Bu Köşe Bettt'in Köşesi ~

Adam onun sokağındaydı
Işıklar kapalı
etraf alabildiğine siyahtı
Geri dönmeliydi adam

Çünkü kadın ölmeliydi!

Dönemedi adam.
Kadın buna izin vermedi
Gökyüzü olup adamın nefesine karışmıştı
adam kadının kokusunu almıştı.
Gitmek istiyordu adam
geri dönüp bir daha o sokağa girmemek istiyordu
Ama hala seviyordu.
Kaldığı her saniye,
Biraz daha, bayâ daha, çok daha!...
Gitmeliydi adam.

Çünkü kadın ölmeliydi!

Gözlerde biriken ayrılık dökülmek üzereydi
Oturdu adam
elleri ve ayakları yoktu
Ayrılık akmaya başladı gözlerden
Yere Düşen her damlada bir anı`sını öptü.
Artık gitmeliydi.

Çünkü Kadın ölmeliydi.

Adamı bekleyen mutlu bir yanlızlık olmalıydı
Ellerini ve ayaklarını alıp,
bol küfürlü fatiha`larla uzaklaştı sokaktan
İstanbul`da, yağmur vardı...
Yeryüzündeki ayrılıklardı nedeni, gökyüzündeki gözyaşlarının
Yağdı...
 
Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni
Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenceden denize gireyim dedin
Kulaç attıkça sen
Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
Ege denizi bu efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bi de dibe dalayım diyorsun
İçine doğdu belki de
İşte çil çil koşuşan balıklar
Lapinalar gümüşler var ya
Eylim eylim salınan yosunlar
Onların arasında bulacaksın beni
Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
Herkes orda sen de ordasın
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
Özgürlüğe mutluluğa doğru
Her işin başında sevgi diyor
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bi de başını çeviriyorsun ki
Yanında ben varım
 
bir martıyı ağlattın işte
bir çocuk garanti intihar eder artık
kütür kütür küfrediyor gece imanıma
bir yaprak kırılıp suya düşüyor
su yaralanıyor su kanıyor şelale!

ah nasıl titredim tensiz
bir piyanist büküldü sanki
kesişen ayrışık doğrular gibi
çarpışıverdim yüzünle. Yüzün
öyle düzgün suna bir elyazısı
yüzün yüzüme aksedince
yüzün ayna alnımda
yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı!

bitmemiş bir ömrün yalanısın
sen: kabuslarımın tabiri
çocukluğumun arta kalanısın!
öldüreceğim kendimi dudaklarınla
dudakların etle, şehvetle seferber
sen! bana inen son kutsal kitap
son fakir yatır
son aciz peygamber!

bir martıyı ağlattın işte
bir çocuk garanti intihar eder artık


K.İ
 
'eş' olmak...
Yaşlı bir adam, sabah erken evinden çıktı, yolda ilerlerken, bir bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlandı ve hafif bir şekilde yaralandı. Sokaktan geçenler yaşlı adamı hemen en yakın sağlık birimine ulaştırdılar. Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman yaptı ama biraz beklemesini ve röntgen çekip herhangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını da inceleyeceklerini söylediler.Yaşlı adam huzursuzlandı acelesi olduğunu, beklemek istemediğini söyledi. Hemşireler acelesinin sebebini sordular.
Yaşlı adam:
- Karım huzurevinde kalıyor. Her sabah onunla kahvaltı etmeye giderim.Geç kalmak istemiyorum.
-Karınızın, siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde?
Adam:
- Ne yazık ki karım alzheimer hastası ve benim kim olduğumu bile hatırlamıyor.
Hemşireler:
Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, neden her gün onunla kahvaltı yapmak için yine de koşturuyorsunuz?
Adam:
- Ama ben onun kim olduğunu unutmadım...
:cry::utan:


 
animals-pictures-cat-eyes-macro-photography.jpg

ne kadar güzel bir gözdür o yaa :)
 
'eş' olmak...
Yaşlı bir adam, sabah erken evinden çıktı, yolda ilerlerken, bir bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlandı ve hafif bir şekilde yaralandı. Sokaktan geçenler yaşlı adamı hemen en yakın sağlık birimine ulaştırdılar. Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman yaptı ama biraz beklemesini ve röntgen çekip herhangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını da inceleyeceklerini söylediler.Yaşlı adam huzursuzlandı acelesi olduğunu, beklemek istemediğini söyledi. Hemşireler acelesinin sebebini sordular.
Yaşlı adam:
- Karım huzurevinde kalıyor. Her sabah onunla kahvaltı etmeye giderim.Geç kalmak istemiyorum.
-Karınızın, siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde?
Adam:
- Ne yazık ki karım alzheimer hastası ve benim kim olduğumu bile hatırlamıyor.
Hemşireler:
Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, neden her gün onunla kahvaltı yapmak için yine de koşturuyorsunuz?
Adam:
- Ama ben onun kim olduğunu unutmadım...
:cry::utan:


Çok iyi yaa...
 
Geri
Üst