ASLA Tek Renk Kalmayın !
Bizi biz yapan, diğer insanlardan ayıran bazı
özelliklerimiz vardır...
Kimi neşeli ve konuşkandır, kimi ise ağırbaşlı,
şimdinin denilenlerinden..
Kimi çekingen ve utangaçtır, kimi ise heyecanlı
ve atak...
Bazı insanlar son derece sakin ve uysal iken bazı insanlar da her an patlamaya hazır bomba gibi dolaşır
ortalıkta...
İşin en zor yanı da insanın kendini tarif etmesidir.
Kendinizi tanıtırken de adınız, soyadınız, doğum
yeriniz, tarihiniz yani konuya en hakim olduğunuz
cümleler biter ve kalakalırsınız...
Bu kadarcık söz, tanıtmaya yeter mi insanı? Öyle
çok özellik, zevk, alışkanlık, hayat görüşü ve renk
varken nedense insanın aklına, kendini tanıtacağı
birkaç kelime bile gelmez...
Ben insanları renklere benzetirim... Kırmızı, Beyaz,
Mavi, Yeşil, Sarı, Turuncu, Gri, Kahverengi, gibi
renkler vardır ya hani?.. İşte insanlar da öyle
renk renktir bana göre.
Kırmızı bana heyecanlı, çoşkulu, maceraperest,
gözüpek insanları çağrıştırır. Kafasına koyduğunu
yapan, biraz asi ruhlu. Yaptığı herşeyi tutkuyla,
aşkla yapan insanlar, arzuları limitsiz...
Beyaz ise eğitim, kültür veya bilim alanında uğraşan
insanları anımsatır. Olgun, anlayışlı, dostlukları
güvenilir ve sırdaş insanlar da beyazdır benim
için. Tatlı bir masumiyeti, engin bir bilgeliği
bulurum beyazlarda...
Yeşil ise doğa tutkunu insanları çağrıştırır.
Doğaya aşık, doğal ve merhametli insanlar
aklımda nedense hep yeşildir. Koruyucu ve
kollayıcılardır aynı zamanda...
Sarı, şefkate, korumaya ihtiyacı olan insanları
hatırlatır... Yaşlılar, sokak çocukları,
kimsesizler, evsizler barksızlar sarıdır,
ilgisiz sevgisiz kalmışları düsündürür,
bir de şefkate muhtaçları...O yüzden kendi
zayıflıklarımızı, zaafiyetlerimizi de sarı görürüm..
Kendi ruhumdaki renklerin dünyasında geziyorum.
Tek Renk Kalmayın
Bizi biz yapan, diğer insanlardan ayıran bazı
özelliklerimiz vardır...
Kimi neşeli ve konuşkandır, kimi ise ağırbaşlı,
şimdinin denilenlerinden..
Kimi çekingen ve utangaçtır, kimi ise heyecanlı
ve atak...
Bazı insanlar son derece sakin ve uysal iken bazı insanlar da her an patlamaya hazır bomba gibi dolaşır
ortalıkta...
İşin en zor yanı da insanın kendini tarif etmesidir.
Kendinizi tanıtırken de adınız, soyadınız, doğum
yeriniz, tarihiniz yani konuya en hakim olduğunuz
cümleler biter ve kalakalırsınız...
Bu kadarcık söz, tanıtmaya yeter mi insanı? Öyle
çok özellik, zevk, alışkanlık, hayat görüşü ve renk
varken nedense insanın aklına, kendini tanıtacağı
birkaç kelime bile gelmez...
Ben insanları renklere benzetirim... Kırmızı, Beyaz,
Mavi, Yeşil, Sarı, Turuncu, Gri, Kahverengi, gibi
renkler vardır ya hani?.. İşte insanlar da öyle
renk renktir bana göre.
Kırmızı bana heyecanlı, çoşkulu, maceraperest,
gözüpek insanları çağrıştırır. Kafasına koyduğunu
yapan, biraz asi ruhlu. Yaptığı herşeyi tutkuyla,
aşkla yapan insanlar, arzuları limitsiz...
Beyaz ise eğitim, kültür veya bilim alanında uğraşan
insanları anımsatır. Olgun, anlayışlı, dostlukları
güvenilir ve sırdaş insanlar da beyazdır benim
için. Tatlı bir masumiyeti, engin bir bilgeliği
bulurum beyazlarda...
Yeşil ise doğa tutkunu insanları çağrıştırır.
Doğaya aşık, doğal ve merhametli insanlar
aklımda nedense hep yeşildir. Koruyucu ve
kollayıcılardır aynı zamanda...
Sarı, şefkate, korumaya ihtiyacı olan insanları
hatırlatır... Yaşlılar, sokak çocukları,
kimsesizler, evsizler barksızlar sarıdır,
ilgisiz sevgisiz kalmışları düsündürür,
bir de şefkate muhtaçları...O yüzden kendi
zayıflıklarımızı, zaafiyetlerimizi de sarı görürüm..
Kendi ruhumdaki renklerin dünyasında geziyorum.
Son düzenleme: