Bana zekat düşüyor kurban kesmekte düşermi?

Uzman SühaN

Administrator
Bana zekat düşüyor kurban kesmekte düşermi?
Kendisine zekat farz olan kimseye kurban kesmekte vaciptir.İster evli,ister bekar olsun ister kadın ister erkek olsun,ister çalışan veya çalışmayan olsun asli ihtiyaçlarından fazla olarak kenarda 80 gram altın veya altın değerinde nakit para veya malı olan kimseye senede bir defa kurban Bayramı günlerinde kurban kesmek vaciptir.
Hanefi mezhebinde servet kiminse kurban borcu da onun olduğundan, aile içinde kimin şahsına ait parası varsa onun kurban kesmesi gerekir. Bu ister erkek ister kadın olsun. Şayet bir ailede hem kadının hem de erkeğin ayrı ayrı sermayeleri varsa, dinen zengin sayılan kişi kurban kesmelidir. Her ikisi de zengin ise, ikisi de kurban kesmelidir.

Kurban kesmek dinen zengin sayılan Müslümanlara vaciptir. Kurbanda zenginliğin ölçüsü ise şöyledir:

Zaruri ihtiyaçlarından fazla olarak, elinde 85 gram altın veya 595 gram gümüş yahut bunların değerinde para ve mal bulunan kimse zengindir.


4.jpg


TÜM İSLAMİ KONULARIMIZ AŞAĞIDAKİ LİNKTE
https://www.meleklermekani.com/forums/tum-islami-bilgiler.953/




Zekâtta olduğu gibi, kurban nisabı üzerinden bir sene gibi bir müddetin geçmesi şart değildir. Ayırca koyun, keçi ve sığır gibi otlayan hayvanlar ve ticaret malları nisap miktarında hesaba dahil edilir. Bu malların çoğalan ve artan cinsten olması da şart değildir. Meselha yirmi tane koyunu olan bir kişinin koyunlarının toplam tutarı altın ve gümüşteki nisap miktarını buluyorsa, bu insan zengin demektir. Yine elinde nisap miktarına ulaşan ticaret malı bulunan bir kimse de kurban hususunda zengin sayılır ve kurbanı keser.

Diğer taraftan oturduğu evden başka bir gayrimenkulu olan bir insan, onun kira geliriyle aylık ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra elinde nisap miktarına ulaşan bir meblağ mevcut olursa ona da kurban kesmek vacip olur.

Bunun gibi, borçlu olan bir insan elindeki malını borcuna verdiği takdirde geriye nisap miktarı kadar bir meblağ kalabiliyorsa, buna da kurban kesmek icap eder. Hattha yazlık ve kışlık olarak iki takım elbisesinin dışında nisap miktarına ulaşabilecek başka elbiseleri olan kimse de bu hususta zengin sayılmaktadır. Bazı fıkıh kitaplarımızda şöyle bir hüküm de vardır:

"Bir kimsenin kendi oturduğu evden başka bir evi olursa, onu ticaret veya kira için kullanmasa bile yine onun için kurban vacip demektir."

Kurban kesmesi vacip olan kimsenin Kurban Bayramı'ndan önce olduğu gibi, Kurban Bayramı'nın 1., 2. ve 3. günleri içinde de nisap miktarına ulaşan bir mala sahip olması yeterlidir. Yâni, nisap miktarını tutan malın üzerinden bir yılın geçme şartı aranmaz. Meselâ Kurban Bayramı'nın birinci günü ihtiyaçlarının dışında eline nisap miktarına ulaşan bir para geçen kimsenin kurban kesmesi vâciptir.


Zekâtta olduğu gibi, zarurî (aslî) ihtiyaçlar şunlardır:

Oturulan ev, evde kullanılan eşya, binek vasıtası, iş ve sanatta kullanılan malzeme ve âlet, kışlık ve yazlık elbise, bir aylık, başka bir görüşe göre bir senelik yiyecek ve içecek gibi erzak.

İşte bunlardan fazla olarak elinde nisap miktarı kadar malı olan kimseye kurban kesmek vaciptir.

Ayrıca, “Kurbansız olur mu, kurban insanın sağlığına düşer.” sözünün dinî bir dayanağı yoktur. Hattâ insan zengin olsa da sağlıklı olmayıp hasta veya sakat olsa bile yine kurban kesmesi vaciptir. Diğer yönden kurbanın şartları arasında hiçbir yerde “sağlık” aranmaz. Yalnız kurban kesecek kimse, şu niyette bulunabilir:


“Ya Rabbi, aslında bize ihsan ettiğin bu kadar nimetin karşılığında kendimi sana kurban etmem gerekirdi, yalnız Sen insan kurban edilmesini haram kıldın. Benim yerime bu hayvanı kesiyorum.”


Bu sözler kişinin hâlis niyetini ve ihlâsını gösterir.

Borç para alınarak kurban kesilmez. Şayet insan Kurban Bayramı günlerinde kurban kesebilecek bir zenginliğe ulaşırsa, ancak o zaman kurban kesmesi vacip olur.


“Mahalleden, komşulardan ayıp oluyor” diye borca girip kurban kesmek de doğru değildir. Çünkü Cenab-ı Hak, kula takatının üstünde bir mükellefiyet yüklemez.Böyle bir düşünce ihlâsı da zedeler. Çünkü bu takdirde başkaları görsünler, onlara karşı ayıp olmasın diye kurban kesilmektedir ki, kulluk şuuruna aykırı düşer.


Fakat, zengin olmamakla beraber kurbanlık bir hayvan alacak kadar parası olan kimse kurbanı alır, keser, etini de çoluk çocuğuyla birlikte yer. Bununla yine sevaba girer.Kurban kesmek şu vasıfları taşıyan kişilere vaciptir:
1. Müslüman olmak
2. Hür olmak, köle olmamak
3. Mukim olmak, yolcu olmamak
4. Zengin olmak


“Zengin olmaktan kasıt sadakayı fıtır verecek kadar bir zenginliktir. Yani 20 miskal (96 gr) altın veya 200 dirhem (640 gr) gümüşe malik olanlar, kurban kesmek zorundadırlar. Bu nisabın üzerinden bir sene geçmesi şart değildir. Kurbanın vacip oluşunda erkek olmak şart değildir. Nisap miktarı mala sahip olan hür kadına da, kendi parasıyla kurban kesmek vaciptir.” (Sünen-i Ebu Davud)


“Kurban kesmede nisap, fıtır sadakasıyla mükellef olmaktır. Bu durumdaki Müslümana kurban kesmek vaciptir.
Nisabı eksilten borç, kurban kesme günlerinde kurbanlığın kaybolması kurbanın vacibiyyetini düşürmez. Kişi vaktin başlangıcında fakir, sonunda zenginleşirse kurban kesmesi gerekir. Kurban kesmekle mükellef olan aldığı kurbanlığı kaybeder ve mal varlığı nisabın altına düşerse kurban kesme günlerinde fakir olduğundan yeni bir kurban almaya gerek yoktur. Zengin olduğu halde yerine yenisini alıp keser ve diğerini de bulursa bunu kesmesi gerekmez.” (Kâsânî)

Temel ihtiyaçlar nisap miktarına girer mi?


“Temel ihtiyaçlar:
Bundan maksat, oturacak ev ile eve gerekli olan eşya, kışlık ve yazlık elbise, gerekli silah ve aletler, kitaplar, binek hayvanı, hizmetçi, köle veya cariye, bir aylık -doğru kabul edilen başka bir görüşe göre, bir yıllık- nafaka demektir. Borç karşılığı olarak elde bulunan para da böyledir. Bu eşyaların mevcut olması şart değildir. Eğer mevcut iseler, zekât ve kurban için nisap hesabına katılmazlar.


Ticaret için olmayan, ihtiyacından artan eşya, evindeki süs eşyası, yere serili olmayan halılar, kullanılmayan fazla ev eşyası, sanat ve ticaret âletleri, kurban için ihtiyaç eşyası sayılmaz. Bunlar, fitre ve kurban için, nisap hesabına katılır.


Tarlasından aldığı mahsul veya tarlanın, evin, dükkânın, atölyenin, kamyonun bir senelik kirası, ne kadar çok olursa olsun, bir yıllık ev ihtiyacını veya aylık geliri, aylık ihtiyacını ve kul borcunu karşılamayan kimse, İmam-ı Muhammed Hazretleri’ne (ra) göre, fakirdir. Fetva da böyledir.
İmam-ı Âzam’a (ra) göre ise zengin sayılır. Çünkü mülkü olan tarlanın ve bu demirbaş malların değeri, ihtiyacını karşılar ve nisap kadar da artar. Bunun, kirayı her alışta, bir miktar ayırıp, biriktirerek kurban kesmesi lâzımdır. Yani, büyük sevaba kavuşması lâzımdır. Fitre vermez ve kurban kesmezse, İmam-ı Muhammed'e (ra) göre, günahtan kurtulur.” (Emniyet ve Ehliyet)
Zor geçinen kimse nisaba malikse para biriktirip kurban kesmelidir
“Aldığı maaş ile güç geçinen kimse, nisaba malik ise, para biriktirip, kurban kesmelidir. Etin hepsini kavurma yapıp, birkaç ay et parasından biriktirerek, gelecek yılın fitre ve kurban parası olarak saklamalıdır. Böylece, kurban sevabından mahrum kalmamalıdır.” (Emniyet ve Ehliyet)
Kurban kesen kimsenin “akıllı ve bulûğa ermiş olma şartı” konusunda ihtilâf vardır


İmam Âzam (ra) ve İmam Ebu Yusuf’a (ra) göre:
“Kurban kesmekle mükellef olmak için akıllı ve bulûğa ermiş olmak şartı yoktur. Zengin olan çocuk veya delinin malından velisi kurban keser.
İmam Muhammed'e (ra) göre ise akıl ve bulûğa ermek şarttır. Fetva bu görüşe göredir.” (Feteva-i Hindiyye)


Seferî olanlar kurban kesmekten muaftır
“Seferî olanlar kurban kesmekten muaftır. Bundan dolayı seferîliği gerektirecek yoldan gelen hacılara kurban vacibiyyeti yoktur. Ancak orda ikamet eden olan Mekkeliler için bu vacibiyyet düşmez.

Kurban kesme günlerinde yolculuğa çıkan kişi, vakit çıkmadan ikamet ederse kurbanla mükelleftir. Kurban kesme günlerinin ilk günlerinde ikamet ettiği halde kurban kesmeyen ve son gün yolculuğa çıkan kişiden vacip olmak düşer.” (Kâsânî)
 
Geri
Üst