Anne sütü bankası nedir?

Uzman SühaN

Administrator
Anne sütü bankası nedir?
anne sütü bankası nerelerde var,anne sütü bankacılığı,anne sütü bankacılığı günahmıdır,anne sütü bankacılığı hakkında bilgiler

Anne sütü bankası aslında çok fazla konuşulan ama elbette asla yapılamayacak bir adımdır. Bu yurt dışında bazı ülkelerde yapılsa da bizim hem dinimize em de örf ve adetlerimize karşı gelen bir durumdur. Dolayısı ile bizim dinimizde bulunan süt kardeşliği bu kanunun çıkması ile neredeyse içinden çıkılmaz bir hale gelir ve kimin kiminle süt annesi olduğunu bir türlü bilemez.



Süt anneliği demek bir annenin diğer annenin bebeğini emzirmesi ile olur. Bazen kadınlarda sütün yetmemesi ya da bebeğin yeterince beslenememesi durumlarında gerek duyulan süt anneliği eski zamanlarda çok daha fazla yaygın olarak kullanılırmış. Bu durumda emen bebeğin ikinci annesi olarak diğer meme veren kadın olarak tanımlama yapılmış ve kan bağı olması yani süt bağı onları bir nevi akraba olarak birleştirmiştir. Dolayısı ile süt annenin kızı ile ya da oğlu ile evlenmek dinimizce yasaklanmıştır.

s.jpg





Bu nedenle Türkiye’de anne sütü bankası asla gerçekleşemeyecek bir adımdır. Genel anlamda bakıldığında çok faydalı gibi görünebilir ama dini açıdan kabul edilemeyecek bir durumdur. Bu daha önce de gündeme gelmiş ve yapılan açıklamalar ile birçok kadın zaten sıcak bakmamaya başlamışlardı


Süt Kardeşliğinin Dinî Boyutu

Kur'an-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde süt kardeşliği ile ilgili hükümler açıkça bildirilmiştir.

Kur'an-ı Kerim'de süt yoluyla oluşan akrabalık ile ilgili hüküm şu şekildedir:: ''Ey mümin erkekler, şunlarla nikâhlanmanız haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, sütkız kardeşleriniz, kayınvalideleriniz, kendileriyle zifafa girdiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Fakat zifafa girmediğiniz eşlerinizin kızlarını nikâhlamanızda beis yoktur. Keza öz oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi nikâhınız altında birleştirmeniz de haram kılındı. Ancak daha önce geçen geçmiştir. Çünkü Allah Gafur ve Rahimdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur) (Nisa, 4/23).

Bu ayette yedi sınıf bayan zikredilmiştir. İster nesep isterse süt kardeşliği yoluyla olsun bu zikredilenlerden biriyle bir Müslüman erkeğin evlenmesi kesinlikle haramdır. Bu hususta alimler arasında ittifak vardır.1

Bu zikredilenlerin dışındaki süt emme yoluyla olan akrabalıklar ve onlarla evliliğin hükmü ise hadis-i şeriflerle sabit olmuştur.

Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmelüttehaya) "Nesepten haram olan sütten de haram kılınmıştır." buyurmaktadır.2

Hz. Hamza'nın kızı ile evlenmesini teklif edenlere, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) "O'nun (Hz. Hamza) kızı bana helal olmaz. Çünkü o, benim süt kardeşimin kızıdır" buyurmuşlardır.3

Yine bu konu ile ilgili bir başka rivayet de şu şekildedir: Ukbe bin Hâris bir kadınla evlenmişti. Bir başka kadın gelip: "Ben Ukbe'yi de, evlendiği kadını da emzirmiştim." dedi. Bunun üzerine Ukbe derhal Medine'ye geldi ve Peygamberimize sordu. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): O kadınla evlilik hayatını nasıl devam ettirebilirsin? diye ikazda bulundu. Bunun üzerine Ukbe o kadından ayrıldı ve kadın başka biriyle evlendi.4

Süt yoluyla olan akrabalık ve mahremiyet hükümleri ile ilgili olarak bir başka rivayet de Hz. Aişe'den gelmektedir: Ebu'l-Kuays'ın kardeşi Eflah, örtünmeyi emreden ayet indikten sonra Hz. Aişe'nin yanına girmek için izin istemişti. Bunun üzerine Hz. Aişe: "Allah'a yemin olsun, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'dan izin istemedikçe ben ona izni vermeyeceğim! Çünkü beni Ebu'l-Kuays değil onun hanımı emzirdi!" dedim. Derken yanıma Efendimiz (Aleyhissalatu vesselam) girdiler. "Ey Allah'ın Resulü" dedim, Ebu'l-Kuays'ın kardeşi Eflah yanıma girmek için izin istedi. Ben sizden sormadıkça izin vermekten imtina ettim!" dedim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Amcana izin vermekten seni alıkoyan sebep ne?" buyurdular. Ben: "Ey Allah'ın Resulü!" dedim. Beni emziren erkek değil. Beni onun hanımı emzirdi" dedim. Resulullah yine: "Sen onun girmesine izin ver. Zira o senin amcandır, Allah iyiliğini versin" buyurdular. (Urve devamla der ki): "İşe bu sebeple Hz. Aişe (ra): "Neseb sebebiyle haram kıldıklarınızı süt emme sebebiyle de haram kılın!" derdi"5

Zikredilen ayet ve hadislerden hareketle İslam âlimleri süt yoluyla olan akrabalığın neseple olan gibi kabul edildiğinde ittifak etmiştir. Sahabe ve tabiinden pek çoğuna; Hanefî, Malikî ve Hanbelî (bir görüşe göre) mezheplerine göre; yani cumhur-u ulemâ nazarında sütün azı da çoğu da aynıdır. Dolayısıyla bir çocuğun süt emme müddeti içinde bir kadının memesinden ya da sağılmış bir kaptan bir damlacık süt emmesi ve emdiği bu sütün ağzından ya da burnundan midesine ulaşmış olması yeterli sayılmaktadır. Zira ayette "emziren anneleriniz" buyurularak haramlık mutlak olarak herhangi bir kayıt konulmaksızın süt emmeye bağlanmıştır. Dolayısıyla sütün azı da çoğu da aynı hükme tâbidir. Süt yoluyla olan akrabalığın neseple olan ile aynı hükümde olduğunu bildiren hadiste ayette bildirilen hükmü teyid etmektedir. Şâfî ve Hanbelî'ye göre ise, bir çocuk süt emme müddeti içinde bir kadının memesinden farklı zamanlarda beş defa doyuncaya kadar emerse süt bağı husûle gelir.6

Süt yoluyla olan akrabalıkta kimler arasında evlilik yapmanın haram olduğu "emenin emzirene nefsi haram, emzirenin emene nesli haram" ifadesiyle formüle edilegelmiştir. Yani emen çocuk öz annesi tarafından hiç kimseyi sütanneye bağlamış olmaz, ama ona bağlandığı için kendisi onun bütün çocuklarına bağlanmış ve onların hepsiyle kardeş olmuş sayılır.

Diğer taraftan İslam hukuku dışındaki hukuk sistemlerinde süt kardeşliği ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. Ülkemizde yürürlükte bulunan hukuk sisteminde de süt yoluyla oluşan mahremler arasında evliliği yasaklayan bir durum söz konusu değildir. Bundan hareketle diyebiliriz ki; süt kardeşliğini evlilik için engel olarak görmeyen bir sistemin, süt bankaları kurup, buradan doğacak kardeşliği doğru şekilde tespit etmesi mümkün gözükmemektedir. Bu karışıklıklara çözüm olarak künye uygulaması ileri sürülse de Türkiye'de henüz basit sağlık istatistikleri bile tam olarak tutulup istenilen veriye kolaylıkla ulaşılamazken anne sütü verici ve alıcı kayıtları ne kadar güvenilir olacaktır? Bir diğer dikkat çekilmesi gereken nokta da konuyla ilgili olarak İslam Konferansı'na bağlı Fıkıh Akademisi'nin 1985'te süt bankalarının caiz olamayacağına dair yaptığı açıklamadır. Bu hükme varan âlimlere göre bu türden banka uygulamaları karmaşık sütkardeşlikleri husûle getirir ki; bu da dinî açıdan son derece problemli bir durumdur. Zira İslâm dinine göre sütkardeşlerin birbirleriyle evlenmeleri, öz kardeşlerin evlenmeleri gibi haramdır. Dinin bu yasağının bildiğimiz veya bilemediğimiz pek çok hikmetleri söz konusudur. Bu hikmetlerin hem ilmî-ahlakî hem de sosyo-psikolojik pek çok boyutu bulunmaktadır. Bunların keşfi, ilim ve teknolojinin gelişmesi parelelinde bu hususu titizlikle araştıracak ilim adamlarının gayretlerine emanettir.

Şimdi süt yoluyla husûle gelen akrabılığı mevcut genetik bilgiler açısından ele alıp yorumlamaya çalışalım.
 
Geri
Üst