ve tüm yaşamı boyunca hep uyanık kalmış bir sanatçı”; Abidin Dino! Sergi 27 Ocak’a kadar izlenebilir

Üç dilin aynı anda konuşulduğu ev
04122007040428.jpg



Sanatındaki çeşitliliğin şifreleri, Dino’nun hayat hikayesinde kırılıyor, bir bir. Önce Cenevre, ardından Fransa, sonrasında Türkiye’de devam eden 'çokkültürlülük’ ve 'çokdillilik’ önemli ipuçları veriyor. Öyle bir ev ki Dino’nun büyüdüğü; sanat, aile içi sohbetlerin vazgeçilmez konusu... Mihmandarları ise ağabeyleri; Arif, Ahmet, Ali... Sonra Rumca, Fransızca, Türkçe aynı anda konuşuluyor bu evde; bir yandan Mevlana diğer yandan Rousseau okunuyor. Bu iç içeliği şöyle anlatıyor Dino, “Kısa Hayat Öyküm” adlı kitabında:

“İki yaşam biçimi, iki uygarlık, iki kültür, iki felsefe. Bunları bir tür mutlulukla yaşadığımı itiraf etmeliyim. Niçin yalan söyleyeyim herhangi bir iç çatışma söz konusu olmadı benim için. İki karşı kutbu kolaylıkla bir araya getirme yeteneğim var, kuşkusuz bunda çok sayıda dil konuşmamın yardımı da oluyor. Bu çok dillilik sanırım resmimde de var.”



Dino’nun gözünden 1966 Dünya Kupası

Abidin Dino’nun sinemacı yanına vurgu yapan belgeselleri ekranlarda kesintisiz gösteriliyor. Bunlardan biri olan “Goal!”, serginin en dikkat çekici materyallerinden biri. İngiltere’de düzenlenen 1966 Dünya Futbol Şampiyonası’na dair bir belgesel bu. Kullandığı sinema dilinde bile Dino’ya özgülük göze çarpıyor. Her karenin bir sanatçının ellerinden çıktığı ilk bakışta seziliyor. Dino’nun bu belgesel için hazırladığı çizimler de sergide yer alıyor.


Milliyet
 
Geri
Üst