Anne ve babanın çocuklarına görevleri

  • Konbuyu başlatan İslami Yazar
  • Başlangıç tarihi
İ

İslami Yazar

Forum Okuru
Anne ve babanın çocuklarına görevleri
Çocuk terbiyesi ana rahminde iken başlar. Embriyonun oluşmaya başladığı andan itibaren ebeveynlerin hareket ve davranışları dünyaya gelecek bebeğin karakterinin oluşumuna doğrudan etkiliyor. Ne kadar çocuk var ki, doğup büyüdükleri ortam ve ebeveynlerin sorumsuzluğu yüzünden göz açtıkları andan mutsuz olurlar. Annenin yediği besinlerin, dinlediği müziklerin, okuduğu kitapların, gördüğü olayların kısacası çevresinde meydana gelen her şeyin yeni doğacak bebeğe etkisinin olduğu inkar edilemez. Sağlıklı nesiller yetiştirmek, çocuklarımızı güzel geleceğe hazırlamak istiyorsak çocuk terbiyesinin ana rahminde başladığını unutmamalıyız.



Anne ve babanın çocuklarına görevleri.jpg



Ana-baba eğitime ayırdığı zamanı kendi kişisel manevi yaşantılarından ve diğer kişisel çalışmalarından öne çekmelidirler. Çocuklara Allah inancının öğretilmesi, onların kalplerine iman fikrinin yaş ve bakış açısı seviyesine uygun nakşedilmesi babanın maddi-manevi feyzlerinden önemli olduğu gibi, bir çok kişisel görevlerinden de önemlidir. Anne için imtihan hamilelik döneminin ilk günlerinden itibaren başlar. Her anne kendi ruh dünyasında çocuğun aldığı havada bile kendi hissesinin olduğu kanaatini taşıyor. Çünkü onun yediği bir lokma ekmek, içtiği bir yudum su karnında bölünür ve her ikisinin de gıdası olur. Sonraki dönemlerde onu, sırtında bazen kucağında yine anne taşır. Unutmamak gerekir ki, evlat Allah'ın insana verdiği bir emanettir ve vakti geldiğinde de geri alacaktır. Eğer ona iyi bakılır, güzel terbiye yapılır ve başkalarına faydalı insan olarak yetiştirilirse; imtihan kazanılmış olur.


İslam dini, çocuklar hakkında anne-babaya üç önemli görev yüklemiştir: güzel isim koymak; iyi eğitim vermek; Zamanı geldiğinde onu evlendirmek. Bu görevleri çok iyi anlamak gerekir. Çünkü bu görevler bütün bir hayatı kuşatır. Buna göre hekimlerin beşikteki bebeğe gıda takvimi uyguladıkları gibi, ana-baba da çocuklarının yaş ve idrak seviyelerine göre hayat boyu eğitimlerine dikkat etmelidir. Onu evlenme yaşı gelince eşini seçmede rehber olmalı, yol göstermelidir. Çocuğu terbiye etme konusunda da onunla aradaki mesafeyi korumak önemli esaslardan biridir. Bir taraftan vakar ve ciddiyet muhafaza edilirken, diğer taraftan onun dertlerini ve sevincini paylaşmak da çok önemlidir. Çocuklarımıza güzel terbiye vermek için belli hususlara dikkat etmeliyiz.


Tüm sözlerimizin, davranışlarımızın, hatta hayat yoldaşımızla sohbetlerimizin ve her türlü ilişkilerimizde esas konusunu sonraki dönemlerde çocuğun bilinçaltına yerleştirmek istediğimiz konular teşkil etmelidir. Elbette, her bir evde dünyaya ait işlerden, yaşamla ilgili meselelerden de bahsedilmektedir. Ancak çocuğun yanında bu konulardan söz ederken onu hep dikkate almak gerekir. Üstelik mümkünse, ebeveynler ve yetişkinler onun yanında ona ilgisi ve faydası olmayan şey hakkında konuşmamalı ve olumsuz etkileyen konulardan asla söz açmamalıdır. Belli bir dönemde onun ruhunda ve kalbinde filizlenip büyüyecek hususlar hassasiyetle seçilmeli ve o, gücü yetmeyen meselelerle karşı karşıya getirilememeli. Evde, işyerinde, kısacası yanımızda oldukları zaman dilimizden çıkan her sözde, her hareketimizde dikkatli olmalıyız. Onların yanında her sözümüz, her sohbetimiz imkan dâhilinde Allah, Ona iman, Onun nimetleri ve İslamiyet hakkında olmalıdır.


Bu başlık altında çocuklarda merhamet ve şefkat duygusunun geliştirilmesi, onların bir merhamet timsali olarak yetiştirilmesi konusuna değinmek istiyoruz. Bu konuda da yine en etkili yöntem örnek olmaktır. Özetle, çocuğa yaşına kadar verilen dini ve milli eğitim-terbiye rüşt yaşı sayılan on beş yaşına kadar kademe kademe artırılarak devam ettirilmeli ve mutlaka yaşa-başa uygun olmalıdır. Selam ve dua ile.
 
Geri
Üst