ATATÜRK ' e göre..

M

minerwa

Forum Okuru
ATATÜRK ' e göre..
KİTAP OKUMAK


“Bir gün Atatürk, tarihle ilgili bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki, çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü yurt sorunu dururken devlet başkanının kendini kitaba vermesi Vasıf Çınar’ın biraz canını sıkmış olacak ki Atatürk’e şöyle dediğini duydum :
“- Paşam,tarihle uğraşıp kafanı yorma. 19 Mayısta kitap okuyarak mı Samsun’a çıktın?”
Atatürk, Vasıf Çınar’ın bu içten yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi :
“- Ben çocukken fakirdim.İki kuruş elime geçince bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım...” (Atatürk’ün Uşağı CEMAL GRANDA)




HERKESİ DİNLEMEKTEN ZEVK ALIRIM


Yakınlarından biri sorar:

“-Sanki ihtiyacınız varmış gibi herkesin düşüncesini bu kadar gayretle sorup anlamanızdaki amaç nedir? Size ne yararı olabilir ?

“- Ne düşündüğünü anlamaya çalıştığım kimselerin düşünceleri benimkilerin aynısı ise alâ... Düşüncelerim daha güç kazanmış olur. Yok, eğer benimkinin aynı değil de farklı ise gene mükemmel, fena mı? Ben de çeşitli fikirler elde etmiş olurum. Aynı zamanda kendimi her iki durumda da kazançlı kabul ediyorum. Dikkat ettim. Bazen hiç olmadık adamlardan çok şeyler öğrenmişimdir. Hiçbir kanıyı küçük görmemek gerekir. En sonunda kendi düşüncemi uygulasam bile, herkesi ayrı ayrı dinlemekten zevk alırım...”

( Atatürk’ten Yazılanlar, MUHTEREM ERENLİ)



DEVRİM İLKELERİNE BAĞLILIK


Meclis kürsüsünden sesleniyor:

“Alacağımız kararlarda halkın eğilimlerini elbette göz önünde tutacağız. Kesinlikle bu eğilimlere karşı hareket etmeyeceğiz. Fakat, eğer ilkelerimiz söz konusu ise, başımızı veririz, ilkelerimizden ödün vermeyiz...”

Hem büyük bir devrimci olmak, hem de tam anlamıyla demokratik bir meclis çalışması yapabilmek dünyada görülmemiştir. Bu yüzden, devrimin önüne çıkan engeller kararlılıkla aşılmıştır. Bu da kimilerinin onu diktatör diye tanımlamasına yol açmıştır.



ADAM OLMAK DEMEKTİR

CHP’nin kuruluş günleri. Parti tüzüğü tartışılıyor. Sarıklı bir milletvekili sert eleştirilerde bulunur. Ve :



“ Bu asrî (çağcıl,çağdaş) kelimesi de ne demektir ?” deyince;



Mustafa Kemal, başkanlık kürsüsünden öne eğilir ve seslenir :



“ Adam olmak demektir, hoca. Adam olmak..!”



BAYRAK ULUSUN ONURUDUR




10 Eylül 1922. M.Kemal İzmir’dedir. Dinlenmesi için hazırlanan konağa girerken önüne serilmiş Yunan bayrağını görür.
Bu nedir ?”
“Yunan Bayrağı paşam. Bu eve yerleşen Yunan kralı Konstantin,bu taşlığa serilen Türk bayrağını çiğneyerek geçmişti.”
“O, hata etmiş. Ben bu hatayı tekrar edemem. Bayrak, bir ulusun onurudur. Ne olursa olsun yerlere serilemez ve çiğnenemez.”




SÜNGÜLERİN PARLADIĞI YERDE
Yunan Başkomutanı Trikopis, tutsak alınarak M. Kemal’in yanına getirilir. M.Kemal hal hatır sorduktan sonra :
“Eğer, sonuna kadar görevinizi yaptığınıza inanıyorsanız vicdanınız rahat olsun” diyerek nasıl tutsak olduğunu öğrenmek ister.
urumu özetleyen Trikopis :
“Sonunda öyle oldu ki tüfeklerin bile işlemediği bir duruma düşürüldük.O zaman karşımızda süngüler parıldamaya başladı.Arkamız, önümüz, her yerimiz süngü... Böylece iş bitmişti...”
Dedikten sonra sorar:
“Peki, siz savaşı nereden yönetiyordunuz ?”
M.Kemal, dalgın,düşünceli yanıtlar :
“İşte tam o süngülerin parladığı yerde,askerlerin yanındaydım.”


TÜRK ASKERİ



1928 Ağustos’unun son günleri. M.Kemal, Yeni Harfler Komisyonu toplantısından çıkarken yanına gelenler Büyük Utku’nun (30 Ağustosun) yıldönümünü kutlarlar. Onlara şöyle der :
“Zaferi kazanan ben değilim.Bunu, asıl tel örgüleri aşan, savaş alanında can veren, yaralanan, düşmanın üzerine atılarak Akdeniz yolunu Türk süngülerine açan kahraman askerler kazanmıştır. Ne yazık ki, onların her birinin adını Kocatepe’nin sırtlarına yazmak olanağı yoktur. Fakat, hepsinin ortak bir adı vardır : Türk Askeri. Kutlamalarınızı onların adına kabul ediyorum...”




HOCA OLMAK



1923 yılının şubat ayındaki bir konuşmasından:
“Büyük dinimiz,çalışmayanın insanlıkla ilgisi olmadığını bildiriyor. Kimileri çağdaş olmayı dinsiz olmak sanıyorlar. Böyle sananların amacı müslümanların dinsizlere tutsak olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın. Hoca olmak, sarıkla değil, beyinledir...”




BİR TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR



Atatürk,ün kimi sözleri kasıtlı olarak başka amaçlarla kullanılmıştır. Örneğin, Çankırı’da askerlerin koğuşlarını gezerken “Bir Türk, on düşmana Bedeldir” yazısını görür. Askere moral olması için yazılan bu yazının anlamını genç subaya sorar. O da “öyledir “ deyince Atatürk :
“Bir Türk Dünyaya Bedeldir” şeklinde düzeltir.
Bu, yoktan var edilen bir ulusa, onun bireylerine duyulan sevginin,vurucu bir anlatımıdır.
Sevdiklerimiz, dünyalara bedel değil midir !
 
Geri
Üst