aşkına üşüyorum

FiRaRi_MeLeK

Daimi Üye
Üye
aşkına üşüyorum
Sıradışı bir yaşamdı seni sevmekle başlayan
Gözleri acıyandık bakarken uzaklara
Bir varmış bir yokmuşla başlayan bir masalın
kahramanlarıydık
Belki asırlar sonra Leyla ile Mecnun’un
yitik ruhlarıydı vücutlarımızda can bulan
Duymadığımda seslenmediğinde kulaklarımdaki
çığlıktı ölüm

Ve biz sonunda sobeledik ölümü en tatlı haliyle

Çengelli iğnenin ucuna asanlardık yüreklerimizi
Ve kan damlarken sevdayı yudum yudum içenlerdik
Boşverenlerdik herşeye, sevdanın yeni şekline
bürünenlerdik

Yasaktın bana, yasaktım sana
Sona ermiş görünen ama asla son olduğu bilinemeyen
bir olguydu yaşayamadıklarımız
Sen vardın ben ise yokluktum
Adımız aşktı bizim, adımız hüzündü
Kimsenin anlayamayacağı, bir paranteze sıkışmış
kalan
noktalama işaretlerinin artık hükümsüz olduğu bir
sevdaydı adımız


Şizofrenliğimin aykırılığı kadar aykırıydı sevdamız

Oynadığımız körebe oyununda ebe olanlardık,


bir türlü sobeleyemediğimiz geleceğimizle


Bakışlarla konuşanlardık, ukala ses dalgalarının


inadına


Yüreklerimizle görenlerdik, gören gözlerin aksine


Ve biz kelimelerle sevişenlerdik tensel yakınlığı göz

ardı ederek

Ne çok sevdin beni
ne çok sevdim seni

ne olduğunu anlamadan açılan sevda parantezimiz,

yine ne olduğunu anlamadan kapandı


Üç noktalarla devam etmek istedikçe,
inadına tek nokta oluyor artık cümlelerimizin sonları
Devrik hayatlarımız gibiydi cümlelerimiz de
düz bir hayattı oysa istediğimiz


Belki de devrikliğiydi cümlelerimizin, hayatımızı
anlamsızlaştıran

Gittiğinde, kal diyemeyendim, iki damla gözyaşını
saklayandım senin için gecelere
Gittiğimde kal diyemeyendin yaptığın en zor seçimle
Aşkına üşüyorum sessizce şizofrence
'Seni sevmek sevgili, seni özgür bırakmaya razı
olmaktı'
 
Geri
Üst