Ah Tamara!(böyle bir aşk yok!)

sılam_nisa

Hamiş Melek
Ah Tamara!(böyle bir aşk yok!)
DSCN1289.JPG-1a8.jpg

Van'ın Gevaş İlçesinin Van Gölü'nün ortasında 1092 senelik bir geçmişe sahip olan restorasyonu tamamlanarak geçtiğimiz yıl açılışı yapılan tarihi "Akdamar Kilisesi"ni az çok herkes bilir. Van şehrinin simgesi haline gelen tüm gizemini ve dilden dile dolaşarak o acıklı mı acıklı efsanesi koruyarak günümüze kadar geldi. Benimde kulağıma gelen ve okuduklarımla öğrenmeye çalıştığım Akdamar Adası'nın hikayesini birde ben anlatayım size.. Hani yolunuz belki düşer diye..
Geçmiş zamanda üzerinde keşişlerin yaşadığı koca bir manastırın olduğu hiç kimselerin çıkmasına izin verilmediği badem ağaçlarıyla dolu bir ada varmış. Bu adada yaşayanlar kimseyle görüşmez o adada kendi hallerindeler miş. Ama bu ada da öyle bir kız varmış ki güzelliği dillere destan, ne ben anlatmaya çalışabilirim nede siz anlarsınız yani hayal bile edemezsiniz. Kıyıya yakın köylerden birinde atletik bir vücuda sahip iyi mi iyi yüzen yakışıklı bir delikanlı varmış. Kendini Van Gölü'nün tuzlu, sodalı ve serin suyuna bırakırmış. Genç bir gün o çok merak ettiği adaya doğru yüzmüş ve sonra atıvermiş kendisini adanın kıyısına derken uzanarak güneşin tadını çıkartmaya başlamış. Genç dinlendikten sonra etrafına bakınırken badem ağaçlarının dibinde badem toplayan "Tamarayı" görmüş. Delikanlı kızı görünce içi cızzz etmiş ve yıldırım aşkı diye tabir edilen o aşka tutulmuş ve sıtma hastalarının bile o kadar titreyemediği şekilde kızın aşkıyla titreyivermiş.
Artık iki genç geceleri keşişlerden gizli buluşuyor birlikte mehtabı, yıldızları ve Van Gölü'nde yakamoz izleme keyfi yaşıyorlarmış. Bu hadise her gece bu böyle devam etti herkes inzivaya çekilince güzeller güzeli Tamara eline bir fener alarak delikanlıya işaret veriyor ve delikanlıda gece vakti kulaçlarını ada'daki ışığa doğru atarak Tamara'sı ile kavuşuyormuş. Daha sonrası ise filmlere, kitaplara konu olacak bir son. Keşişler den birinin kızı babasına bu hadiseyi ihbar etmiş. Tekrar karanlık çöküyor el ayak çekilince delikanlı kıyıdan adaya bakıyor. Ama öyle bir fırtına var ki sormayın gitsin dalgalar neredeyse bir insan boyu. Tamara bakmış ki durum tehlikeli yakmamış feneri. Hadiseyi bilen keşiş bu durumu fırsat bilip bir fener kapıp çıkmış ada'nın kıyısına. Delikanlı da feneri görmenin mutluluğu ile fırtınaya ve dev dalgalara aldırmadan adaya doğru kulaç atmaya başlamış genç kulaç attıkça fenerin yeri değişiyor ona göre gençte rotasını değiştiriyormuş. Keşiş böylece bütün adanın etrafında feneri dolaştırmış durmuş ve dermanı kalmayan delikanlı artık dalgalarla boğuşamamış ve bitik düşerken "Ahh Tamara!..! "Ahh Tamara!.." çığlıkları hem adayı hem de Van Gölü ve kıyılarında öyle bir yankılanmış ki Tamara da herkes gibi bu çığlıkları duymuş ama yetişememiş sevdiği boğulurken oda dayanamamış ve atlamış suya efsaneye göre Van Gölü'nün serin sularının dibinde buluşmuşlar.
İşte bu hadiseden sonra "Ah Tamara" denilmeye başlanan ada zamanla Akmadar'a dönüşerek Akdamar Adasına ve kiliseye ismini vermiş.
 
Geri
Üst