Cehennemden Kurtulma Duası

ahueda

Aktif Üye
Üye
Cehennemden Kurtulma Duası


Cennet ve Cehennem, Allah’ın iki mükâfat ve mücâzat yeridir. Mükâfata lâyık bir amel içinde olanı Cennet’e, mücâzata lâyık tutum ve tavrı tercih edeni de Cehennem’e koyar.
Demek ki, insanın Cennet’lik, yahut ta Cehennem’lik oluşu kendi isteğiyle, yâni tercih ve tutumuyla alâkalıdır. Hangisine lâyık bir amel içinde olursa oraya gider, tercih ettiği yerin muamelesine tâbi olur.
Bunun içindir ki, Resûl-i Ekrem Efendimiz kim iyi niyetle Cennet’i ister: “Allahümme innî es’elüke’l-Cennete” diyerek Allah’a yalvarırsa, Allah da onu istediği Cennet’ine koyar, buyurmuştur. Nitekim aynı isteği Cehennem’den kurtulmak için de tekrarlar da: “Allahümme ecirna mine’n-nâr” diyerek Cehennem’den korunmasını dilerse, Allah bu isteğini de kabûl eder, Cehennem’den korur.
Bundan dolayıdır ki, duâ kitaplarında şöyle tavsiyede bulunulur:
– Kim sabah ve akşam namazlarından sonra üçerden az olmamak kaydıyla “Allahümme innî es’elüke’l-Cennete” diye Allah’a yalvarır, sonra da “Allahümme ecirnî mine’n-nâr” diye ilâve ederek duâya devam ederse, Allah onun duâsını kabûl eder, o gün ve gece vefat ederse dileğine kavuşmuş olarak muamele görür. Cehennem’den kurtulur. Cennet’e lâyık olur.
Öyle ise amelimizle, tavır ve hareketlerimizle Cennet’i istediğimizi göstermeli, Cehennem’den korktuğumuzu da isbat etmeliyiz. Bundan sonra da sabah ve akşam namazı duâlarımızda bunları tekrar etmeli, Rabbimizden Cehennem’inden koruyup Cennet’ine koyması niyâzımızı dile getirmeliyiz ki, neye lâyık olduğumuz fiilimizle, kavlimizle anlaşılsın, Rabbimizin rahmetini celbe vesile olsun.
Böyle fiille, sözle bir gayret ve azimde olmayan insan elbette mükâfat isteyemez, mücâzata lâyık olduğunu göstermiş olur.

 
Geri
Üst