Daha ne desin kuşlar?

destina_

Yeni Üye
Üye
Daha ne desin kuşlar?
Gülden, bülbülden ve diğer bahçe güzellerinden söz etmem bahanedir”, diyen hazret-i Mevlânâ, Mesnevi’sinde anlatıyor:
.....
Çok büyük bir ateş hazırlayanlar, yanıp ölsün diye de İbrahim Peygamberi bunun içine atmışlardı.
O sırada gökte küçük bir kuş belirdi. Tam hazret-i İbrahim’in üzerinden geçerken, ağzında taşıdığı kuru dal parçasını ateşe bıraktı.
İbrahim Peygamber;
“O minicik çöpü atmışsın atmamışsın, bu koskocaman ateş için ne fark eder ki?” diye seslenince, kuş;
“Olsun, dedi. Yeter ki düşman olduğumuz belli olsun!..”

Şimdi düşünüyorum da...
Bu okuduğunuz menkıbe; yeryüzüne ayak basan her insanın tutsa yakasından da bir silkelese, inanın can dayanmaz!..
Sorarlar çünkü bir gün adama: “Ne yapıyorsun? Yaptığını niçin yapıyorsun? Kim için veya kime düşmanlık için yapıyorsun?”

Biraz sonra, havada başka bir kuş belirmiş. Gagacığında taşıdığı su damlasını, gökleri tutan o büyük ateşin tam üzerinden geçerken bırakmış.
Bunu gören İbrahim Peygamber;
“Ey kuş, demiş. Bir damlacık suyu bıraktın ama, bu kocaman ateş için ne fark eder ki?”
“Olsun, demiş kuş. Yeter ki dost olduğumuz belli olsun!..”

Biliyor musunuz; kuşlar sonraki zamanlarda da, daha sonraki zamanlarda da hep aynısını söylemişler:
“Olsun, demişler... Dost olduğumuz belli olsun!..”
Bahar geçti yaz geldi, kuşlar cıvıldaşıyor yine... Dinleyin. İyi dinleyin; bakın ne diyor kuşlar:
“Dost olduğunuz belli olsun... Dost olduğunuz belli olsun!..”


_alıntı
 
Geri
Üst