Bir gün mutlaka sana dönerim

kaprisli

Yeni Üye
Üye
Bir gün mutlaka sana dönerim
Belki de sen yanıldın Belki de sadece iyi kalpli bir yeteneksizdim ben
Ebedi bir hayat kaçkını Varlığımı herkesin bilmesini isterken, aynı anda kendimi ele vermemek için hayattan kaçıyordum. Daha önce kimselerin denemediği şeyleri yapmak, benzersiz biri olmayı isterken, dokunduğum herşey gerçekliğini yitiriyor, çevrem hızla ıssızlaşıyordu..


Benzersiz biri olmayı isterken, varlığımın unutuluşunu seyretmek tuhaf,karşılıksız bir acı veriyordu bana Beni birgün unutacağından korkuyor, bunun bedelini de sana kendimi saklayarak ödetiyordum. İyi kalplilikle saklayarak Bilirsin, dünyanın en kolay, ama en riskli rolüdür iyi kalpliliği oynamak Sevgini yitirmemek için yaptığım tek şey aynada kendimi telaşla seyretmek ve iyi kalpliliği oynamaktı


Sevgine çok kıymetli bir hatıra gibi sahip olmuştum Durmaksızın fotoğrafını çekiyordum. Arkanda hayat can çekişiyordu. Bakışlarından kurutulmuş
kelebek kolleksiyonu yapıyordum. En büyük arzum seni hayatın içinde yaşayabilmekti. Ama en büyük korkumda buydu. Sanki seninle hayatın içinde
yaşarsam, ruhum dağılacak, her bir yanım birbirinden çok uzak yerlere savrulacaktı Aşk bana cesaretiyle gelmemişti işte.Oysa sen ölümünle bile barışmıştın çoktan İstediğin an tanıdık, tanımadık herkesin insafına terkedebiliyordun kendini En çok arzuladığım şeye sen kavuşmuştun.


Kaybedecek hiçbirşeyin yoktu artık. Sen istemezsen kimse sana birşey yapamazdı.Bazen bırakırdın, korumazdın kendini. Gözlerinden kan gibi sızan
bir tebessümle yanağına inen tokatı atan insanın gözlerine bakardın.
Maruz bırakırdın kendini o bencil şiddete. O tokat gündüz düşleri gören bir şairin avuçlarında zarfsız kuşlar olana dek, maruz bırakırdın kendini Bense yıllar sonra bulmuştum sevgiyi.Öylesine açtım ki sevilmeye, öylesine açtım ki kendime,sonsuzluğu unutmuştum.


Aynadan hep kendime bakıyor ve sevgini yitirmekten delice korkuyordum Sevgini yaşayamıyor, sevgini derinden hissedemiyor, bütün telaşımla sevgine layık olmaya çalışıyordum Sevgine layık olmak içinde durup dinlenmeden kitaplar yazmayı tasarlıyordum. Sevgine layık olmak için önemli, tanınan biri olmalı, oyunlar sahnelemeli, şarkılar bestelemeliydim. Hatta dünyanın en romaneks devrimini gerçekleştirmeliydim bu ülkede Ben sevgine tamamen sahip olabilmek için ön odada dünyanın en romaneks devrimini yapmayı, insanların duygu ve düşünce hayatlarını alt üst edecek kitaplar yazmayı düşlerken, sen arka odada tek başına güvercinlerle, köpeklerle,bahçede yakılan ateşlerin duvarlardaki yansımalarıyla konuşurdun. Sanki zaman senin için çok farklıydı. Geçmişini kaybetmediğin için bir bakışta, o bakışta saklı olan bütün bir hayatı okuyabiliyordun sanki İnsanlar sana emanet ettikleri geçmiş zamanlarını bir daha sormadıkları zaman yaşadığın keder, ona en çok ihtiyaç duyanlara şefkat olarak geri dönerdi Sen birine sarıldığın zaman, zaman dururdu Bense tarihe iz bırakmak,unutulmamak, hep hatırlanmak için bakardım insanların bakışlarına ve o bakışlarda yine kendimi görürdüm Dünya benim gergin, telaşlı, hep geç kalmışlığımı yüzüme vuran aynamdı Ve benden kendimi yaşarken ona kurban etmemi isterdi O aynada erdemimle bayağılıklarım arasındaki derin uçurumu görürdüm hep
Ne yapacağımı hep baştan bilirdim.


Ne söyleyeceğimi, nasıl davranacağımı, ne hissedeceğimi Hiç şaşırtmazdım kendimi. Kendime rakiptim; ama hep yenerdim kendimi. Kendimi hep hayal kırıklığına uğratırdım İnsanların duygu ve düşünce dünyalarını sarsacak bir kitap yazmaya çabalarken merak ettiğim en önemli şey senin dünyaya, hayata, insanlara nasıl baktığındı Beni nasıl gördüğündü, nasıl sevdiğindi Nasıl insanların insafına kendini bu kadar korkusuzca terkettiğindi Kuşlarla, köpeklerle, yapraklarla,böceklerle, çocuklarla konuşurken neler hissettiğindi Kimi kez seni
hissedebilmek için bugüne kadar dek kazandığım bütün gücümü, imkanlarımı, ilişkilerimi bir anda silmek, hayata sıfırdan ve yeniden başlamak istiyordum. Kaybedecek hiçbirşeyim yokken nasıl biri olacağımı merak ediyordum. Kendimi herşeye maruz bırakmayı, yanağıma inen tokata gözlerimden kan gibi sızan bir tebessümle bakmayı ve o tokattan zarfsız kuşlar yapmayı çok istiyordum Oysa kendimi bu kadar çok önemsersem, bu denli çok ciddiye alırsam seni ve kendimi hiçbir zaman gerçek anlamda göremiyeceğimi artık anlamam gerekiyor anlamam gerekiyor, çünkü bu sıcak yaz günlerinde içim üşüyor. Çünki çoktan anlamam gerekiyor,kendime hesap vermemek için tarihe iz bırakmak istediğimi Hep arzuladığım halde bana verilen sevgiden korkup kaçtığım için, hiç unutulmamak adına kitaplar,
oyunlar, şarkılar yazmak için çırpınıp durduğumu Kendime olan sorumluluktan kaçtığım için, bu ülkede dünyanın en romaneks devrimini gerçekleştirmedüşleriyle uğraştığımı anlamam gerekiyordu. Yarın uzaklara gidiyorum.


Çevremde kimsenin bilmediği bir yere Sığınacak, korkularımı yatıştıracak, beni hiç sorgulamadan bağışlayacak kimselerin olmadığı bir yere.O sadece başıboş rüzgarların yaşadığı dağlarla çevrili ıssız kumsalda adımı haykıracağım Orada ne insanların duygu ve düşüncelerini alt üst edecek kitaplar, ne oyunlar, ne şarkılar, ne de dünyanın en romaneks devrimi olucak Orada sonsuzluğa bakıp ve kimseden yardım istemeden kimim ben? diye soracağım. Eğer ben sadece iyi kalpliliği oynayan ebedi bir hayat kaçkınıysam, içim ölmüşse ve eğer buna gerçekten inanırsam beni bir daha göremiyeceksin.


Eğer senin düşündüğün gibiyse,şunu bil ki birgün mutlaka sana geri dönerim







alıntı
 
Geri
Üst