THESECRET
"Adalet olunca yiğitliğe lüzum kalmaz"
Estetikte Kök Hücre ile Gençleşme(fibroblast)
estetikte kök hücre tedavisi,kök hücre nakli nasıl yapılır,fibroblast nedir,fibroblast kimlere uygulanır,estetikte kök hücreyle cilt gençleştirme,kök hücre tedavisi nedir,fibroblast kök hücre tedavisiyle gençleşme,fibroblast hakkında tüm bilgiler,
Dokularımız, anne karnında oluştuktan sonra genetik olarak planlanmış bir yaşam sürmeye başlarlar. Deri hücrelerimizin kaç defa bölüneceği, ne zaman öleceği, yumurtalıkların ne kadar yumurtlayacağı; çevresel faktörleri saymazsak kalbimizin ne kadar atacağı, ne zaman kanser olacağımız hep programlıdır. Çünkü hücrelerimizin görevleri ve kapasitesi tanımlıdır.
Hiçbir hücre, hastalık halleri hariç görevlerinden feragat edemezler. Fakat “kök hücreleri” dediğimiz hücrelerin sınırlandırılmış bir görev tanımı yoktur. Onları joker oyuncu olarak düşünebilirsiniz. Uygun şartlar, uygun uyaranlarla karşılaşırlarsa bu hücreler kemiğe de dönüşebilir yağ dokusuna da… Üstelik bu dönüşüm basit bir hücre dönüşümü şeklinde değil, tam bir organ oluşturacak kadar organizasyon ortaya koyacak kadar ileriye gidebilir. Zira, genetik aşılama sonucunda deney farelerinin sırtında insan kulağı üretilebilmiştir; yine deneysel olarak organ üretme çalışmaları devam etmektedir.
Son yıllarda yağ dokusunun tahmin edemeyeceğimiz kadar çok kök hücre içerdiğinin tespit edilmesi üzerine yağ dokusunun transferi ile ilgili uygulama alanlarımız son derece genişlemiştir. Memeye, kalçaya, yanaklara, dudaklara, alna, çeneye enjeksiyonlar yapılmaya başlanmıştır. Eskiden sadece dolgu olması amacı ile bu uygulamalar yapılırken günümüzde her dokuya dönüşebilen kök hücreleri transfer ederek o bölgeye bir hücresel dinamizm taşımak amacı ile de uygulanmaya başlamıştır.
Kök hücrelerinin bu çekici özellikleri nedeni ile yağ dokusunun kalıcılığını arttırmak adına çeşitli uygulamalar da üretilmeye başlandı. Kök hücreleri, tıbbın parlayan yıldızı olacağı ve bizden bir sonraki hekim kuşağının rutin uygulaması olacak olan kök hücre tedavileri günümüzde bir miktar abartılı olarak anlatılmaktadır. Elbette kök hücreler bilimkurgu değildir, bizlerin önüne açtığı ufukların sınırı da yoktur fakat çoğu çalışmanın halen deneysel aşamada olduğunu unutmamalıyız.
Hâlihazırda, meme büyütmede, kalça kaldırmada slikon protezler, çene için çene ucu implantları, dudaklar için hyaluronik asit enjeksiyonları tüm dünyada daha bir süre daha altın standart olarak kalmaya devam edecektir.
Dokularımız, anne karnında oluştuktan sonra genetik olarak planlanmış bir yaşam sürmeye başlarlar. Deri hücrelerimizin kaç defa bölüneceği, ne zaman öleceği, yumurtalıkların ne kadar yumurtlayacağı; çevresel faktörleri saymazsak kalbimizin ne kadar atacağı, ne zaman kanser olacağımız hep programlıdır. Çünkü hücrelerimizin görevleri ve kapasitesi tanımlıdır.
Hiçbir hücre, hastalık halleri hariç görevlerinden feragat edemezler. Fakat “kök hücreleri” dediğimiz hücrelerin sınırlandırılmış bir görev tanımı yoktur. Onları joker oyuncu olarak düşünebilirsiniz. Uygun şartlar, uygun uyaranlarla karşılaşırlarsa bu hücreler kemiğe de dönüşebilir yağ dokusuna da… Üstelik bu dönüşüm basit bir hücre dönüşümü şeklinde değil, tam bir organ oluşturacak kadar organizasyon ortaya koyacak kadar ileriye gidebilir. Zira, genetik aşılama sonucunda deney farelerinin sırtında insan kulağı üretilebilmiştir; yine deneysel olarak organ üretme çalışmaları devam etmektedir.
Son yıllarda yağ dokusunun tahmin edemeyeceğimiz kadar çok kök hücre içerdiğinin tespit edilmesi üzerine yağ dokusunun transferi ile ilgili uygulama alanlarımız son derece genişlemiştir. Memeye, kalçaya, yanaklara, dudaklara, alna, çeneye enjeksiyonlar yapılmaya başlanmıştır. Eskiden sadece dolgu olması amacı ile bu uygulamalar yapılırken günümüzde her dokuya dönüşebilen kök hücreleri transfer ederek o bölgeye bir hücresel dinamizm taşımak amacı ile de uygulanmaya başlamıştır.
Kök hücrelerinin bu çekici özellikleri nedeni ile yağ dokusunun kalıcılığını arttırmak adına çeşitli uygulamalar da üretilmeye başlandı. Kök hücreleri, tıbbın parlayan yıldızı olacağı ve bizden bir sonraki hekim kuşağının rutin uygulaması olacak olan kök hücre tedavileri günümüzde bir miktar abartılı olarak anlatılmaktadır. Elbette kök hücreler bilimkurgu değildir, bizlerin önüne açtığı ufukların sınırı da yoktur fakat çoğu çalışmanın halen deneysel aşamada olduğunu unutmamalıyız.
Hâlihazırda, meme büyütmede, kalça kaldırmada slikon protezler, çene için çene ucu implantları, dudaklar için hyaluronik asit enjeksiyonları tüm dünyada daha bir süre daha altın standart olarak kalmaya devam edecektir.
