Bazen Dinlenmek Gerek..

HaYaL

Daimi Üye
Üye
Bazen Dinlenmek Gerek..
Hayatın yükü hepimizin omuzlarına binmiş durumda.Öyle ya da böyle,ağır ya da hafif hepimizin taşıdığı bir yük var nihayetinde.Bazılarımızın taşıyabileceğinden azını doldurur kefesine bazılarımız da gücü yetmez yüklendiğini taşımaya.

Taşırız ,bıkmadan usanmadan..Ta ki bir gün gelip de yorulana kadar.Taşıdığımızın yükün altında ezilmemek için bazen hayatı dondurmalı ,dinlenmeliyiz...Hikaye edilir ki;

Hamalsan iki şey önemlidir senin için : Yük ve yol..
Ancak sırtına aldığın yükle bu mesafeyi aşabilirsen, ücret mevzu bahis oluyor. Aksi olursa, cereme çekiyorsun!
Bunu düşünüyordum. Yanımdaki hamalla yola çıktık. İhtiyardı. Kendinden büyük bir yük almıştı. Benim sırtımda ise bir kaç bavul vardı sadece, onunkinin çeyreği… Diyordum ki içimden “Çok gitmeden kıvrılırsa titreyen bacakları, yüklenirim sırtındaki yükün yarısını!..”
Nitekim, çok geçmeden dedi ki;
“Mola vakti. Gel biraz dinlenelim!..”
“Ne molası”, dedim ona hayretle. “Ben daha terlemedim!..” Sözüme aldırmadı. Durdu. Çöktü. Salarken yükünün ipini, “Sen de dinlen hadi” dedi.
Benim canım sıkılmıştı bu işe. Genç olduğumu, ondan kuvvetli olduğumu, bunun gibi bir bunakla yola çıkmamın ne büyük hata olduğunu düşünüyordum. O ihtiyar, bir bacağını azıcık uzatmış halde sessizce dinleniyorken, ben huzursuz bir şekilde ayakta dolanıyordum.
Bir saat kadar sonra yine durdu, oturdu, sonra uzanarak dinlendi. Ben kızgınlıkla dolandım etrafında.. “Yükünü indirip sen de dinlen” demesine aldırmadım, ona daha çok kızdım.. Sonra yine durdu. Bana da dinlenmemi söyledi yine ama onu dinlemedim, dinlenmedim.
Yarım sat sonra “dinlenelim mi?” diye sordu, aksi aksi başımı salladım.. Kaçıncı molasıydı hatırlamıyorum, birden bire dizlerimin bağı çözüldü. Kafamın içinde uçuşan kara kara sinekler sustu, çöküp kaldım. Kayış kolumdan çıktı, sırtımdaki bavullar kaydı. Ne kadar zaman geçtiğini fark etmedim. Uyumuştum da uyandım mı, yoksa bayılmıştım da ayıldım mı anlamadım. Baktım kendi kocaman yükünün üzerine benim bavullarımı da bağlamıştı. Küçük tasına birazcık su koyup dudağıma dayadı, içtim. Sonra koluma girerek; “Haydi kalk”, dedi “Bana yaslan. Ağır ağır gider ve bir süre sonra yine dinleniriz.” Dediğini yaptım. Omuzundan güç aldım, ama asıl anlattıkları iyi geldi bana.
“Ben yılların hamalıyım”, dedi. “Nice pehlivan yapılı adamlar gördüm. Çoğu dinlenmek istemediklerinden yükleriyle birlikte kendilerini de toprağa serdi sonunda. Yolda gördüğümüz, saçılmış kuru kemiklerin çoğu anlattığım bu insanlara ait. Halbuki bir yükü taşımak bizim işimiz, altında ezilmek değil!. Unutma ki bur yük taşıdıkça ağırlaşır. Dinlenerek sen yükünü hafifletiyorsun! Belki günün birinde hamallığın şekli değişir. Belki o günleri ben göremem. Ama sen kavuşursan o zamanlara, aman ha, kafanın içinde de sakın yük taşıma !.. Akşamları bırak ve hafifle. Sabah dinlenmiş olarak yeniden taşırsın yükünü. Bizim işimiz, bugünü yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil!
Çünkü yarınlarda bizi bekleyenler var, taşıdıklarımızı bekleyenler var..”


Hamalsak bile hamallığı bilmeliyiz.Omuzlarımızın çökmeden kara toprağa girmeden yükümüzü sonuna kadar götürebilmek için yani kısacası hayatı sırtlayabilmek için bazen mola vermeliyiz...

 
kafanın içinde de sakın yük taşıma !.. Akşamları bırak ve hafifle. Sabah dinlenmiş olarak yeniden taşırsın yükünü. Bizim işimiz, bugünü yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil!
Çünkü yarınlarda bizi bekleyenler var, taşıdıklarımızı bekleyenler var..”


süperrrrrrrrrrrr
canım çok güzel bir paylaşım
yazdım kafama:D
 
Geri
Üst