doğu anadolunun tarihçesi nedir

  • Konbuyu başlatan Kayıtsız Üye
  • Başlangıç tarihi
K

Kayıtsız Üye

Forum Okuru
doğu anadolunun tarihçesi nedir
lütfen bana yardım edin
 
Ağrı ilinin tarihi, Paleolitik Çağ'a kadar uzanmaktadır. Daha geç dönemlerde bu bölge ile Mezopotamya arasında kültürel ilişkiler olduğunu gösteren Tunç Çağı araç gereçleri bulunmuştur. Ağrı ve çevresine yerleşen en eski topluluklardan biri Hurrilerdir. M.Ö. 14 yüzyılda Hititlerin Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki etkinlerini yitirmeleriyle yöre önce Hurrilerin, ardından Urartu, Pers, Makedon, Roma, Bizans'ın egemenliğine girmiştir. M.S. 7.yy ortalarında Arapların eline geçen ve stratejik konumu nedeniyle istilalara uğrayan Ağrı'yı 11. yüzyılda Selçuklular egemenlikleri altına almışlardır. Selçukluların aralıklarla süren egemenlikleri Moğol akınlarıyla son bulmuştur. Sonradan İlhanlılar, Celayirliler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. I. Dünya Savaşı'nda Ruslar tarafından işgal edilen bölge, 1921 yılında yapılan Kars Antlaşması ile Türkiye'ye iade edilmiştir.

Bingöl ve çevresi Urartu, Asur, Pers, Roma, Arap, Selçuklu, Saltuk, Akkoyunlu, Safevi ve Osmanlı dönemlerini yaşamıştır. 1936 yılında "Çapakçur" adı ile il olmuş ve adı Bingöl olarak değiştirilmiştir.

Bitlis, ismini Mekadonya Kralı Büyük İskender'in (Alexander), şehirde bulunan kaleyi yaptırttığı komutanlarından "Bedlis'ten" almaktadır. Geçmişi M.Ö. 2000 yılına kadar uzanan Bitlis'te Urartu, Asur, Med, Pers, Mekadonya Krallığı, Roma ve Bizans Dönemleri'ne ait izlere rastlanılmaktadır.

Türklerin 11. Yüzyılla birlikte başlayan Anadolu akınları sırasında önemi bir uğrak yeri haline gelen, bu tarihlerde Alpaslan ve ordularını Ahlat'ta konuk eden Bitlis, Türklerin Anadolu'ya açılmasında çok önemli bir rol de üstlenmiştir. 1514 yılında Osmanlıların eline geçmiştir. 1929 yılında Muş iline bağlı ilçe, 1936 yılında ise il olmuştur.

Elazığ, Doğu Anadolu'da tarihi Harput Kalesi'nin bulunduğu tepenin eteğinde kurulmuş bir şehirdir. Mevcut tarihi kaynaklara göre Harput'un en eski sakinleri M.Ö. 2000 yıllarından itibaren Doğu Anadolu'ya yerleşen Hurrilerdir. Harput ve çevresi, 26 Ağustos 1071 Malazgirt muharebesinden sonra 1085 yılında Türklerin eline geçmiştir. Çubukoğulları, Artukoğulları, Akkoyunlular ve Osmanlılar bölgede hüküm sürmüşlerdir.

Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan Erzincan, yüzyıllar boyu canlı bir tarihi ve kültürel yaşam sürmüştür. Tunç Çağı'ndan beri bir yerleşim olduğu tespit edilen Erzincan, Urartu, Med, Pers, Helen, Roma ve Bizans egemenliğinde kalmıştır. 1071 den sonra Türklerin eline geçerek Mengücek, Selçuklu ve Eretna dönemlerini yaşamıştır. 1473 yılındaki Oltukbeli Savaşı ile Osmanlı hakimiyetine girdi. I. Dünya Savaşında işgale uğrayan Erzincan 13 Şubat 1918 de Türk Ordusu tarafından kurtarıldı.

Doğu Anadolu'nun en büyük kenti olan Erzurum'un MÖ 4900 yıllarında kurulduğu tahmin edilmektedir. Erzurum'u da içine alan bölge tarih boyunca Urartular, Kimmerler, İskitler, Medler, Persler, Parftlar, Romalılar, Sasaniler, Araplar, Selçuklular, Bizanslılar, Sasaniler, Moğollar, İlhanlılar ve Sfaviler gibi çok çeşitli kavim ve milletler tarafından idare edilmiştir. 1514 yılında şehir ve çevresini fetheden Osmanlılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1923 yılına kadar bu topraklarda hüküm sürmüşlerdir.

Milli mücadele, milli birlik ve bağımsızlık hareketinin temelinin atıldığı Kongre 23 Temmuz 1919 da Erzurum'da toplamıştır.

Anadolu Mezopotamya, ve İran üçgeninde yer alan Hakkari konumu ve coğrafi yapısıyla bir çok topluluğun ilgisini çekmiş ve bir çok millete vatan olmuştur. Hakkari, Med, Pers, Selevkos, Abbasi, Selçuklu, Moğol, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Osmanlı hakimiyetini görmüştür.

Araştırmalardan Kars tarihinin Cilalı Taş Devrine kadar indiği (M.Ö. 9000-8000) anlaşılmaktadır. Bölge daha sonraları Hurriler, Urartular, İskitler, Partlar, Sasaniler ve Bizanslıların hakimiyetine girer.

1064 yılında Selçuklu Sultan Alpaslan, şehir ve civarını fethetmiş, böylelikle Türk kavimlerine Anadolu yolunu açmıştır. Şehir ve çevresinde Moğollar ve Akkoyunlular, Karakoyunlular gibi Türk devletleri hüküm sürmüş, 1514 yılında Yavuz Sultan Selim bölgeyi fethettikten sonra Osmanlı İmparatorluğuna katmıştır.

Yapılan araştırmalar ve arkeolojik kazılar sonucunda, tarihi geçmişi Paleolitik Çağa kadar uzanan Malatya ilinde, M.Ö. 7000 yıllarında iskanın başladığı anlaşılmıştır. Yöre, daha sonra Hitit, Asur, Urartu, Pers, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu ve Osmanlı egemenliklerini yaşamıştır.

Muş tarihinin Urartulardan öncesi bilinmemektedir. Urartu Krallığının yıkılmasından sonra yöre halkı pek varlık gösterememiştir. Pers kültürünün etkisi görülmektedir. Hıristiyanlığın yayılmasıyla bölgede kökten değişiklikler olmuştur. Türklerin egemenliğiyle Türk–İslâm kültürü yayılmaya başlamıştır. 1071 Malazgirt Savaşı da Muş sınırları içinde gerçekleştirilmiştir.

Yöreye egemen olan bazı Türkmen boylarının izleri de görülmektedir. Varto çevresinde Karakoyunlular ve Akkoyunluların koyun başı biçiminde gömüt taşlarına rastlanmıştır. Osmanlı döneminde Muş, yarı özerk beylerin yönetiminde, aşiretlerin egemen olduğu bir bölgedir.

Cumhuriyet döneminde 1955 yılında demiryolu bağlantısının Muş iline ulaşmasıyla il gelişmeye başlamıştır.

Tunceli'nin, Çemişgezek ilçesinin güneyinde yer alan Keban Baraj Gölü altında kalan Pulur (Sakyol) Höyüğünde 1968-1970 yılları arasında yapılan kazılarda elde edilen bulgular, yöreye Kalkolitik Çağda (İ.Ö. 5500-3500) yerleşildiğini göstermektedir. Pulur'da bulunan Höyükte yapılan kazılarda kale görünümünde evlere, ocaklara, dibeklere, çeşitli öğütme araçlarına, çeşitli hayvan resimlerine, tunçtan yapılmış iğne ve kazma gibi çeşitli madeni eşyalara rastlanmıştır.

Van ve çevresine önce Hurriler yerleşmişler, sonra Urartular 200 yılı aşkın süre hüküm sürmüşlerdir. Daha sonra Medler, Persler, Makedonyalılar, (Büyük İskender), Partlar, Sasaniler, Bizanslar, Selçuklular, İlhanlılar, Celayiroğulları, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar hakim olmuşlardır.

Ardahan ili, 27 Mayıs 1992’de çıkarılan yasayla, Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. ili olarak kurulmuştur.

Ardahan Kalesi'nde yapılan araştırmalar, yörede Eski Tunç Çağı’na ait kalıntıları ortaya koymaktadır. Eski adı Artan'dır. Ardahan Kalesi uzun yıllar, Osmanlı topraklarını Kafkasya yönünden gelen saldırılara karşı korumuştur. 1878 Ayastefanos Antlaşması’yla Rusya’ya verilen yöre, 1918 Brest-Litovsk Antlaşması'yla geri alınmıştır. Yerleşim, 26 Nisan 1919’da Gürcülerin işgaline uğramış, 23 Şubat 1921’de Türkiye topraklarına katılmıştır.

Iğdır 'a ise M.Ö. 4000 tarihinde Hurriler yerleşmiş daha sonra farklı medeniyetlere sahne olmuştur. Günümüze kadar Urartular, Sakalar, Sasaniler, Bizanslar, Selçuklular, Moğollar, Oğuzlar, Karakoyunlular ve Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiştir.
 
Geri
Üst